RAMALLAH (AA) – KAYS EBU SEMRA – Filistinli uzmanlar, İsrail'in son dönemde işgal altındaki Batı Şeria'da artan baskınlarını ve gerginliği tırmandırmasını kasım ayında yapılacak erken seçimlerle ilişkilendirirken, ordunun belli noktalar odaklı operasyonlar yürüttüğünü, geniş çaplı harekâtlardan kaçındığını, bu şekilde Filistin yönetiminin de konumunu koruduğunu belirtiyor.
İsrail ordusu 2022 yılı başından bu yana Batı Şeria'nın özellikle Nablus, Cenin ve Tubas kentlerine baskın şeklinde kısa süreli operasyonlar düzenliyor. Operasyonlar sırasında yıl başından bu yana birçok Filistinli hayatını kaybederken, çok sayıda kişi de gözaltına alındı.
Ordu, son zamanlarda Batı Şeria'daki baskın ve ablukalarını artırdı. Zaman zaman çeşitli beldelere baskın düzenleyen askerler, giriş çıkışları da kapatarak, Filistinlileri mağdur ediyor.
Filistinli gruplar ise bu uygulamalar karşısında İsrail askerlerini hedef almaya başladı.
İsrail ordusunun Batı Şeria'da artan baskınlarını değerlendiren Filistinli uzmanlar, bu baskınları kasım ayında yapılacak erken parlamento seçimleri ile ilişkilendiriyor.
Uzmanlar, ordunun daha çok küçük çaplı ve hızlı operasyonlar yürüttüğünü, geniş çaplı harekâtlardan kaçındığını, bu politikanın Filistin yönetiminin bölgedeki yerini koruyarak, silahlı direniş güçlerini tasfiye etme amacı taşıdığını savunuyor.
– İsrail'in Batı Şeria politikası
El Halil Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi Profesörü Bilal eş-Şubeki, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Tel Aviv'in Batı Şeria'daki politikasının güvenlik ve siyasete dayalı çift boyutlu olduğunu belirtti.
Güvenlik boyutunun, Batı Şeria'da direniş güçlerinin yaygınlaşmasından endişeyle direniş güçlerine ait her hücrenin dağıtılmasına odaklandığını ifade eden Şubeki, "İsrail'in yaptığı operasyonların yapısına bakıldığında Batı Şeria'daki mevcut güvenlik sistemini değiştirme amacı taşımadığı görülür." dedi.
Şubeki, İsrail'in, Batı Şeria'da Filistin yönetiminin mevcudiyetine halel gelmemesi için bölgedeki güvenlik sistemi bozulmadan yalnızca direniş hücrelerini yok etmeyi istediğinin altını çizdi.
Profesör Şubeki, İsrail'in 2000 yılındaki İkinci İntifada'da olduğu gibi Batı Şeria'ya güçlü bir şekilde girmesinin, Filistin yönetiminin bölgede oluşturduğu 15 yıllık güvenlik sisteminin yıkılmasına neden olacağı yorumunu yaptı.
Konuyu siyasi açıdan ele alan Şubeki, İsrail'de parlamento seçimlerinin yaklaşmakta olduğuna işaret ederek, "Seçim öncesi radikal sağcı söylemler daha çok şiddetlendi. Ilımlı ve sol kesimler dahil tüm siyasi akımlar Filistinlilere karşı daha sert uygulamalar yürüterek sağcı topluma göz kırpmaya çalışıyor." dedi.
Mevcut durumun, İsrail ile Filistinliler arasında geniş çaplı bir çatışmaya dönüşmesini uzak ihtimal olarak gören Şubeki, "Bölgedeki hareketliliğin, kitlesel hareketliliğe dönüşmesi için bunu üstlenecek gruplar olması gerek. Ancak şu ana dek bakıldığında Fetih Hareketi'nin kitlelere önderlik etme konusundaki adımları çok cılız. Hamas ise Batı Şeria'da bölük pörçük bir oluşum olduğu için mevcut durumlara etki etmesi mümkün değil." değerlendirmesinde bulundu.
– İsrail, Filistin yönetiminin yok olmasını istemiyor
İsrail uzmanı Haldun el-Bergusi, Tel Aviv yönetiminin söylemlerinin orduya Filistin topraklarına istediğini yapabilme hakkı verdiğini belirterek, "İsrail ordusu hızlı ve tek noktaya odaklı operasyonlar yürütme politikası güdüyor. Şehirleri basıyor, Filistinlileri öldürüyor ya da gözaltına alıyor sonra çekiliyor." diye konuştu.
İsrail'in Filistin kentlerinin derinlerine girmeyi düşünmediğine, bunun gündeminde olmadığına dikkati çeken Bergusi, "Tel Aviv, operasyonları askerlerin öldüğü geniş kapsamlı harekâtlara dönüştürmeden silahlı grupları yok etmeyi istiyor. Çünkü seçim öncesi askerlerin ölmesi hükümetin konumunu olumsuz etkileyecektir." ifadelerini kullandı.
Bergusi, bunun yanı sıra İsrail'in, geniş çaplı harekâtlar nedeniyle Filistin yönetiminin yıkılmasını ya da yok olmasını istemeyeceğini vurguladı.
Batı Şeria'da son dönemde baskınların artması ve gerginliğin tırmanmasının, seçimler nedeniyle Tel Aviv nezdindeki siyasi çıkmazdan kaynaklandığına dikkati çeken Bergusi, şunları söyledi:
"İsrail'de askeri geçmişi olmayan, güvenlikle ilgili politika ve kararlarıyla kendini ispatlamaya çalışan bir Başbakan bulunuyor. Buna karşılık askeri geçmişe sahip kendini siyasi olarak pazarlamaya çalışan bir Savunma Bakanı var. Tüm bu olanlar, sağcılara göz kırpma ve oy kazanma çabası."
News
