ANKARA (AA) – Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, başörtüsü konusuyla ilgili Anayasa'nın 24. maddesine bir fıkra eklemek suretiyle hem başı açık hem başını örtenler bakımından anayasal güvenceyi tahkim eden bir adım atacaklarını bildirdi.
Bozdağ, TV100 canlı yayınında gündemi değerlendirdi ve soruları yanıtladı.
Başörtüsü konusuyla ilgili yasal düzenlemeye ilişkin soru üzerine Bozdağ, başörtüsünün vaktiyle Türkiye'nin yaşadığı çok önemli sorunlardan biri olduğunu söyledi.
Bakan Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü konusunu gündeme getirmesini siyasi bir hamle olarak gördüğünü belirterek, "Eğer 2023'te seçim olmasaydı ve seçilmek için yüzde 50+1 gerekli ve zaruri olmasaydı ne Sayın Kılıçdaroğlu böyle bir adımı atmayı aklına getirirdi, ne de atardı." dedi.
Türkiye'de bugün başörtülü kadınların, kamunun her alanında bulunabildiğine dikkati çeken Bozdağ, sorunun 2013'te çözüme kavuşturulduğunu hatırlattı.
– "Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü çıkışının iki sebebi var"
CHP'nin gündemden düşmüş bir konuyu tekrar gündeme getirmesinin iki sebebi olduğunu kaydeden Bozdağ, bunlardan birinin muhafazakar seçmenlerin endişesini gidermek, ikincisinin ise yüzde 50 artı 1'in gerekli olduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'yle birlikte CHP'nin "kendi gibi düşünmeyenlerin oyuna ihtiyaç duyması olduğunu" ifade etti.
Bozdağ, seçime dönük bir vaadin değil, bir zihniyet değişiminin önemine işaret ederek, beyanın değil, amelin esas olduğunu ve CHP'nin geçmiş amellerinin şu anki beyanlarını tekzip ettiğini aktardı.
Anayasa değişikliği ile ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunulan teklifte neler olduğuna ilişkin soru üzerine Bozdağ, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın grup konuşmasının ardından bakanlık olarak hemen hazırlıklara başladıklarını dile getirdi.
– "Tek maddede bu düzenlemeyi yapalım kanaati oluştu"
AK Parti'li bazı isimlerin yanı sıra bazı hukukçu ve akademisyenlerin de katılımıyla değerlendirme toplantıları yaptıklarını anlatan Bozdağ, başörtüsü sorununun, bir daha Türkiye gündemine gelmeyecek şekilde çözülmesi için değerlendirmelerde bulunduklarını belirtti.
Çalışma kapsamında, vatandaşların ve sivil toplum kuruluşlarının taleplerini de dikkate aldıklarını vurgulayan Bozdağ, şöyle konuştu:
"Sonuçta şu noktaya geldik: Tek maddede bu düzenlemeyi yapalım ve doğru yerde. Bu konu din ve vicdan hürriyetinin, anayasamızın ve Türkiye'nin taraf olduğu insan haklarına ilişkin sözleşmelerin teminatı altında olmasına rağmen burada uygulamada bir sorun olduğu ve bunun doğru yerinin din ve vicdan hürriyetini teminat altına alan 24. madde olduğu şeklinde bir kanaat hasıl oldu. 24. madde üzerinde bir fıkra eklemek suretiyle orada bir yeni düzenlemeyi hayata geçirmek ve Türkiye'de artık dini inancı sebebiyle başını örten ve kıyafet tercihinde bulunan vatandaşlarımız bakımından anayasal güvenceyi tahkim eden bir adım atıyoruz."
– "Kaygıları giderecek bir formülasyon ortaya koyacağız"
Anayasa'da ya da yasalarda başörtüsünü yasaklayan madde olmadığını ve bunun, geçmiş dönem yöneticilerin Anayasa ve yasaları hiçe saymasından kaynaklanan fiili bir durum olduğunu kaydeden Bozdağ, düzenlemede yer alacak ifadelerin, yapılacak son değerlendirmeden sonra netleşeceğini söyledi.
