TBMM (AA) – İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 2010 yılından bu yana Türkiye'de yükselen otoriter rejimi ne yazık ki kurumsallaştırmıştır." dedi.
Tatlıoğlu, TBMM Genel Kurulunda, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin tümü üzerindeki son konuşmalarda İYİ Parti grubu adına söz aldı.
Hükümetin, Millet İttifakı'nın ortaya koyduğu güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasıyla yakından ilgilendiğini, bunun kendilerini sevindirdiğini söyledi.
Bilgi eksikliği ve yanlış anlamaları engellemek için talep halinde bu konuyu ifade etmekten sevinç duyacaklarını ifade eden Tatlıoğlu, AK Parti sözcülerinin bütçe görüşmeleri sırasında müflis tüccar misali eski defterleri karıştırdığını savundu.
Eski defterlerin karıştırılarak bütçe sürecinin bir şekilde gündemin dışına taşındığını belirten Tatlıoğlu, "1998'de Sayın Erdoğan'ın mahkumiyet kararı için de mahkemenin lehine çok sayıda milletvekili buralardan konuşmuştu, alanlarda da çok sayıda siyasetçi konuşmuştu. Ne yazık ki roller değişmiş ama niyetler aynı. Ne yazık ki o günün mağdurlarını bugünün zulmünü alkışlayanlar olarak görmek gerçekten üzüntü vericidir." dedi.
"12 Eylül 2010 referandumu yapılmasaydı 15 Temmuz da yaşanmayacaktı" diyen Tatlıoğlu, 12 Eylül 2010 tarihinin, 12 Eylül 1980'den bir bakıma daha tahripkar olduğunu söylemenin yanlış olmayacağını savundu.
Tatlıoğlu, şunları kaydetti:
"Aziz milletimiz 15 Temmuz'da devleti sokaktan toplamıştır. Bu da bu milletin büyüklüğünden kaynaklanmaktadır. Bugün bütçeyi, ekonomiyi, sorun ve krizleri konuşuyoruz ancak 1994'te gördüğümüz, 2001'de yaşadığımız bir ekonomik kriz yok. Bugün onları da kapsayan bir yönetim, bir sistem krizi var. Bunu besleyen bir atmosfer var. Bu atmosferin birinci ayağı parlamentodan saraya yapılan güç transferidir. Bu kaçınılmaz olarak böyledir. Çünkü parlamentonun bütçe yapma hakkını elinden aldık. Bu bir geriye dönüş değil mi? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 2010 yılından beri Türkiye'de yükselen otoriter rejimi ne yazık ki kurumsallaştırmıştır. Cumhuriyet ve demokrasinin temel gayesi, tartışmayı, uzlaşmayı, istişare, itiraz etmeyi ve en nihayetinde milletimiz için daima en güzel ve en doğru, en iyiyi bulmaktır. Türkiye'yi siyasi savrulmaya sürükleyen bugünkü yapıda maalesef TBMM'nin yetkileri kısıtlanmıştır ve denge ve denetleme mekanizmaları yok edilmiştir. Denetimsiz bir yürütmenin keyfi çıkarılmaktadır. Bugün yaşadıklarımızın, sıkıntılarımızın önemli bir kısmı budur."
Tatlıoğlu, kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı dili kullanmanın tehlikeli olduğunu, bu tavrın, milletin arasında da ayrışmaya neden olduğunu söyledi.
Bu konunun beka meselesi kadar önemli olduğunu vurgulayan Tatlıoğlu, "Bu büyük medeniyetin kodlarında da bu yoktur, olmamıştır. Devlet-millet bütünlüğünü sağlamak zorundayız." ifadelerini kullandı.
– "Fiyat istikrarını sağlamış bir Türkiye hedefliyoruz"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, hükümetin yanlış politikalarını düzeltmekten kendi projelerini anlatmaya bir türlü sıranın gelmediğini söyledi.
