DOLAR 34,2158 0.03%
EURO 36,8090 0.09%
ALTIN 2.925,98 0,04
BITCOIN 2573387 5,14%
Yalova
12°

AÇIK

06:06

İMSAK'A KALAN SÜRE

2022 TSÜAB Uluslararası Tohum Çalıştayı'nda ilgili kurumlar çalışma ve projelerini anlattı

ABONE OL
Aralık 23, 2022 19:00
Avatar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

ANTALYA (AA) – Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) Genel Müdürü Metin Türker, "2005'te 100 bin tonlardan bahsedilen sertifikalı tohum şimdi 1,3 milyon tonlara ulaştı. Bu yıl 44 tarla bitkisi çeşidini tescil ettirerek Türk tarımına kazandırdık." dedi.

Türker, "Geleceğimiz İçin Tohum" temasıyla düzenlenen, iki gün boyunca sektöre ilişkin konuların ele alınacağı 2022 Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Uluslararası Tohum Çalıştayı'nda düzenlenen oturumda konuştu.

Ar-Ge'ye yatırım yapılması gerektiğini belirten Türker, bunun tarım sektörünün tüm alanlarının ilgilenmesi gereken bir konu olduğunu söyledi. Türker, bu alanda önceliklerin belirlenmesi ve bunun yerli ve milli hale dönüşmesi gerektiğini belirterek şöyle devam etti:

"Biz 35 ilde tarımsal Ar-Ge faaliyeti yürüten 49 enstitüyle faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Görevlerimiz arasında ise Ar-Ge ve inovasyon, politika geliştirmek ve genetik kaynakları korumak yer alıyor. 2005’te 100 bin tonlardan bahsedilen sertifikalı tohum şimdi 1,3 milyon tonlara ulaştı. Bu yıl 44 tarla bitkisi çeşidini tescil ettirerek Türk tarımına kazandırdık. TAGEM enstitüsünde bahçe bitkilerinde toplam 989 çeşit geliştirdik. Son 10 yılda 5 bin 700 proje geliştirdik. TAGEM 477 projeye 118 milyon lira destek sağlandı. Bu yıl 36 farklı türde, 193 farklı çeşitle, 64 farklı ilde 698 demonstrasyon çalışmaları yaptık. Hedeflerimiz arasında tarla ve bahçe bitkileri tohumculuğunda markalaşma eğitimi, yurt içi ve yurt dışı pazar imkanlarının geliştirilmesi ve Ar-Ge yetkisi olan TSÜAB üyesi firmalar ile ıslah ve yetiştirme teknikleri alanında iş birliği bulunuyor.”

– "Türk toprakları GDO'dan ari"

Tarım İşletmeleri Genel Müdürü Hasan Gezginç de 7 bin istihdam, 3,3 milyon dekar toplam arazi varlığı, 200 bin ton sertifikalı hububat tohum üretimi, 960 bin dekar sulu tarım, 29 bin büyükbaş, 240 bin küçükbaş, 1328 safkan Arap atı ve 983 baş Asya ceylanı varlığına sahip olduklarını anlattı.

Sürdürülebilirliğin kendileri için önemli olduğunun altını çizen Gezginç, asıl işlerinin tohum ve damızlık olduğunu ifade etti. Gezginç, sertifikalı tohum üretiminde 2019'da 169 bin ton, 2020'de 160 bin ton üretim yaptıklarını vurgulayarak şunları kaydetti:

"2021'de 135 bin ton ve bu yıl da 200 bin ton üretim gerçekleştirdik. 2023 hedefimizi ise 223 bin ton olarak belirledik. Bunun 50 bin tonu makarnalık buğday, 142 bin tonu ekmeklik buğday, 23 bin tonu arpa ve 8 bin tonu tritikale olacak şekilde öngörüldü. Sertifikalı tohum çeşitlerimiz ise 36 hububat, 16 yem bitkisi, 7 endüstriyel bitki ve 7 sebze şeklinde bulunuyor."

Türk topraklarının GDO'dan ari olduğunun altını çizen Gezginç, Avrupa'ya göre daha az bitki hastalığı, temiz tohum üretim alanları, daha az kimyasal kullanımı ve düşük maliyetle çalıştıklarını dile getirdi.

– Nadasa bırakılan alan azaldı

Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Genel Müdürü Mehmet Hasdemir, tedarik zincirinde dünyada kırılmalar yaşandığına dikkati çekerek bunların konteyner sorununu da beraberinde getirdiğini anlattı.

Dünyanın tarımda işgücü sorunuyla karşı karşıya olduğunu söyleyen Hasdemir, "Tarımsal üretimi akıllı iş kanalıyla yöneten modellere yöneltmeye başladı. Kırdan kente başlayan işgücü transferi salgınla tekrar kırlara dönüş olarak ortaya çıktı." dedi.

Dünyada 2000-2020 döneminde en çok üretimi yapılan ürünlerin başında şeker kamışının geldiğini vurgulayan Hasdemir, bunu soya ve pamuğun takip ettiğini bildirdi.

Arz güvenliği açısından buğdayın stoklanmaya ihtiyacı olduğunu belirten Hasdemir, "Bu tabloda sizlerin ıslah edeceği yeni çeşitlerle iklim değişikliğine duyarlı, daha az su tüketen ürünlerle üretimi sürdürmemiz gerekiyor." ifadesini kullandı.

Hasdemir, küresel yağlı tohumlar sektöründe ise ağırlığın yüzde 61,1 ile soya, yüzde 12,5 ile kolza, yüzde 7,6 ile ayçiçeği ve yüzde 18,8 ile diğerlerinden oluştuğunu söyledi.

Türkiye'deki bitkisel üretimin geçen seneki kuraklık hariç son 20 yılda yaklaşık yüzde 30 arttığını vurgulayan Hasdemir, "Bundan 20 yıl önce 5 milyon hektar nadasa bırakırken şimdi bu rakam 3 milyon hektara geriledi." diye konuştu.

En az 10 karakter gerekli