GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
– Bilge Gezer'in göz muayenesinin yapılması
– Okul öncesi öğretmeni Bilge Gezer ile röportaj
-Ankara Şehir Hastanesi Göz Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Özlem Evren Kemer ile röportaj Kornea nakli olan Bilge öğretmen öğrencilerine kavuşacağı günü bekliyor
– Okul öncesi öğretmeni Bilge Gezer:
– “Elimden geldiğince öğretmenlik yapmaya devam ettim ama artık yapamaz hale gelmiştim. Çünkü bir öğretmenin işi sadece bir şeyi anlatmak değil, aynı zamanda duyguları ifade edebilmek, göz teması kurabilmek, öğrencilerin anlayıp anlamadıklarını görebilmek. 'Artık hayatım bitti.' dediğim noktada nakil bana umut, ışık oldu”
– “Şükürler olsun ki artık görebiliyorum. Bundan sonra da çocuklarımla ve tüm sevdiklerimle pek çok anı biriktirmek için yaşama daha güzel bakıyorum”
ANKARA (AA) – YEŞİM SERT KARAASLAN – Gözlerinin korneasındaki sıvı birikmesi nedeniyle görme yetisini yüzde 80 oranında kaybeden ana sınıfı öğretmeni Bilge Gezer, geçirdiği kornea nakli ameliyatı sonrası öğrencilerine tekrar kavuşacağı günün heyecanını yaşıyor.
Okul öncesi öğretmeni Gezer, hüzünden mutluluğa giden yolculuğunu AA muhabirine anlattı.
Yaklaşık 10 yıl önce görme problemlerinin başladığını, uzun süre tanı konulamadığından hastalığının gittikçe ilerlediğini anlatan Gezer, “10 yıldır ilerleyen bir görme kaybım oldu. Bir yıl önce Ankara Şehir Hastanesi'ne başvurdum ve tanı konuldu. Gözümde ödem olduğu ve fuchs endotelyal kornea distrofisi diye isimlendirilen, korneadaki en iç hücre katmanının değişiklikler geçirdiği bir göz hastalığı belirlendi.” diye konuştu.
Gezer, tanı sonrası kornea nakli gerektiği bilgisinin verildiğini ve hızla tedavi planlamasının yapıldığını aktardı. Tanı konuluncaya kadar geçen 10 yılda görme kaybının ileri seviyeye ulaştığını belirten Gezer, sözlerine şöyle devam etti:
“Nakil gerekiyordu, çünkü artık görme seviyem düşmüştü. Artık kendi işini kendim göremez bir hale gelmiştim. Öğretmenlik yapabilmek benim için çok zordu. Hayatta kalabilmek, kendi kendine yetebilmek artık çok güçtü. Görme yetisini kaybetmeden görmenin ne kadar değerli olduğunu anlamak mümkün değil. Çok az görebiliyordum, öyle ki 'Orada bir ağaç, bir insan var.' diyebiliyordum ama detayları göremiyordum.
Elimden geldiğince öğretmenlik yapmaya devam ettim ama artık yapamaz hale gelmiştim. Çünkü bir öğretmenin işi sadece bir şeyi anlatmak değil, aynı zamanda duyguları ifade edebilmek, göz teması kurabilmek, öğrencilerin anlayıp anlamadıklarını görebilmek. Bu beni çok üzüyordu. İnsanın eskiden yapabildiği şeyleri yapamaması, gördüklerini görememesi zor. 'Artık hayatım bitti.' dediğim noktada nakil bana umut, ışık oldu. Donör bulundu ve ben tekrar görebileceğim için hayata döndüm.”
Gezer, öğrencilerinin de bu süreçte en büyük destekçisi olduğunu ifade ederek, şu an tek gözüne nakil yapıldığını, bir süre sonra yüzde 10 oranında görebildiği diğer gözü için de kornea nakli planlandığını aktardı.
– “Yüzde 100'e yakın görebiliyorum, tarifi mümkün olmayan bir mutluluk”
Nakil yapılan gözünde görme seviyesinin çok iyi olduğunu belirten Gezer, “Şu an yüzde 100'e yakın görebiliyorum, her işimi yapabiliyorum. Tarifi mümkün olmayan bir mutluluk.” dedi.
Gezer, bu sürecin kendine çok şey kattığının altını çizerek, duygularını şöyle dile getirdi:
“Hayatta hiçbir şeyin ertelenmemesi gerekiyor. Görebiliyor, yapabiliyorken hiçbir şeyi yarına bırakmamak lazım, her şeyi anında yaşamak lazım. Hastaneden ilk çıktığımda herkes için normal olan benim için muhteşem haline gelmişti. Şöyle ki, hastaneden taburcu olduğumda bahçede bir ağaç vardı, ben ağacın yaprağını gördüm. Bu muhteşem bir duyguydu.
Anneyim ve iki çocuğum var. Hastalık sürecinde en büyük kaygım, onların ilerleyen günlerini görememek, büyüdüklerine şahit olamamaktı. Anılarımın, sadece onların çocukluk anılarıyla kısıtlı kalmasıydı. Çünkü, duygu dünyamızda görsel hafızanın çok büyük bir yeri var. Çocuklarımın biri 15, diğeri 10 yaşında. Bu zamana kadar onların büyüdüklerine şahit oldum ama eğer nakil olamasaydım gelecek benim için bir bilinmez olacaktı. Çocuklarımın evlendiklerini, üniversiteden mezun olduklarını ve nicelerini göremeyecektim. Şükürler olsun ki artık görebiliyorum. Bundan sonra da çocuklarımla ve tüm sevdiklerimle pek çok anı biriktirmek için yaşama daha güzel bakıyorum.”
– “Tam iyileşme olduktan sonra diğer ameliyatı yapacağız”
Ankara Şehir Hastanesi Göz Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Prof. Dr. Özlem Evren Kemer de hastalarının kendilerine başvurduğunda gözünün ön tabakasındaki saydam alanda sıvı toplanması bulunduğunu, bunun da korneadaki “endotel” hücrelerin yetersizliğinden kaynaklandığını söyledi.
Bunun görme yetisinin azalmasına yol açan ilerleyici bir hastalık olduğunu aktaran Evren Kemer, “Bu hastamızda da yetersiz kalan hücreleri naklettik. Eskiden kornea naklinde tüm korneayı değiştiriyorduk, şimdi ise sadece korneanın neresi hasarlıysa orasını değiştiriyoruz. Bu hastamızda da öyle yaptık.” dedi.
Kemer, bu uygulamanın önemli avantajlar sağladığına dikkati çekerek, “Sadece korneanın hasta kısmını değiştirdiğimizden ve hastada kendine ait daha çok doku kaldığından korneanın reddedilmesi engelleniyor, hastanın çabuk taburcu olması sağlanıyor. Hasta çok kısa sürede görme yetisine kavuşabiliyor, daha az ilaç kullandırılıyor.” diye konuştu.
Uygulamanın yapılabilmesi için hastanın tek sorununun kornea ile ilgili olması gerektiğini de vurgulayan Evren Kemer, öğretmen Bilge Gezer'in nakil sonrası genel sağlık durumunun çok iyi olduğu bilgisini verdi.
Prof. Dr. Evren Kemer, Bilge Gezer'in nakil yapılan gözünün tam iyileşmesinin ardından diğer gözünün de ameliyat edileceğini anlattı.