Bugüne kadar yapılan uyarılara hükümet kanadının hiç aldırış etmediğini belirten Usta, Türkiye'nin, tarihinde ilk defa ikiz açık yaşadığını, bunların bütçe ve cari açık olduğunu ileri sürdü.
Rezerv parası olmayan hiçbir ülkenin bu ikiz açığını kaldıramayacağını savunan Usta, "Bu bir felakettir. Enflasyonun bir yılda 66 puan artması, Türk parasının bu kadar değer kaybetmesi bu ikiz açıktan kaynaklanmaktadır." dedi.
İYİ Parti olarak belirli ilkeler çerçevesinde hareket edeceklerini, bu ilkelerinin başında hukukun üstünlüğü ve demokrasinin geldiğini anlatan Usta, sırasıyla her alanda liyakat ve ehliyetin esası, düzgün işleyen bir kamu yönetimi, AB'ye tam üyelik perspektifi, itibarlı dış politika ve ekonomik nimetlerinden Türkiye'nin faydalanma konu başlıklarının izleneceğini aktardı.
Katma değer üreten, insana yatırım yapan ve geliri adil bölüşen bir Türkiye oluşturmanın hedefleri arasında yer aldığını vurgulayan Usta, "İstihdam hedefimiz 10 yılda 12 milyon ilave istihdam sağlayarak toplam istihdamını 40 milyonun üzerinde taşımaktır. Fiyat istikrarını sağlamış bir Türkiye hedefliyoruz. İlk 2 yıl içerisinde enflasyonu yüzde 10'un altına çekmek, takip eden yıllarda da yüzde 5 seviyesinde tutmayı hedefliyoruz. Cari açık seviyemizi yüzde birlerde tutmayı, cari açığın finansmanını uzun dönemli ucuz ve itibarlı kaynaklardan sağlamayı hedefliyoruz. Maliye politikası, enflasyonla mücadeleye uygun şekilde yürütülecektir." değerlendirmesinde bulundu.
Usta, Türkiye'nin, beyin göçünün yanı sıra nitelikli iş gücünü de yurt dışına kaçırdığını ileri sürdü.
Nitelikli iş gücü olmadan kalkınmanın olmayacağı vurgulayan Usta, şöyle konuştu:
"Türkiye'de özellikle yüksek öğrenim politikasının, çağın gerisinde kalmasından dolayı beceri uyumsuzluk problemi olduğu çok açıktır. Türkiye'nin yüksek vasıf, düşük beceri problemi vardır. Bu problemleri ortadan kaldırarak geleceğin mesleklerini ve becerilerini gençlerimize kazandıracağız. Devleti ayakta tutan kurumlarının gücüdür. Kamu idarelerinin itibarını artıracağız, işe alma, terfi ve yükselmede ehliyet ve liyakati esas alacağız. Bu çerçevede mülakat sistemini kaldıracağız. Büyük yolsuzluk alanlarına ilişkin merkezi düzeyde özel bir denetim birimi kuracağız. Vergi uzlaşma müessesini ıslah edeceğiz. İşini düzgün yapan mükellefler rahat olsun, mala çökme dönemini bitireceğiz."
Erhan Usta, AK Parti'nin yönetimi devraldığı dönemde Türkiye'nin yüzde 6,4 oranında büyüdüğünü, bugün ise yüzde 5 büyümenin söz konusu olduğunu savundu.
Tüm ekonomik göstergelerin 2002 yılının çok gerisinde olduğunu ileri süren Usta, "Sizin devraldığınız Türkiye'de cari açık 600 milyon dolar, milli gelire oranı ise 0,3'tü. Bugün hükümet 47 milyar dolar diyor ama 50 milyar doları aşacak. Bir milyar doların altında devaraldığınız cari açığı 50 milyar doların üzerine çıkardınız. Seçim sonrasında iyilerin iktidarında bu bütçenin tercihlerini değiştireceğiz. Bu bütçeyi üretim ve kalkınma bütçesi haline getireceğiz." diye konuştu.