TBMM (AA) – CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, "TBMM, üstünde vesayet değil, bulut bile kabul etmez. Cumhurbaşkanı da olsa TBMM'ye talimat veremez, vermemeli." dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen TBMM, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Sayıştayın, 2023 yılı bütçesi üzerinde milletvekilleri söz aldı.
Altay, Meclisin, egemenliğin merkezi, milli iradenin tecelligahı olduğunu söyleyerek, "TBMM üstünde vesayet değil, bulut bile kabul etmez. Cumhurbaşkanı da olsa TBMM'ye talimat veremez, vermemeli. TBMM Başkanı, AK Parti menşeli olabilir ama herkesin Meclis Başkanı olmalı; objektif olmalı, parti aidiyetini, ilintisini terk etmeli." diye konuştu.
Milletvekillerinin onur ve haysiyetinin korunmasının, Meclis Başkanının görevi olduğunu belirten Altay, "10 bin dolar rüşvet alan milletvekili kim? Bu, Türkiye'de gelmiş geçmiş bütün milletvekillerini itham altında bırakan bir tablo. Bunu iddia eden maalesef ülkenin İçişleri Bakanı. Böyle bir şey olabilir mi?" ifadelerini kullandı.
Bu sırada AK Parti Trabzon Milletvekili Salih Cora'nın, Altay'a, "Saraydan para alıp da parti kuran kimdi, onu açıklayın." demesi üzerine tartışma çıktı.
Altay, "Utanmıyor musun, 10 bin dolar alan milletvekili belki de sensin." tepkisini gösterdi. Cora'nın, Altay'a, "Terbiyesiz" karşılığını vermesi tartışmayı alevlendirdi.
Altay, ayağa kalkarak "Sen bana nasıl terbiyesiz dersin, asabımı bozma." diye bağırdı. Araya giren Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz, Altay ve Cora'yı, "Birbirimizi eleştirebiliriz ama üslubumuza dikkat edeceğiz." diyerek uyardı.
Konuşmasını sürdüren CHP Grup Başkanvekili Altay, "Görevde bulunduğunuz sürece AK Parti rozetini unutmanız lazım, TBMM Başkanı böyle olur. Kulakları çınlasın, Hüsamettin Cindoruk fezlekeleri geri gönderdi, 'Bu konuşma Meclis'te yapıldı, buna fezleke veremezsin.' diye fezlekeyi elinin tersiyle iade etti. Siz 'Şu kadar fezleke var.' diyorsunuz. Hepimizin fezlekesi var. Sayın Genel Başkanın 27, benim 7 fezlekem var. Olsa ne olur? Muhalefet böyle baskılanmaz, muhalefet icraatla baskılanır." görüşünü paylaştı.
– "Yasama sorumsuzluğu söz ve oyları kapsıyor, davranışları kapsamıyor"
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, yerinden söz alarak Altay'a cevap verdi.
Eski TBMM Başkanlarından Hüsamettin Cindoruk'un, Devlet Güvenlik Mahkemesi başsavcısının, Meclis Genel Kurulunda söylenen sözlerle ilgili talebini iade ettiğini belirten Şentop, "Benim dönemimde de daha sonra da benzeri bir olay hiç yaşanmadı. Çünkü Genel Kurul salonundaki sözler dokunulmazlık değil yasama sorumsuzluğuyla ilgili." dedi.
Şentop, yasama sorumsuzluğu kapsamında Meclise gönderilen fezlekenin bulunmadığını bildirdi.
CHP Grup Başkanvekili Altay, "Sayın Başkan, grup konuşmaları dahil mi?" sorusu üzerine Şentop, "Doğrudur, grup da öyle ama konuşma başka, eylem başka. Yasama sorumsuzluğu söz ve oyları kapsıyor; fiili durum, eylem, davranışları kapsamıyor." bilgisini verdi.
– "Meclisimiz artık sarayın bir noterine dönüştü"
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan, "Meclisimiz artık sarayın bir noterine dönüştü. Orta Asya'da, Afrika ülkelerinde de meclisler gezdim. Orada da meclisler var ama hükmü, etkisi yok, milletvekilinin bir itibarı yok. Oralarda tek adam rejimleri, krallıklar var." dedi.
Meclis Başkanının, milletvekillerinin itibarını korumakla sorumlu olduğunu ifade eden Paylan, "Milletin itibarı yerlerde sürüklenirken sizi duymuyoruz, sesinizi çıkarmıyorsunuz. Kolluk, milletvekillerine zulmederken ağzınızı açmıyorsunuz." şeklinde konuştu.
