DOLAR 32,4209 0.01%
EURO 34,5410 0.03%
ALTIN 2.485,63 0,11
BITCOIN 2056999 -2,91%
Yalova
21°

AÇIK

04:46

İMSAK'A KALAN SÜRE

2023 Yılı Bütçesi TBMM Genel Kurulunda

ABONE OL
Aralık 5, 2022 19:05
Avatar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

TBMM (AA) – HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Kuzey ve doğu Suriye'ye yapılan her operasyonun sonucu yeni yıkımlar, ölümler, binlerce yeni mültecinin Türkiye'ye, çevre ülkelere göç etmek zorunda bırakılması olacaktır." dedi.

Buldan, TBMM Genel Kurulunda 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin tümü üzerinde HDP Grubu adına söz aldı.

Bütçenin sorunlara çözüm sunmayacağını, yoksulluğu, adaletsizliği, eşitsizliği büyüteceğini ileri süren Buldan, bütçede sosyal adalet, sosyal devlet, refah ve huzurun olmadığını iddia etti.

Bütçenin AK Parti döneminin kapanış bütçesi olduğunu savunan Buldan, "İç barışı tesis eden ve demokratik siyaseti esas alan bir bütçenin hazırlıklarına şimdiden başladık." dedi.

Türkiye'nin yaşadığı çoklu krizlerin sebebini iktidarın açıklamayacağını belirten Buldan, "Yasama, yürütme, yargı, kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırdınız yerine yürütme, saklama, aklama sistemini kurdunuz. Meclisin denetim yetkisini elinden aldınız, yeni bir vesayet rejimi kurdunuz, talimatlı bir yargı düzeni yarattınız, hukuksuz yargı aracılığıyla demokratik siyasete ve topluma karşı bir darbe mekanizması kurdunuz. Kolluk güçlerine siyasetinizin destek gücü haline getirdiniz. Yolsuzlukları merkezden yerele kadar tüm kurumlara yaydınız." iddiasında bulundu.

AK Parti'nin toplumsal barış sistemine zarar verdiğini savunan Buldan, "Kürt halkına yaşatılan acıların üzerini adaletsizlikle örtmek istiyorsunuz ama şunu bilin ki biz acılarımızı asla unutmayız, unutturmayız. Kürt halkı kapandı demeden gerçek bir yüzleşme, hesaplaşma ve adalet sağlanmadan bu dosyalar kapanmaz, kapanmayacaktır." ifadesini kullandı.

– "Asgari ücreti HDP'nin teklifi olan 12 bin 500 lira yapalım"

Milyonlarca insanın açlık sınırının altında yaşam mücadelesi verdiğini öne süren Buldan, şunları kaydetti:

"Yandaşlarınızın beslenme çantasında yok yoktur ama çocuklar okula aç gitmektedir, sütü, peyniri, yumurtayı lüks tüketim haline getirdiniz. Çocukların sütünden, yumurtasından kestiğiniz vergileri ise kur korumalı mevduat adı altında zenginlere pay ettiniz. Yandaşlarınız tonlarla götürürken halkın yaşamını ise grama bağladınız. Yoksulun sofrasındaki soğanı da elinden aldınız. Kış geldi sobalar, kombiler yanmıyor çünkü halkın cebini yaktınız. Çiftçiyi, üreticiyi, esnafı, emekliyi borç batağına sürüklediniz. Bir de durmadan çıkıp 'enflasyona ezdirmeyeceğiz' diyorsunuz. O halde buyurun asgari ücreti HDP'nin teklifi olan 12 bin 500 lira yapalım ama yapmayacağınızı ve yapamayacağınızı biliyoruz çünkü siz ancak halktan toplamayı bilirsiniz."

Bütçede savunma ve güvenlik harcamaları için 470 milyar lira kaynak ayrıldığını anımsatan Buldan, "Yüksek enflasyonun, işsizliğin ve yoksulluğun nedenlerinden biri de budur, halka, istihdama değil savaşa bütçe tam da budur." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Eğer 8 yıl öncesi asgari ücretle aldığın yumurtadan, aldığın sütten, aldığın ekmekten bugün daha az alıyorsan bize oy verme." ifadesini anımsatan Buldan, "Büyük ekonomist bir kez de olsa doğruyu söylemiş, bu ekonomisti bir seferlik de olsa dinlemekte fayda var, halkımız bunun gereğini kesinlikle yapmalıdır." şeklinde konuştu.

"Kürt sorunu"nun Türkiye'de tüm iktidarların kaza yaptığı ortak bir viraj olduğunu ileri süren Buldan, şu ifadeleri kullandı:

"Yaklaşan seçimler öncesi Suriye'de yine macera peşindesiniz. Enflasyonu, doları düşüremediniz 'haydi Suriye'ye Kobani'yi düşürmeye' diyorsunuz. Siz iktidardan gidersiniz ama Kobani öyle kolay kolay düşmez, buna inanmanızı istiyorum. Amacınızı gayet iyi biliyoruz, Rojava'da Kürt halkının demokratik bir statü kazanmamasıdır, diğer halklarla ortak demokratik bir gelecek oluşturmamasıdır. Kuzey ve doğu Suriye'ye yapılan her operasyonun sonucu yeni yıkımlar, ölümler, binlerce yeni mültecinin Türkiye'ye, çevre ülkelere göç etmek zorunda bırakılması olacaktır. Aynı zamanda Türkiye'de halkın sofrasından ekmeğin daha da küçülmesi olacaktır. Şunu da aklınızdan çıkarmayın; kuzey ve doğu Suriye'de Kürt halkının statüsü üzerine iktidar statünüzü kuramazsınız, oradan size bir statü asla çıkmayacaktır, orada halkların demokratik kazanımı ve ortak geleceği vardır, bunu da siz engelleyemeyeceksiniz."

