KONYA (AA) – Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Bırakın hukuk kendi hükmünü icra etsin, bırakın yargı kendi hükmünü icra etsin, bırakın usul kendi hükmünü icra etsin, bırakın adalet yerini bulsun, herkes orasından burasından çeke çeke adaletin başı belada. Herkes hakim ve savcı gibi karar verip, hakim ve savcıları itham ederse bu yargıya da adalete de Türkiye'ye de yapılmış en büyük kötülüktür." dedi.
Bozdağ, Alaaddin Keykubat Kampüsü Sultan Alparslan Kültür Merkezinde düzenlenen Selçuk Üniversitesinin 2022-2023 Akademik Yıl Açılış Töreni'nde, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu vurguladı.
Hukuk devletini güçlendirmenin, devletin her alanda daha güçlü olmasını da sağladığını ifade eden Bozdağ, "Esasında adaleti ayakta tutmak, herkese hakkını vermek sadece yargı görevi yapan hakim ve savcılara bırakılırsa o zaman büyük bir hataya düşmüş oluruz. Elbette ki yargı görevi yapanlar, bir ihtilaf konusunda adil bir soruşturma, yargılama yapıp adil karar vererek hakkı tespit edip sahibine teslim etmekle asli görevlidir. Bunu yapacaklar ama öte yandan ailede, okulda, üniversitede, iş yerinde, hayatın her yerinde karar vericilerin de adil olması, hakkı tespit edip, sahibine teslim etmesi adaleti ayakta tutmanın, adalete olan güveni arttırmanın bir başka yoludur. Türkiye'de bu konudaki tartışmalarda sadece yargı üzerine değerlendirme yapmanın büyük bir eksiklik olduğunu buradan ifade etmek isterim." diye konuştu.
– "Bilip bilmeden 'yanlış' ya da 'doğru' diye hüküm verenler hiçbir zaman adil ve dürüst olamaz"
Bozdağ, Türkiye'de 2021'de adli yargıda yaklaşık 8 milyon dosyanın görüldüğünü, bunların önemli bir kısmında karar çıktığını belirterek, şöyle devam etti:
"Bir ülkede 23 bin civarında hakim ve savcı, yaklaşık 7 bin civarında mahkeme olur ve 8 milyon civarında da dosya görülür, bu dosyaların içerisinden 10 veya 5 tane dosya üzerinden Türkiye'de tartışma yürür, yargı bu on dosyaya dönük eleştiriler üzerinden haksız bir şekilde değerlendirilse bu değerlendirme adil olur mu? Türkiye'deki yargıya dönük eleştirilere baktığınızda hemen hemen tamamı şu çerçeveye oturuyor; 'Benim istediğim kararı verirse Ankara'da hakimler var. Benim istemediğim kararı verirse sarayın hakimleri var. Benim istediğim gibi karar verirse hak ve adalet yerini bulmuş ama benim istemediğim gibi karar verirse zulüm zirve yapmış.' Bu adil bir değerlendirme değildir."
Türkiye'de adalete güven, yargı hizmetlerinden memnuniyet tartışmaları yapılmasının, yargının siyasi hesaplarla her gün tartışma konusu yapılmasının, her gün kararlar nedeniyle bilip bilmeden ithamlara muhatap olmasının bu alanda atılan adımları gölgelediğini vurgulayan Bozdağ, bilip bilmeden "yanlış" ya da "doğru" diye hüküm verenlerin hiçbir zaman adil ve dürüst olamayacağını ifade etti.
– "Burada büyük bir haksızlığın hakim ve savcılarımıza yapıldığını ifade etmek isterim"
Bozdağ, hakim ve savcıların kararlarının eleştirilemez kutsal metinler olmadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Bunlar eleştirilebilir ama itham etmeden, hukuki sınırlar içerisinde, anayasa, kanun ve hukuk çerçevesinde bunu yapmakta fayda var. Maalesef Türkiye'mizde bunun anayasa, kanun ve hukuk çerçevesinde yapıldığı konusundaki değerlendirmelere baktığımızda büyük bir kısmının maalesef bundan uzak olduğunu söylemek zorundayız. O yüzden de burada büyük bir haksızlığın hakim ve savcılarımıza yapıldığını ifade etmek isterim. Elbette bir karar eksik olabilir, yanlış olabilir ama bizim hukuk sistemi içerisinde eksik ve yanlış tarafı düzeltici itiraz, istinaf, temyiz gibi yeteri kadar hukuki mekanizma vardır, bu mekanizmayı işleten hukuk müesseselerimiz vardır. Bırakın hukuk kendi hükmünü icra etsin, bırakın yargı kendi hükmünü icra etsin, bırakın usul kendi hükmünü icra etsin, bırakın adalet yerini bulsun, herkes orasından burasından çeke çeke adaletin başı belada. Herkes hakim ve savcı gibi karar verip, hakim ve savcıları itham ederse bu yargıya da adalete de Türkiye'ye de yapılmış en büyük kötülüktür."
Türkiye'de yapılan yargı reformlarını örnekleriyle anlatan Bozdağ, uygulamada ve yargılamada eşitliği sağlayan adımların hayata geçirildiğini dile getirdi.
Bozdağ, anayasanın 90. maddesine "Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası anlaşmalar ile iç hukukun bir hükmünün çatışması halinde milletlerarası anlaşma hükmüne üstünlük tanınacak." ifadesinin eklendiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Esasında 'İnsan hakları ve hukuk devleti bakımından yapılan en önemli düzenleme nedir?' derseniz anayasa içerisinde son dönemlerde hiç tartışmasız 90. maddeye eklenen bu cümledir. Bunun manası insan haklarına ilişkin Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin hükümlerinin iç hukukumuzun anayasa gereği doğrudan bir parçası haline gelmesi ve çatışma halinde onun uygulama imkanını bulmasıdır. Bunun için de ayrıca bu sistemin de sağlıklı işlemesi bakımından da anayasada bireysel başvuruyu hayata geçiren bir adım attık. Anayasada güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlerden herhangi biri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde de yer alıyor ve bu kamu gücü tarafından ihlal ediliyorsa bireysel başvuruyu Anayasa Mahkemesine taşıma imkanı verdi. Böylelikle Türk Anayasa Mahkemesi bir yönüyle insan hakları mahkemesi vasfını kazandı."
Türkiye'de hukuk devletini ve hukuk güvenliğini sağlama konusunda da önemli adımlar attıklarını dile getiren Bozdağ, "Bir yandan mahkemelerin bağımsızlığı yanına tarafsızlığı ilkesini anayasamıza koyarak hukuk devletinin ayıplarını anayasamızdan bir bir temizledik." dedi.
Türkiye'nin hukuk devleti vasfını koruyarak güçlendirmek, insan haklarının daha güvenceli hale getirilmesini sağlamak için daha ciddi adımlar atacaklarını vurgulayan Bozdağ, "Bakanlığımızın yeni çalışmaları, yeni gayretleri var. Seçimden sonra da bunların önemli bir kısmını inşallah bir bir hayata geçirecek, ülkemizin bu alandaki gücünü daha ileri taşıyacağız. Hukuk güvenliği konusundaki tartışmaları azaltmak için de yeni projeleri hazırladığımızı buradan ifade etmek isterim." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Rektör Prof. Dr. Metin Aksoy, Bakan Bozdağ'a tablo hediye etti.
Açılış törenine, Vali Vahdettin Özkan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Leyla Şahin Usta, AK Parti Konya milletvekilleri Selman Özboyacı, Gülay Samancı, Ahmet Sorgun, öğretim üyeleri ile öğrenciler katıldı.
(Bitti)