Adalet Bakanı Bozdağ, açıklamasına şöyle devam etti:
"Hem başını açmak hem başını örtmek bu ikisi birlikte teminat altına alınıyor. Yeni düşündüğümüz formülasyon içerisinde ülkemizdeki kadınlarımızın tercih ettiği kıyafetler teminat altına… Orada anayasal ifade tarzına uygun şekilde, tartışmaları ortadan kaldıracak şekilde net ifade olacak. Biz kaygıları giderecek ve farklı yorumları ortadan kaldıracak bir formülasyon ortaya koyacağız. Amacımız da bu. Çünkü öyle şuradan gidersek şöyle yasak koyarız, buradan gidersek şunu yaparız, yani yasakçı zihniyete yol gösteren ya da onlara imkan veren bir düzenleme değil, hürriyeti teminat altına alan ve bu hürriyeti koruyan yasakçı zihniyetin de bu hürriyeti ihlal etmesini engelleyen formüller içerecektir."
Başı açık veya örtülü olsun kadınların hepsinin bu milletin asil evlatları ve kadınların tamamının hukukunu korumanın vazifeleri olduğunu belirten Bozdağ, formülasyonu ortaya koyduktan sonra bunun kamuoyunda, Anayasa Komisyonu ve TBMM Genel Kurulunda tartışılacağını, ardından da eksiklerin giderileceği bir sürecin işletileceğini anlattı.
– "Teklifimiz, herkesin 'Evet' demesine imkan verecek nitelikleri taşıyor"
Çalışmanın ne zaman tamamlanacağı sorusuna Bozdağ, "Muhtemelen önümüzdeki hafta olabilir diye tahmin ediyorum. Gelebilir, kamuoyuna açıklanabilir diye tahmin ediyorum. Kesin bir şey vermiyorum." yanıtını verdi.
Bozdağ, Anayasa değişikliğiyle ilgili hazırlayacakları teklifin CHP ve muhalefet kanadında nasıl karşılık bulacağına ilişkin soru üzerine, "Bizim teklifimiz, herkesin 'Evet' demesine imkan verecek nitelikleri taşıyor. Tartışma her zaman olur. Ben tartışmaları bir teklif kapatır demiyorum. Her teklif bir tartışmaya sebep olur ama makul bir tartışma yapıldığı takdirde bu teklif bizim düşüncemize göre eksiğiyle fazlasıyla üzerinde uzlaşılabilecek bir metni içerecek." ifadesini kullandı.
Teklifin yasalaşması için diğer partilerin de desteğine ihtiyaç duyduklarını vurgulayan Bozdağ, şunları kaydetti:
"CHP burada samimiyse, bu konunun Türkiye'nin gündemine yeniden sorun olarak dönmesini istemiyorsa o zaman sözünde duracak, gelecek buna destek verecek. Eksiği, yanlışı varsa katkı verecek düzelteceğiz beraber. Samimiyse 'Evet' de verecek ve Meclis'imizden geçireceğiz ve ülkemizin gündemine bir daha geri döndürülmemek üzere bu konuyu tarihe havale etmiş olacağız. Niyetimiz ve hedefimiz, CHP ile de uzlaşarak… Parlamentoya geldikten sonra elbette biz bunu görüşeceğiz."
Bozdağ, konu üzerinde MHP ile beraber çalıştıklarını aktararak, düzenlemenin TBMM'ye gelmesinin ardından diğer siyasi parti gruplarıyla da değerlendirmenin yapılacağını belirtti.
– "6 dakikayla ilgili söylenen konuyla alakalı şu anda inceleme yapılıyor."
Bakan Bozdağ, Bartın'ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden ocağı patlamasının ardından bilirkişilerin çalıştığını, savcılığın maden ocağındaki bütün dijital materyallere, elektronik iletişim aletine el konulması ve bunların delil mahiyetinde değerlendirilmesi için karar verdiğini anımsattı.
Hayatını kaybedenlerin yakınları ve yaralı madencilerinki dahil dün itibarıyla yaklaşık 50'ye yakın ifade alındığını aktaran Bozdağ, "Olayın şartlarını bilmeden değerlendirme yapanlar 'Niye yapılmadı' diyor. Nasıl yapılacak? Fiili imkansızlık var. Yangın sürüyor, bilirkişi giremiyor ve orada, içeride canlar var. Önce yangını söndürmek, canları kurtarmak, arkasından diğer işlemleri yapmak. Bütün bunların hepsi adli tahkikat çerçevesinde yapılması gerekenler. Bir yandan yangın söndürmek için uğraşılırken, adli süreç de işledi ve işliyor." sözlerini sarf etti.
İlerleyen günlerde ifadelerin hepsinin tamamlanacağına işaret eden Bozdağ, "6 dakikayla ilgili söylenen konuyla alakalı şu anda inceleme yapılıyor. Nedir bu, bu arada ne oldu? Orada bir kayıp var ve bunun neden kaynaklandığı bilirkişi raporuyla ortaya çıkacaktır." dedi.
