ANKARA (AA) – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sosyal medya hesabından gündeme getirdiği iddialara ilişkin, Kılıçdaroğlu'nun belki de Türk siyasi hayatının en vahim ve en utanç verici açıklamalarından birine imza attığını söyledi.
Çelik, AK Parti Genel Merkezinde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bazı AK Parti'li milletvekilleriyle bir araya geldiği toplantı devam ederken gazetecilere açıklama yaptı, soruları cevapladı.
Milletvekilleriyle yapılan toplantıların son halkasının, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan'ın başkanlığında bugün gerçekleştirildiğini dile getiren Çelik, bütün bu süreç içerisinde milletvekillerinin bölgeleriyle ilgili konuları, iç ve dış siyasetle ilgili çeşitli değerlendirmeleri ele aldıklarını belirtti.
Çelik, "Milletvekillerimiz hem sahada yaptıkları çalışmalar ve tespitlerle ilgili bilgi verdiler hem de önümüzdeki dönemde, 2023'teki seçimlere dönük olarak yapılacak çalışmalar ayrıntılı bir biçimde hem milletvekillerimizin illeri bazında hem de çeşitli ziyaretler vesilesiyle yaptıkları tespitler temelinde değerlendirilmiş oldu." diye konuştu.
Bazı çözülmesi gereken problemlerle ilgili bu toplantılarda hızlı karar alınması imkanının ortaya çıktığını ifade eden Çelik, bu çerçevede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çeşitli talimatlar verdiğini söyledi.
Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, TBMM'nin seçime kadar kesintisiz bir çalışma takviminde olması talimatının da bulunduğunu aktardı.
AK Parti Teşkilat ve Seçim İşleri başkanlıklarının seçime kadar kesintisiz bir çalışma yürüteceğini bildiren Çelik, şöyle devam etti:
"Teşkilatlarımız sürekli sahada ama bundan sonra daha yoğun bir şekilde seçime kadar olan süreçteki çalışmalarla ilgili olarak yapılması gerekenler hakkında Sayın Cumhurbaşkanı'mızın, Genel Başkan'ımızın talimatlarını aldık. Arkadaşlarımız da kendi tespitlerini, değerlendirmelerini ortaya koydular."
– Partideki yeni görevlendirmeler
Partide dün bazı görev değişikliklerinin olduğuna işaret eden Çelik, "Sayın Mahir Ünal'a, şimdiye kadar yaptığı hizmetler ve katkılardan dolayı grup başkanvekili olarak çok teşekkür ediyoruz. Özlem Zengin arkadaşımız, aday gösterildi. Grup başkanvekili seçimimiz çarşamba günü grup toplantısından sonra gerçekleşecek. Özlem Hanım'dan boşalan AK Parti Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkanlığına Belgin Hanım görevlendirildi." diye konuştu.
– "Maalesef üzülerek izliyoruz"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sosyal medya hesabından gündeme getirdiği iddialara de değinen Çelik, şunları kaydetti:
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun Türkiye'de cari açığın kapatılması için uyuşturucu ticaretine göz yumulduğu ya da uyuşturucu ticareti yapıldığı gibisinden belki de Türk siyasi hayatının en vahim ve en utanç verici açıklamalarından birine imza attığını görüyoruz. Tabii burada bir diğer boyutu da şu, demokrasilerde ana muhalefet partisi son derece kritik bir organdır ve demokrasi açısından da vazgeçilmez bir işlev ifade eder. Sayın Kılıçdaroğlu'nun böylesine bir organın işlevini yerlerde sürünecek hale getirmesini maalesef üzülerek izliyoruz.
Polis ve jandarma teşkilatımıza dönük olarak, bu onurlu teşkilatlarımızın, milletimizin huzuru, refahı, esenliği için çalışan bu teşkilatlarımızın uyuşturucu ticareti yaptığından ya da buna göz yumduğundan bahsetmek başlı başına utanç verici bir iftiradır. Bunu söyleyen kişinin alnına bu iftira ömrü boyunca yapışacaktır. Son derece ayıptır, yakışıksızdır, provokatiftir."
Uyuşturucu ve diğer suçlarla mücadele edildiğinde hedef alınan örgütlerden duyulan sözlerin, ana muhalefet partisi liderinden ortaya çıkmasını ibretle izlediklerini söyleyen Çelik, bunun son derece yakışıksız olduğunu belirtti.
– "Bu son derece yanlıştır"
Kılıçdaroğlu'nun, polis ve jandarma teşkilatından açık bir şekilde özür dilemesi gerektiğini vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Üst üste gelen provokasyonlar… Sayın Kılıçdaroğlu'nun polise ve jandarmaya dönük olarak yaptığı bu provokasyon, yakın zamanda birkaç gün önce Türk Silahlı Kuvvetlerine dönük olarak 'kimyasal silah kullanıyor' diye atılan iftira halkasının yeni bir utanç verici devamıdır. Bir siyasi partinin içinde Türk Silahlı Kuvvetlerine dönük olarak 'kimyasal silah kullanılıyor' diyen bir milletvekili olacak, buna dönük hiçbir tutum alınmayacak, kendi partilerinden yapılan açıklamada da bunu kınamadılar, lanetlemediler sadece böyle konular ulu orta konuşulmaz diyerek konuşmanın içeriğine değil, konuşmanın bağlamına yönelik olarak bir itiraz geliştirdiler.