Buldan, Kürt sorununa çözüm üretemeyenlerin gelecekte asla söz sahibi olamayacaklarını savundu.

– "Bu, bir seçim bütçesidir"

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Türkiye'nin her gün daha fazla yoksulluk, açlık, sefalet ve yolsuzlukla tarihinin en önemli seçimine doğru gittiğini söyledi.

İşsizler, emekçiler, emekliler, engelliler, gençler, kadınlar, çocuklar, çiftçiler ve küçük esnafın çok büyük bir krizle karşı karşıya olduğunu öne süren Sancar, iktidarın adaletsizliği, eşitsizliği ve sömürüyü her alanda derinleştirdiğini iddia etti.

Bütçeyi "otoriterleşme ve savaş bütçesi" olarak tanımlayan Sancar, "Bu, bir faiz bütçesidir, seçim bütçesidir, enflasyonist bir bütçedir. Bu bütçe, sermayeye kaynakların daha çok aktarıldığı bir bütçedir." dedi.

Bütçeye ilişkin eleştirilerde bulunan Sancar, şunları kaydetti:

"2023 merkezi yönetim bütçesiyle asıl kaynak aktarılan 2 büyük kesim, savaş ve faiz lobileridir. Bu bütçe halktan aldığı vergilerden faiz lobilerine 565 milyar lira aktarıyor. Savaş lobilerine ise 468,7 milyar lira aktarmayı öngörüyor. Yani bütçe gelirleri kapsamında halktan toplanan her 3 Türk lirası verginin 1 lirası faiz lobilerine, savaş baronlarına altın tepsilerle servis ediliyor. Milyonlarca emekçinin ve emeklinin sofrasına düşen 3 ekmekten 1'i işte bu 2 lobiye aktarılıyor, bu 2 lobi arasında paylaşılıyor. Bu yetmezmiş gibi 660 milyar lira bütçe açığı öngörülüyor. Ne demektir bu? Bu bütçe bir seçim bütçesidir. Yani seçim yatırımı olarak yapılacak harcamalar bütçeye bir açık kalemi olarak önceden konulmuş durumdadır."

– "Barınma sorununun sorumlusu kim?"

Yeni sosyal konut projesine de değinen Sancar, "Barınma sorununun sorumlusu kim? Bugüne kadar ev sahipleri ile kiracıları birbirine düşüren, bu nedenle hayat kayıplarının dahi yaşandığı sorunu bu iktidar değilse kim yarattı? Peki, İstanbul'da en düşük kiranın 5 bin, Ankara'da 4 bin lira seviyesinde olduğu bu düzeni kim yarattı?" sorularını yöneltti.

Sancar, insanların haklarının seçim malzemesi yapılmaması gerektiğini belirterek, "Tüm siyasal ve toplumsal güçler iktidarın yolsuzluklarını, talanını, açlığı, yoksulluğu, adaletsizliği savaşla perdelemeye, muhalefeti de bu oyun sahası içerisinde tutmaya çalıştığı görmelidir. Bu savaş siyasetinin peşinden gidenler aynı zamanda toplumun barış içerisinde bir arada yaşama hakkının tehdit edildiğini ve buna onay verildiğini de anlamak zorundadır. Biz HDP olarak bu zihniyete, çatışma ve savaş politikalarında, çözümsüzlükte ısrar eden her türlü yaklaşıma karşı durmaya devam edeceğiz." diye konuştu.

Kürt sorununun demokratik zeminde siyasal mekanizmalarla ve ülke halklarının tümünün mutabakatıyla çözülmesini hedeflediklerini dile getiren Sancar, şu değerlendirmeyi yaptı:

"Bu ülke halklarının barış hakkının sözcüsü ve bu konumda ısrarcı bir siyasi güç olmanın sözünü veriyoruz. Ülke halklarının barış hakkının sözcüsüyüz. Bu tutumumuzda ve politikamızda da sonuna kadar ısrarcıyız. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi, bütçe hakkını gasbeden bir sistem; bütçe hakkı gasbedildikçe savaş politikaları derinleşiyor, otoriterlik ilerliyor. Birlikte yürürsek eşitsizlikleri de adaletsizlikleri de bu otoriter gidişatı da mutlaka durduracağız. Karşımızda meşruiyet krizi yaşayan, talepleri yok sayan, her türlü baskıcı ve adaletsiz yola başvuran bir iktidar var.

Bu seçimler, eşit yurttaşlık ve barış içinde bir arada yaşama iradesi ile otoriterliğin kurumsallaştığı tekçi bir sistemin kurulmasını isteyenler arasında olacaktır. Toplumsal ve siyasal muhalefetin bu gerçeği bilerek, sorumluluklarının farkında olarak hareket etmesi gerekiyor. Kısa vadeli hesaplar ve dışlayıcı tutumlar sadece ve sadece bu düzenin devamına hizmet eder; bu da bu tutumda olan herkesi tarih ve halk önünde büyük bir vebal altına sokar. Herkes atacağı adımları bu hakikati göz önünde bulundurarak atmalı, önümüzdeki tarihi fırsatı heba edecek her türlü sorumsuzluktan kaçınmalıdır."

En az 10 karakter gerekli