TBMM (AA) – Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Dünya Adalet Projesi 2022 Raporu'nun ABD'de yayınlandığını ve sponsorları arasında pek çok vakıf, kişi ve kurum bulunduğunu belirterek, "Bu rapor güvenilir bir rapor değil, fonlanan bir rapor. Türkiye'yi bu rapor nedeniyle yargılamak haksızdır." dedi.
Bozdağ, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Bakanlığının 2023 yılı bütçesinin üzerinde milletvekillerinin eleştiri ve sorularını yanıtladı.
Hukuk devleti ilkesiyle yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının son derece önemli olduğunu belirten Bozdağ, Adalet Bakanının daha önce Cumhuriyet başsavcılarına dava açma konusunda talimat verebildiğini, söz konusu uygulamayı kendilerinin kaldırdığını söyledi. Bozdağ, "Benim herhangi bir konuda yargıya 'Soruşturma başlatın' yahut 'Kovuşturma için iddianame tanzim edin' deme hakkım da yok, yetkim de yok." diye konuştu.
Meclis kürsüsü, komisyonlar ve grupların adeta birer mahkemeye döndüğünü ifade eden Bozdağ, "Yargılama yapanlar, karar verenler, mahkum edenler, beraat edenler, sanık sandalyesine oturtanlar çoğaldı. O zaman savcılara, hakimlere, mahkemelere ne gerek var? Madem bunu siyasilerimiz, milletvekillerimiz yapacak, o zaman biz hukuk devletini nasıl işleteceğiz, nasıl ayakta tutacağız? Onun için ben herkesten asgari düzeyde bir ortak yaklaşımı görmek isterim. Çünkü hepimizin buna ihtiyacı var. Türkiye'de adalet kadar hırpalanan ikinci bir kavram yok." değerlendirmesinde bulundu.
– 14 milyon 334 bin 162 dosya
Yargıdaki dosya sayılarına ilişkin bilgi veren Bozdağ, "2021 rakamlarına göre, Cumhuriyet başsavcılıklarımız nezdinde 6 milyon 126 bin 458 dosya var. Ceza mahkemelerinde 3 milyon 290 bin 195, hukuk mahkemelerinde 4 milyon 331 bin 658, idare mahkemelerinde 393 bin 685, vergi mahkemelerinde 192 bin 166 dosya var. Toplamda 2021 yılında savcı ve hakimlerimizin önünde 14 milyon 334 bin 162 dosya var." bilgisini paylaştı.
Bekir Bozdağ, siyasi taraftarlık üzerinden hakim ve savcıların kararlarını tartmanın büyük bir haksızlık ve hakaret olduğunu dile getirerek, bunu asla kabul etmeyeceklerini, hakim ve savcıların gece gündüz çalışıp bu kadar dosyayı karara bağladığını kaydetti.
Yargı hizmetlerinden memnuniyet konusu değerlendirilirken mahkemelerin verdiği kararların sağlık veya ulaştırma hizmetleriyle bir tutulamayacağını aktaran Bozdağ, "14 milyon dava veya soruşturma var. Bunun hepsinin müştekisi, müdahili, şüphelisi, sanığı, davacısı, davalısı var. Yargılama sonucu yarısı zaten hukuk sistemimiz gereği kaybediyor. Kazananlar da bazen istediğini elde edemeyebiliyor. 100 bin tazminat istemiş de 50 bin çıkmış. Kazananı da memnun değil. Öyleyse böyle bir konuda, sistemin doğasında olan gerçekliği de görerek bir değerlendirme yapmakta fayda görüyorum." ifadelerini kullandı.
Yargı hizmetlerinden memnun olanların oranının 2011'de yüzde 38,9' iken 2021'de yüzde 54,8'e, orta düzeyde memnun olanların oranının ise 2011'de yüzde 8,2 iken 2021'de yüzde 10'a yükseldiğini aktaran Bozdağ, yargı hizmetlerinden memnun olmayanların oranının 2011'de 9,6 olduğunu, bu oranın 2021'de 11,2 olarak tespit edildiğini söyledi.
Yargı hizmetlerine ilişkin uluslararası raporlara da değinen Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sürekli referans gösterilen Dünya Adalet Projesi 2022 Raporu'nda Türkiye ile ilgili değerlendirmeler var. Bu rapor ABD'de yayınlanıyor. Sponsorlarına baktığınızda pek çok vakıf, kişi ve kurum var. Sponsora göre yazı yazıyorlar, karar veriyorlar. Çok net söylüyorum. Buradaki ülkelere baktığınızda, elinizi vicdanınıza koyun, bu raporda Türkiye'nin önünde adı zikredilen ülkelerin kaçı bizden ileri diyebiliriz? Adamlarda hukuk yok, hukukun h'si yok ama bakıyorsunuz raporda bizden önde. Bas parayı, al raporu. Bu rapor güvenilir bir rapor değil, fonlanan bir rapor. Türkiye'yi bu rapor nedeniyle yargılamak haksızdır ama OECD raporu için aynı şeyi söylemiyorum. Oradaki verilere biz de dikkat ediyoruz ama parayla, fonlarla desteklenen raporlarla ilgili bu hususun altını çizmekte fayda görüyorum."
