İSTANBUL (AA) – Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) Eğitim Bilimleri Fakültesi tarafından gerçekleştirilen çalıştayla yükseköğretime giriş sistemine yönelik ayrıntılı değerlendirme raporu hazırlandı.
BAU'dan yapılan açıklamaya göre, katılımcılar tarafından farklı model önerileri üzerinde durulan raporda, bir grup katılımcı güvenilirlik, nesnellik, maliyet gibi nedenlerle mevcut sistemin devam etmesini önerirken, liselerin güçlendirilmesi gerektiğinin önemini ve gerekliliğini vurguladı.
Buna göre çalıştay katılımcıları, orta öğretim başarı puanıyla sınav ilişkisinin kesilmesi, riskli ve yıkıcı psikolojik etkisi yüksek olan tek sınav yerine farklı alanlardan çok sayıda sınavın olması gerektiğini aktardı.
Katılımcıların altını çizdiği diğer bir nokta ise tek bir merkezi sınav yerine bu sistemle elde edilen birden fazla sınav sonucunu kullanarak öğrencilerin aldıkları en yüksek puanla yükseköğretime başvurması yönünde oldu.
Bu yolla 2 yıl temel, 2 yıl yoğunlaştırılmış mesleki yükseköğretim modelinin uygulanmasının yükseköğretim sistemini güçlendireceğine işaret edilen çalıştayda, öte yandan, bu sistemle kontenjanı dolmayan bölümlerin kendi ölçütleriyle öğrenci seçme fırsatı yakalayabilecekleri üzerinde duruldu.
– Üniversite giriş sistemine ilişkin yeni uygulamalı bilimler önerisi
Konuya ilişkin görüşleri paylaşılan BAU Eğitim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Şimşek, Türkiye'de şu an var olan meslek liseleriyle yüksek okulları birbirinden yalıtmış ve bağının kopuk olduğu model yerine yeni "3+2" sistemi önerdiklerini aktararak, şunları kaydetti:
"Öğrenciler ortaokuldan sonra sınavsız olarak girdikleri 2 yıl meslek lisesi eğitimini takiben yine sınavsız olarak 3 yıl üniversitede meslek eğitimi alacaklar, 5 yıllık bu eğitimin sonunda bir Uygulamalı Bilimler (Applied Science) diploması ile üniversiteden mezun olacaklardır. Mevcut meslek liselerini ve mevcut meslek yüksekokullarını kullanarak mesleki ortaöğretimi ve üniversite eğitimini entegre eden bütünleşik bir sistem öneriyoruz. Öğrencinin 4 yıl okuması gereken lisenin son 2 senesini okumamasını, 2 yıl temel lise eğitiminden sonra 3 yıllık meslek eğitimi alıp herhangi bir üniversite sınavına girmeden 5. yılın sonunda Uygulamalı Bilimler üniversite diplomasıyla mezun olmasını öneriyoruz."
– "Sanatsal etkinlik, projeler, yarışmalar da devre dışı bırakılmamalı"
Çalıştaya katılan bir diğer grup katılımcı ise öğrencilerin üniversitede 2 yıl genel eğitim aldıktan sonra asıl bölümünü seçmesini, ortaöğretimden sonra tek sınav yerine lise 1, 2, 3. sınıflarda bu yılların konularından toplamda yüzde 20'lik paylarla yüzde 60 sınav başarısı üzerinden bir değerlendirme yapılabileceğini önerdi.
Bu şekilde, 12. sınıfın sonunda öğrencinin yeteneğini, ilgi alanlarını, tutumlarını ölçen yüzde 40 ağırlıklı bir sınav puanıyla üniversiteye girmesi önerilirken, çalıştay grubu bilişsel boyuttaki kazanımlar yanında sanatsal etkinlik, projeler, yarışmaların da devre dışı bırakılmadan öğrencilerin kabul edilmelerinde kullanılabileceğini aktardı.
Çalıştayda yükseköğretime geçiş sürecinde üniversitelerdeki fiziksel kapasitenin etkin kullanımı ile ilgili öneriler de ortaya çıktı.
Yükseköğretime geçiş sürecinde öğrencilerin ilgi, istek ve yeteneklerine göre eğitsel yönden önerilen model ve uygulamalara yönelik olarak, üç farklı modelin uygulanabileceği ortaya çıktı.
Raporda, başka bir grup çalıştay katılımcısı da birbirine bağlı ve aşamalı ilerleyen üç model önerisi sundu.