SAKARYA (AA) – ÖMER FARUK ŞİMŞEK – Ülkesi Sierra Leone'daki iç karışıklıklar nedeniyle Avrupa'ya giden gazeteci İbrahim Seaga Shaw, sığınmacı olarak yaşadığı ülkelerde "medyada yabancı düşmanlığı"yla mücadelesini "insan hakları gazeteciliği" alanındaki çalışmalarıyla sürdürüyor.
Ülkesinde 1991-2001 yılları arasında süren iç karışıklık ve savaş nedeniyle karşı karşıya kaldığı hapis ve ölüm riski nedeniyle Fransa'ya iltica eden Shaw, burada ve İngiltere'de sürdürdüğü eğitiminde yüksek lisans ve doktorasını tamamladı.
Bir sığınmacı olarak bulunduğu ülkelerdeki kırılgan kesimlerle ilgili araştırmaları esnasında, medyada yabancılarla ilgili söylemlerin toplumlara olumsuz yansımalarını işleyen Shaw, bu alandaki akademik çalışmalarını topladığı "İnsan Hakları Gazeteciliği" kitabı ve yurt dışında yaptığı sunumlarla kitle iletişim araçlarındaki yabancılarla ilgili olumsuz algının düzeltilmesi için çaba gösteriyor.
Sierra Leone Bilgi Edinme Hakkı Komisyonu Başkanı ve İletişim Koordinatörü, Sierra Leone Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Seaga Shaw, Sakarya Üniversitesindeki bir program kapsamında geldiği kentte AA muhabirine, ülkesinde gazete sahibi olduğu dönemde iç karışıklıkların başlamasıyla gazetecilerin öldürülmeye başlandığını anlattı.
Kendisi ve beraberinde çalıştığı gazetecilerin öldürülmeye çalışıldığını ve defalarca hapsedildiğini belirten Shaw, yaşamına kastedilmeye başlanmasının ardından Fransa'ya iltica ettiğini, daha sonra İngiltere'ye geçtiğini söyledi.
Shaw, 2018'de ülkesindeki durumlar düzeldikten sonra yurduna dönebildiğine değinerek, "İnsan hakları gazeteciliği alanındaki çalışmalarım, İngiltere'nin Bristol şehrindeki akademik araştırmalarımla başladı. O dönemde İngiliz medyasında yabancı düşmanlığıyla ilgili unsurları araştırırken, medya mensuplarının bilerek veya bilmeyerek göçmenler, sığınmacı ve mültecilerle ilgili konuları kaleme alışlarının topluma olumsuz yansıdığını, gazetecilerin yıkıcı söylemlerinin toplum tarafından benimsenip, kendi görüşleriymiş gibi yansıtılmaya başlandığını gördüm." diye konuştu.
Bu söylemler karşısında, kırılgan nüfus olarak adlandırılan göçmenlerin sesi olabilmek amacıyla akademik üretim yaptığına işaret eden Shaw, rasyonel ve araştırmacı gazetecilik faaliyetlerinin gerçeği ve insan haklarını esas alan şekilde yapılabilmesini sağlamak amacıyla gazetecilerin neyi nasıl işlemeleri gerektiğini, ortak faydanın nerede olduğunu göstermeye yönelik rapor yayımladığını kaydetti.
– "Gazeteciler, toplumsal algıları oluşturan meslek dalında çalışıyor"
Shaw, amacının, zaten sesi olmayan, zarar görmüş, çeşitli nedenlerle mazlum ve kurban durumuna getirilmiş kesimin sesinin duyurulabilmesine çalışmak olduğunu vurgulayarak, yabancı düşmanlığının toplumdaki düşman ve tehdit imajıyla yaratıldığını, bu kapsamda gazetecilerin, yazıp çizdikleri, söyledikleri veya söylemedikleriyle toplumsal algıları oluşturan bir meslek dalında çalıştıklarının altını çizdi.
İnsan ve kamu yararı odaklı "hoşgörü ve insan hakları gazeteciliği" yaklaşımının benimsenmesi, tarafların kimler olduğuna bakılmaması gerektiğini dile getiren Shaw, "Sorumlu gazeteci olma vasfı bunu gerektirir. Bizim burada yaptığımız çalışmaların temel amacı, insan yanlışları gazeteciliğinin karşısında durmak." dedi.
Çeşitli ülkelerdeki yanlış gazetecilik yaklaşımından örnekler veren Shaw, şunları kaydetti:
"Sorumlu gazetecilerin, konuların ilgili paydaşlarının görüş ve tutumlarını ortaya koyacak şekilde haberlerine taşıması gerekiyor. Zaten 'hoşgörü ve insan hakları gazeteciliği' sadece yabancı düşmanlığıyla sınırlı bir algı değil, aynı şey toplumun marjinalleştirilmiş diğer kırılgan kesimleriyle de ilgilidir. Bu çok farklı alanlarda kullanılabilir bir model. Hem toplumsal düzen ve istikrarın sağlanmasında hem de barış içerisinde yaşamasına katkı sunabilecek bir alan. Bütün çabamız, sağduyu, hoşgörü ve insan hakları gazeteciliğinin oluşmasına katkıda bulunmak."