ANKARA (AA) – AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Yunanistan'ın Türk uçaklarını taciz etmekten, gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmaktan, Ege'yi bir Yunan gölü yapma şeklindeki gayrimeşru yaklaşımlardan uzak durması halinde iki ülke arasındaki tansiyonun düşeceğini söyledi.
Çelik, parti genel merkezinde, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken basın toplantısı düzenledi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Türkiye'de doğal gaz merkezi kurulması önerisinin bazı kesimler tarafından iç siyasete bağlandığının ve "Putin seçimleri AK Parti kazansın istiyor" yorumlarına neden olduğunun hatırlatılması üzerine Çelik, "Bazı arkadaşlar seçimi karşı ittifakın kazanacağına o kadar angaje olmuşlar ki baktıkları her olayda, buradan AK Parti kazanacak diye bir şey görüyorlar." dedi.
Çelik, Putin'in açıklamasının hassas şekilde değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, "Türkiye, barıştan yana bir devlet olarak her halükarda bu süren savaşın tansiyonunun azaltılması, ateşkese gidilmesi, daha sonra barış anlaşması yapılması gibi bir tutumu güçlü şekilde sürdürürken bir yandan da bu savaşın insanlık için maliyetinin azaltılmasına uğraşıyor. Tahıl koridoru da budur, Cumhurbaşkanımızın gaz meselesindeki iradesi de budur. Dolayısıyla ona bakıp da birilerinin çıkıp Putin, 'AK Parti seçimi kazansın diye çalışıyor' şeklinde yaklaşımda bulunmaları biraz fazla takıntılı bir şey olmuş. Çok sağlıklı görmüyorum bunu." diye konuştu.
– "Dünyanın geri kalanına büyük haksızlık ve hakaret içeren bir açıklama"
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell'in Avrupa'yı güzel bir bahçeye, dünyanın geri kalanını ise ormana benzettiği söylemine ilişkin değerlendirmeleri sorulan Çelik, "Herhalde sömürgecilik nasıl savunulur diye bir paragraf yazılması istenseydi Borrell'inki birincilik alırdı. Böylesine sömürgeci bir tavrı, insanlığı Avrupalı olan ve olmayan diye ayıran, Avrupa'yı bir bahçe sayıp, dünyanın geri kalanını vahşi bir 'cangıl' sayan bir anlayış, Avrupa merkezciliği ortaya koyarken insan merkezci olmadığını gösteriyor." dedi.
Çelik, Borrell'in bu açıklamayı kendisinden önceki AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini'nin başında olduğu diplomasi okulunda, yeni diplomatlara ders verirken yaptığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Bunun, bu derece sömürgeci, ırkçı anlayışla yeni diplomatlara ders gibi sunulması da Avrupa Birliği açısından başka bir vahamet oluşturmuş. Zaten bugün Avrupa'daki önemli kurumların başındakilerdeki problem bu. Avrupa'yı bir küresel güç, bir küresel proje olarak değerlendirmiyorlar, tamamen indirgemeci, ırkçı, giderek de bir Hristiyan kulübü anlayışıyla değerlendiren bir yaklaşım içerisine giriyorlar. Dünyanın geri kalanına büyük haksızlık ve hakaret içeren bir açıklama. Borrell'in üzerine bu açıklama ömür boyu yapışır. Yapacağı tek şey, bu açıklamayı baştan aşağı reddedip, özür dilemek olmalıdır."
– "Birliğimizi, dirliğimizi pekiştirme anlamında çok büyük bir adımdır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının kurulacağını açıklamasının ardından bazı kişilerce dile getirilen "bu projeyle cemevlerine kayyum atandığı" görüşlerine ilişkin değerlendirmeleri sorulan Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Şahkulu Sultan Dergahı'nda Alevi Bektaşilerle beraber olmasının, Cumhuriyet tarihinin en önemli olaylarından biri olduğunu düşündüğünü dile getirdi.