Bakan Bozdağ, gelecek haftaya kadar ön raporun çıkacağını tahmin ettiğini söyledi.
"Patlamada şehit olan madencinin mezarı başında Kur'an-ı Kerim okumanıza ilişkin çeşitli yorumlar yapıldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusu üzerine Bozdağ, eleştiriler nedeniyle üzüldüğünü dile getirdi.
Bir şehidin arkasından Kur'an okumanın kendisini ancak gururlandırdığını, bunun kınanacak bir şey olmadığını vurgulayan Bozdağ, "Esas kınanacak onu eleştirenlerdir. 'Kur'an-ı Kerim okudu, soruşturmalar devam etmedi' falan. Benim Kur'an-ı Kerim okumamla soruşturmanın devam etmesi, etmemesinin bir bağı var mı? Soruşturmayı savcılık yürütüyor ve soruşturma devam ediyor." görüşünü paylaştı.
– "Yaşam tarzlarına müdahaleyi suç sayan düzenlemeyi biz yaptık"
Bekir Bozdağ, "Anayasa değişikliğinde Sayın Cumhurbaşkanı aile yapısını kurmaya yönelik de bir düzenleme yapılacağını söyledi. İnsanların hayat tarzlarına yönelik kısıtlamaya mı gidilecek? 'Aileyi korumak' ne demek" sorusu üzerine, partisinin 20 yıllık iktidarında kimsenin yaşam tarzına müdahale etmediğini, kişilerin yaşam tarzlarının zorla değiştirilmesini veya yaşam tarzlarına hukuka aykırı müdahaleyi de 2014'te Türk Ceza Kanunu'nda düzenlediklerini anlattı.
Bozdağ, "Türk aile yapısını bozacak her türlü tercihin biz hep karşısında olduk, bundan sonra da oluruz. Neslimizin devamını engelleyecek, Türk aile yapısının dağılmasını sağlayacak, gelecekte de büyük bir Türk milletinin varlığı için tehdit oluşturacak her şeyle mücadeleyle Anayasa bizi görevlendiriyor." açıklamasında bulundu.
– "Toplumu, devleti 29. madde koruyor"
Bakan Bozdağ, "Kamuoyunda iktidarın 'dezenformasyon yasası' olarak getirip muhalefetin de 'sansür yasası' olarak nitelendirdiği yasayı 221 edebiyatçı dün reddettiğini beyan etti. İnsanlarda 'Acaba retweet yapsam hapse girer miyim' düşüncesi oldu. Bu sansür yasası mı?" sorusuna, şu yanıtı verdi:
"İnsanların toplum içinde saygın, onurlu ve itibarlı yaşamasını temine dönük bir yasadır. Yalandan, iftiradan ve pek çok şeyden nice insanımız mağdur olmuştur. Bugün Türkiye'nin dört bir yanında iftiralar nedeniyle savcılıklara suç duyurusunda bulunan, yalan haber nedeniyle itibarını kaybeden nice insan var. O yüzden buna karşı bizim ceza hukukumuzda hakaret suçları, iftira suçu var. Bunlar bireylerin saygınlığına, onuruna karşı aslı astarı olmadık itibar suikastçılarına karşı vatandaşlarımızı koruyor. Ama buna bakıldığı zaman bu biraz daha genel bir düzenleme. Esasında toplumu, devleti 29. madde koruyor. Orada yalan haberle, aslı astarı olmadık şeylerle insanlarımız arasında korku, endişe, panik yaratmak maksadıyla, yalan olduğunu bile bile kamu düzenini bozsun diye, insanlar birbirine karşı husumet beslesin ya da birbirine karşı bir takım fiili davranışlara geçsin diye aleni olarak bunları yaymadan bahsediyor. Suçun unsurları normal bir gazetecinin 'Şöyle yazdım, bu buraya girer mi'. Girmez. Sadece özel kast aranıyor. Korku, endişe, panik yaratma kastı olacak, özel bir kast."
Bakan Bozdağ, "TSK'nın kimyasal silah kullandığı" iddialarının da iftira olduğunu vurguladı.
"Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın, Anayasa'da adaleti sağlamanın ön şartının yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı olduğu sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusunu da Bozdağ, "Doğru söylüyor. Yargının bağımsız ve tarafsız olması Anayasamızın bize emridir. Anayasa'ya 2017'de tarafsızlığını da koyduk. Yargının bağımsız ve tarafsız olması Anayasamızın emridir, bizim de Adalet Bakanlığı olarak üzerinde en çok durduğumuz şeylerden biri." diye yanıtladı.