HDP Iğdır Milletvekili Habip Eksik'in, polis tarafından ayağının kırıldığını savunan Paylan, "Meclis Başkanı çıkıp 'Bu saldırıyı kınıyorum. Kolluğun yaptığı saldırı kabul edilmez.' diyemiyor. Bu nasıl Meclis Başkanlığı?" ifadelerini kullandı.
– "RTÜK üyeliği seçimi krize dönüştü"
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu ise bütçe teklifinin, millet ile iktidarın arasında bağların koptuğunu açıkça gösterdiğini söyledi.
Dervişoğlu, Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK), enflasyonu yüzde 83 oranında açıklarken bütçedeki yüzde 155'lik artışın neye göre hesaplandığını merak ettiklerini belirtti.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin yürürlüğe girmesinin ardından yasamanın, kararnamelerle etkisizleştirildiğini ileri süren Dervişoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran bu yüce Meclisin devlet mekanizmasındaki önemli işlevleri maalesef kişisel hırslara ve ihtiraslara feda edildi. Meclisin yürütme üzerindeki denetim fonksiyonlarını fiilen yok sayan ve onun milletimiz adına kullandığı devredilemez bütçe hakkını da elinden alan bu rejimin ve anlayışın bize göre miadı doldu." görüşünü paylaştı.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyeliği seçiminin krize dönüştüğünü öne süren Dervişoğlu, "Bir RTÜK üyeliği AK Parti'nin başını göğe erdirmeyecek, bizden çalınırsa da bizi yerin dibine sokmayacak." dedi.
Dervişoğlu, RTÜK üyeliği seçimine yönelik olumsuz yaklaşımın, Meclisin içinde bulunduğu hoşgörü ortamına zarar verme ihtimali bulunduğuna değinerek, TBMM Başkanı Şentop'tan duruma müdahale etmesini istedi.
– "Türk siyaseti ahlaki ve hukuki bir arınma dönemi yaşamalı"
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı ise amacı ülkeye ve millete hizmet olan siyasetin, ahlaki değerlerle bezenmesinin mecburiyet olduğunu dile getirdi.
Temiz siyasetin temiz toplum için ön şart olduğu düşüncesinden hareketle yasama faaliyetlerinin ve milletvekillerinin etik kurallar kapsamında hareket etmesinin temin edilmesi gerektiğini belirten Kalaycı, "Milletvekili dokunulmazlığı kamu vicdanının kabul edeceği makul esaslara bağlanarak belli durumlar dışında kaldırılmalı. Milletvekili de olsa hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yok, işlenmiş suçlar hiç kimsenin yanına bırakılmamalı. Özellikle de bölücülük, terör örgütlerine yardım ve yataklık iddialarıyla ilgili düzenlenen fezlekeler derhal işleme konulmalı. Türk siyaseti ahlaki ve hukuki bir arınma dönemi yaşamalı. Bu ihtiyaç herkes ve hepimiz için geçerli." değerlendirmelerinde bulundu.
Kalaycı, MHP olarak hızlı, etkin, şeffaf, katılımcı ve kaliteli bir yasama sürecinin ortaya çıkarılmasını sağlayacak şekilde Meclis İçtüzüğünün gözden geçirilmesi gerektiğini değerlendirdiklerini kaydetti.
AK Parti Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir de "Türbeyi aziz tutan bekçisidir. Biz ne kadar milletvekilliği makamına uygun davranırsak orayı o kadar onore etmiş, yüksekte tutmuş oluruz, aksi bütünüyle bize yansıyor." dedi.
Bir milletvekilinin, dokunulmazlık aldıktan sonra "Polise hakaret ederim, önüme gelene fırça atarım." anlayışıyla hareket edemeyeceğini vurgulayan Aydemir, "Milletvekili olmuşsan daha bir edep üzere hareket etmek durumundasın, milleti temsil ediyorsun. Kaldı ki polis bizim insanımız. Onlar millet adına hizmet ediyor." diye konuştu.
Sayıştaya dönük eleştirilere de değinen Aydemir, "İşlerine geldiğinde Sayıştayın raporlarıyla bize epeyce sopa atılıyor. Sayıştay bizim elimizde, emrimizde olsa böylesine raporları dercedilir mi? Olmaz. Demek ki değil. Hakkı söyleyelim, hakikat olsun, bizim aleyhimize olsun; iftira, yalan, dedikodu olmasın." görüşünü paylaştı.
Komisyonda, TBMM, Kamu Denetçiliği Kurumu ve Sayıştayın 2023 yılı bütçesi üzerindeki görüşmeler sürüyor.