Çelik, alınan kararlar öncesinde Alevi Bektaşilerin taleplerinin toplandığını hatırlatarak, "Bu konuda atılmış bu adım bence birliğimizi, dirliğimizi büyütme, pekiştirme anlamında çok büyük bir adımdır. Oradaki dostlarla, canlarla, dedelerle konuştuğumuzda da herkesin bundan duyduğu memnuniyeti gördük." dedi.
Atılan adımların eksi ve artılarının değerlendirilmesinin doğal olduğunu söyleyen Çelik, "Ama birilerinin 'Bizim kurumlarımız bizden çıkıyor' ya da bu bahsettiğiniz HDP kesiminden gelmişti, 'Buraya kayyum atanıyor' gibisinden yaklaşımlar şunu gösteriyor, bunlar herhangi bir şekilde meselelerin çözümünden, birlikten, dirlikten beslenen yaklaşımlar değil. Çözümsüzlükten, kaostan, çatışmadan beslenen bir yaklaşım ortaya koyuyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde kurulacak Alevi Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı ile Alevi kurumlarının geliştirilmesinin destekleneceğini ifade ederek, "Onun ötesinde bir yaklaşım söz konusu olmaz ama kendi siyasi zihniyetlerine farklı örgütlerin kayyum atadığı kesimler maalesef bunu topyekun reddediyor." dedi.
– "Yunanistan sözleşmeleri ihlal etmektedir"
Yunanistan Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros'un Sakız Adası'nı ziyaretine ve oradaki açıklamalarına ilişkin değerlendirmeleri sorulan Çelik, şunları kaydetti:
"Normalleşme için adım atan taraf biziz sürekli. Ama burada hazımsızlığın karşı taraftan geldiğini görüyoruz. Yani askerlik sadece bir meslek değil, askerlik bir hayat tarzı. Yunanistan'ın böyle bir genelkurmay başkanlarının olması, böylesine çocuksu açıklamalar yapan, ergen psikolojisiyle konuşan bir genelkurmay başkanlarının olması Yunanistan'ı kaygılandırmalı. Bizim meselemiz değil ama nedense bu Savunma Bakanlığı ya da Genelkurmay Başkanlığı makamına getirilenler herhangi bir şekilde dünyadaki bu makamların standardını taşıyacak bir ağırlık üretemiyorlar. Sürekli olarak Yunan iç siyasetinde aşırı sağcılara seslenen bir şov yapma şeklindeki yaklaşımla yollarına devam ediyorlar."
Ömer Çelik, gayri askeri statüdeki adaların silahlandırılmasının sözleşmelere aykırı olduğunun ve Yunanistan'ın sözleşmeleri ihlal ettiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bir yandan da Yunan muhalefeti diyor ki, Yunanistan'ın tamamını başka devletlerin askeri üssü haline getirdiniz. Şimdiki hükümet açısından, Miçotakis hükümeti açısından düşünülmesi gereken şey şu, yani kendi ülkelerinin bu derece güvenliğini, geleceğini başka ülkelere bağımlı kıldıklarını söyleyen herhalde başka bir iktidar gelmemiştir. Resmen, sanki Miçotakis hükümeti, Yunanistan'a özelleştirmeye gelmiş. Sürekli olarak başka ülkelerin eyalet valisi gibi konuşuyor. Yunanistan Genelkurmay Başkanı da bu ülkelerin eyalet komiseri gibi konuşuyor. Halbuki bu meseleler diplomasi yoluyla çözülebilir. İkide bir Türk uçaklarını taciz etmekten, gayri askeri statüdeki adaları silahlandırmaktan vazgeçerlerse ve Ege'yi bir Yunan gölü yapma şeklindeki bu gayrimeşru yaklaşımlarından uzak dururlarsa zaten tansiyonun önemli bir kısmı aşağı inmiş olur. Diğerleri de halledilmeye çalışılmış olur, halledilmesi için de bir masa kurulmuş olur ama maalesef böyle bir şey yok."
Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı düşmanca tavır takındığını söyleyen Çelik, anlaşmazlıkların çözümünde diplomasi yolu tercih edildiğinde Türkiye'den daha verimli ve güvenilir bir muhatap bulunamayacağını söyledi.
(Bitti)