Şimdi ise bizatihi genel başkan çıkmış polis ve jandarma teşkilatının uyuşturucu ticareti yaptığını, buna göz yumduğunu, üstelik bunun cari açığı kapatmak için yapıldığını iddia eden utanç verici bir iftirayı ortaya koyuyor. Bunu milletimize arz ediyoruz. Türkiye siyasi tarihinde pek çok yanlış söz söylenmiştir, pek çok skandala imza atılmıştır fakat bu derece utanç verici bir şekilde Türkiye'nin güvenlik kurumlarını hedef alan, üstelik Türkiye'nin güvenlik kurumlarını, bazı terör örgütlerinin provokatif iddialarını aynen dillendirerek hedef alan utanç verici sözler siyasi hayatta bir siyasi parti genel başkanının ağzından bu derece yoğunlukta duyulmamıştır. Bu son derece yanlıştır. Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediği sözün nereye gittiğine dikkat etmesi gerekir."
– "Utanç verici bir iddia"
Ömer Çelik, CHP'nin, ana muhalefet partisi olarak Türkiye'nin demokrasisine, sosyal barışına, devlet hayatına dönük pozitif mesajlar vermesi gerekirken, yıkım siyaseti yapan, nerede Türkiye'nin devlet kurumlarını hedef alan bir provokasyon varsa, devleti işlemez hale getirmeye çalışan bir yaklaşım varsa bunu ortaya koyduğunu söyledi.
Üç temel yıkım siyaseti ögesinin, neredeyse 10 gün içerisinde CHP milletvekillerinden ve CHP Genel Başkanı'ndan duyulduğunu dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
"Bir CHP milletvekili çıktı TSK'nin 'kimyasal silah kullandığı' iddiasını dillendirdi. CHP milletvekilleri mahkeme bastılar. Devletin temel egemenlik alanlarından bir tanesine dönük olarak TBMM üyesi sıfatı taşıyan bazı kişiler orada resmen eşkıyalık yapıyorlar. Bunun Meclisin basılmasından ne farkı var. Bu milletvekilleri empati yapsınlar. Kendileri Meclis kürsüsünde konuşurken Meclisin basıldığı gibi bir tablo. Bu ne kadar gayrimeşruysa mahkemelere dönük olarak onların yaptığı bu eylem de o kadar kabul edilemez ve o kadar gayrimeşrudur. Şimdi de tutmuş polis ve jandarma teşkilatına uyuşturucu satmaktan, uyuşturucu kaçırmaktan bahseden utanç verici bir iddiayla yüzünü çeviriyor. Doğrusu normal bir demokratik algıları olsa, normal bir siyasi ahlak standardı içerisinde değerlendirilirse derhal özür dilemeleri gereken, insanı sokağa çıkarmayacak sözleri bir siyaset biçimiymiş gibi üstelik video çekerek tutup ortaya koyuyorlar."
– Başörtüsü ve aileyle ilgili anayasa değişikliği teklifi
Başörtüsü ve aileyle ilgili anayasa değişikliği teklifine ilişkin bir soru üzerine Çelik, bu konuda Cumhur İttifakı ile ortak bir çalışma yürüttüklerini bildirdi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız'ın bir araya geleceklerini söyleyen Çelik, "Yarın bu takvim netleşecek. Bazı siyasi partilere tabii ki ziyaretler olacak, bu ziyaretler çerçevesinde istişare edilecek. Cumhur İttifakı olarak bir araya gelindiğinde bununla ilgili karar netleşmiş olacak." dedi.
Düzenlemenin referanduma gidip gitmeyeceği sorulan Çelik, temel hak ve hürriyetlerle ilgili bir düzenlemenin yapıldığını, bir de aile kurumunun güçlendirilmesi, korunmasıyla ile düzenlemenin getirildiğini, referanduma gitmesi halinde çok ezici bir çoğunlukla geçebileceğini belirtti. Çelik, "Bunun Meclis'ten geçmesi arzu edilir, onun dışında bir seçenek ortaya çıkarsa da bunun referanduma götürülmesinden, millete sunulmasından herhangi bir çekince söz konusu olmaz." şeklinde konuştu.
– Tahıl koridoru
Çelik, tahıl koridoruyla ilgili bir soruya karşılık ise şu yanıtı verdi:
"Tahıl koridoru anlaşmasına Cumhurbaşkanı'mız, büyük bir diplomatik emek sarf etti. Bundan bütün dünya, özellikle fakir halklar çok fayda gördü. Bunun askıya alınmış olmasından son derece üzüntü duyuyoruz. Müşterek Koordinasyon Merkezi'nde halen Rus heyeti bulunuyor. Kuşkusuz hem Cumhurbaşkanı'mız hem de bakanlar düzeyinde bu anlaşmanın yeniden işlerlik kazanması için her türlü çaba sarf edilecek. Bu anlaşmanın oluşmasında ana aktör Cumhurbaşkanı'mızdır, Türkiye'nin diplomasi yeteneğidir, Türkiye'nin ortaya koyduğu duruştur. Şu anda gelinen noktanın geçici olmasını temenni ediyoruz, bununla ilgili güçlü bir çalışma yapılacak."