– AİHM kararları
Bekir Bozdağ, Türkiye'nin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kararlarına bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da uyacağını bildirdi.
AİHM kararlarına ilişkin bazı verileri paylaşan Bozdağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Tüm üye ülkelerin AİHM kararlarını icra etme oranının ortalaması yüzde 79,51'dir. Aynı periyotta ülkemiz hakkında 4 bin 307 karar, ihlal ve dostane çözüm kararları, icrası için Bakanlar Komitesine gönderilmiş olup, bunlardan 3 bin 782'sinin icra süreci tamamlandı. Dolayısıyla ülkemizin AİHM kararlarını icra etme oranına baktığımızda yüzde 87,81 olduğunu görüyoruz.
Adalet Bakanlığının AİHM'ye yapılan savunmaları devraldığı 2012 yılından itibaren AİHM, ülkemizle ilgili 85 bin 526 başvuruyu sonuçlandırdı. 2012-2021 yılları arasında toplam ihlal sayısı 981'dir. Anılan yıllar arasındaki ihlal oranları yüzde 1,17 olup, genel ihlal oranlarının üçte birine tekabül ediyor. Tüm ülkeler açısından AİHM'nin vermiş olduğu ihlal kararlarının tüm kararlara oranı ise yüzde 2,3'tür. Elbette daha iyi olmamız, daha ileri gitmemiz lazım. Bunda hiç şüphe yok."
Adalet Bakanı Bozdağ, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin, Türkiye'ye karşı taraflı davrandığını ifade ederek, "Yunanistan'da soydaşlarımız, Yunan mahkemelerinde reddedilen ve Yunan yüksek yargısı tarafından onaylanan kararları AİHM'ye götürmüşler, AİHM de hak ihlali kararı vermiş. Yıl 2008. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi daha gündemine dahi almamış. Sadece Yunanistan değil, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda ile ilgili karar var, onlarca karar var." diye konuştu.
Türk yargısının Osman Kavala konusunda AİHM'nin kararına uyduğunu, tahliye kararı verdiğini anımsatan Bozdağ, "Daha sonra AİHM niyet okuyor. Siz buradan benim kararıma uydunuz ama şuradan dolanarak bu kararı bu hale getirdiniz. Burası niyet dokunacak yer değil? Eğer Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi niyet okursa, orada adalet olmaz." dedi.
– Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru
Bekir Bozdağ, önemli reformları hayata geçirdiklerini dile getirerek, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu başladıktan sonra vatandaşların yeni bir hak arama yolu bulduğunu, bu yolun vatandaşlara ve ülkeye çok şey kazandırdığını söyledi.
Anayasa Mahkemesine 2021 yılında 32 bin 826 başvuru yapıldığını, bu dosyalardan yüzde 72'sinin başvuru şartı taşımadığı için kabul edilemez bulunduğunu aktaran Bozdağ, "Anayasa Mahkememize bireysel başvuru konusunu yeniden ele alıyoruz. Dostane çözüm çerçevesinde önemli bir kısmını önümüzdeki süreçte getireceğimiz yargı paketi kapsamında Adalet Bakanlığına alacağız, yeni dönemde de bu konuyu daha sağlıklı işleyen bir hale dönüştüreceğiz." dedi.
Hakim ve savcıların hem AİHM hem de Anayasa Mahkemesinin ihlal kararlarına uyup uymadığının terfilerde dikkate alındığını belirten Bozdağ, hakim ve savcıların kararlara uymadıkları takdirde birinci sınıfa ayrılma ve diğer konularda müeyyidelerle muhatap olduğunu ifade etti.
Geçmişte siyasi parti üyesi olanların hakim ve savcı olarak alınmasına ilişkin eleştirilere yanıt veren Bozdağ, "Hiçbir hakim veya savcı şu anda hiçbir partiye üye değildir. Sınava girmeden önce bir partiye üyeliği olabilir. Onların hepsi üyeliklerini sonlandırıyorlar. Aksi takdirde siyasetle en çok iştigal eden hukuk fakültesi mezunlarımızı siyaset dışına itmiş oluruz. Önemli olan; kararlarda tarafsız mı, bağımsız mı, adil mi? Ona bakmak lazım." sözlerini sarf etti.
Bozdağ, yargıda çoğulculuğu şiar edindiklerini, gruplaşmaya ve FETÖ gibi oluşumlara asla izin verilmeyeceğini vurguladı.
Yargıda kadrolaşma iddialarına, eski Adalet Bakanı Mehmet Moğultay'ın bir konuşmasına değinerek cevap veren Bozdağ, "Şimdi kalkmışlar bize ders veriyorlar. Olmaz öyle şey. Önce geçmişe dönüp bir bakacasınız." dedi.
(Sürecek)