TBMM (AA) – HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, "Ekonomi yönetiminin büyük defolarını 2022 bütçesinde gidermeye çalışan iktidar, 2023 bütçesiyle beraber yeni defolar yaratmaktadır." dedi.
HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, TBMM Genel Kurulunda 2023 yılı bütçe görüşmelerinin son gününde grubu adına söz aldı.
Parlamentoların varlık amacının halktan aldığı yetkiyle halk adına bütçe yapmak olduğunu belirten Kurtulan, AK Parti'nin bu hakkı gasbettiğini ileri sürdü.
İktidarın 2023 yılı bütçesinde kulağını muhalefete tıkadığını iddia eden Kurtulan, "İktidar ve küçük ortağının söyleyecek hiçbir şeyinin kalmadığını 45 gündür burada, utanç içinde izliyoruz." dedi.
Asgari ücretin açlık sınırı seviyelerinde dolaşmasına izin vermeyeceklerini söyleyen Kurtulan, asgari ücretin en az 12 bin 500 lira olması gerektiğini ifade etti.
Servetine servet katan zenginlerin vatandaşın vergileriyle beslendiğini öne süren Kurtulan, şunları kaydetti:
"Halkların Demokratik Partisi olarak adil gelir dağılımını esas alan bir bütçeyi HDP yönetiminde hayata geçireceğiz. Bu sebeple Türkiye'de asgari ücretle çalışan emekçi sayısı azami yüzde 10 olacaktır. Kayıt dışı ve güvencesiz çalışma şartları ortadan kaldırılarak insan onuruna yaraşır bir gelirle çalışma koşulları ve sosyal politikalar tesis edilecektir. Alt gelir gruplarının gelirini artırmak amacıyla bütçeden pay ayrılacaktır. Gelir dağılımındaki adaletin sağlanması amacıyla alt gelir gruplarının üzerindeki vergi yükünü azaltacak politikalar devreye konulacaktır."
– "Barışı, sınır ötesi operasyonlarla mı götüreceksiniz?"
HDP Grup Başkanvekili Hakkı Saruhan Oluç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye Yüzyılı ülkemizle birlikte bölgemizden başlayarak dünyanın her yerine demokrasi, kalkınma, barış ve refah götürecek bir devrimin adı." ifadelerini kullandığını anımsattı.
"Barışı, sınır ötesi operasyonlarla mı götüreceksiniz? Barışı, barışçı olmayan bir dış politikayla mı yayacaksınız?" gibi soruların güncelliğini koruduğunu söyleyen Oluç, "AK Parti Genel Başkanı Suriye'ye yönelik askeri politikasını güvenlik ve huzur çemberini genişletme olarak ifade etmektedir." diye konuştu.
İktidarın şiddeti ve askeri operasyonları diplomasinin, siyasetin ve müzakerenin önüne koyduğunu ve bu nedenle de dış politikada her alanda başarısızlıkla karşı karşıya kaldıklarını savunan Oluç, "Tutarlı, ilkeli, küresel ve bölgesel istikrara katkı sunacak barışçıl bir dış politika için her şeyden önce özgürlükler, demokrasi ve hukuk alanında sorunlarını çözmüş bir ülkenin kamuoyuna hesap verebilir bir iktidarı olması gerekir ama bugün Türkiye'de böyle bir iktidar yok." değerlendirmesinde bulundu.
– "Kullanılmış bir paranın kanunu sonradan çıkarılmak isteniyor"
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati'nin son birkaç gündür Genel Kurul'da bütçe görüşmelerine katıldığını eleştirilere ve sorulara yanıt verdiğini anımsatan Oluç, şu ifadeleri kullandı:
"Dün gece yarısı biz buradaki çalışmayı tamamladıktan sonra, Sanayi ve Enerji Komisyonuna aslında Plan ve Bütçe Komisyonuna gelmesi gereken 200 milyar Türk liralık bir net ek borçlanma kanun teklifi getirildi, gece yarısı. Böyle güven kırıcı bir şey olabilir mi? Hazine ve Maliye Bakanı burada günlerdir oturuyor, bir tek kelimeyle ağzını açıp da bunu söyledi mi bizlere? Söylemedi. Ama gece yarısı, üstelik de Sanayi ve Enerji Komisyonuna bu madde ihdası getirilebiliyor. Üstelik de kullanılmış bir paranın sonradan kanunu çıkarılmak isteniyor. İşte, bu iktidarın bütçeye bakışı esas itibarıyla bu. Ekonomi yönetiminin büyük defolarını 2022 bütçesinde gidermeye çalışan iktidar, 2023 bütçesiyle beraber yeni defolar yaratmaktadır."
Türkiye tarihinde faiz lobilerine en çok para kazandıran iktidarın AK Parti iktidarı olduğunu ileri süren Oluç, köprü, yol, tünel veya şehir hastanesi yapılmasını eleştirmediklerini, bu yatırımların soygun yapılarak yapıldığını iddia ederek, bu durumu eleştirdiklerini söyledi.
Bütçe de savaşa ve güvenlikçi politikalara ayrılan miktarın 468 milyar lira olduğunu kaydeden Oluç, "Kullandığınız her mühimmat daha fazla çocuğun yastığa başını aç koymasına yol açıyor, ataması yapılmayan öğretmen sayısını artırıyor; siz obüslere her sarıldığınızda bu ülkedeki insanların sofralarından daha fazla ekmek eksiliyor. Siz yüzlerce milyon dolarla ölüm, düşmanlık ve nefret yayarken bu ülkede işsizlik, açlık ve yoksulluk artıyor." dedi.
Kürt meselesinin nasıl çözülemeyeceğinin geçmişten günümüze defalarca denenen yöntemlerle ortaya çıkarıldığını ifade eden Oluç, "Yapılması gereken, artık ertelenemez, ötelenemez bir hal alan Kürt meselesinin demokratik ve barışçı yollarla çözmektir. Batıdan doğuya, güneyden kuzeye 7 kıtada dünya benzer meselelerini demokratik yol ve yöntemlerle çözmüştür; biz de artık bir asrı aşan bu sorunumuzu çözebiliriz, çözmeliyiz, çağrımız budur. Hem bugünkü iktidara ve muhalefete hem de yarınki iktidara ve muhalefete bu çağrıyı bir kez daha yapıyoruz." ifadelerini kullandı.