BOLU – Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, başörtüsüne anayasal güvence teklifi konusunda, yaptığı değerlendirmede, başörtüsü konusunun zaten toplumsal mütabakatla çözüldüğünü söyledi.
Özcan, belediye binasında düzenlediği basın toplantısında, yaklaşık 2 ay önce üretime başlayan Bolu Belediyesine ait konserve fabrikası hakkında bilgi vererek, “Biz yüzde 100'ü belediyeye ait olan şirket üzerinden ilk ihracatımızı önümüzdeki hafta Selanik'e ulaştıracağız.” dedi.
Bolu'da depreme yönelik çalışmalarla ilgili soru üzerine Özcan, “Bolu'da 1999'dan bu yana bina stokumuz yüzde 70 oranında yenilendi. 1998 ve sonrası yönetmeliklere uyarak yapılmış bina oranımız yüzde 70. Yüzde 30'luk bina 1999 depreminden önce yapılmış ve şu an kullanılmaya devam ediyor. Endişemiz bu yüzde 30'luk kısım.” diye konuştu.
Özcan, 1998 yılından sonra yapılan binalarla ilgili bir endişesinin olmadığını kaydetti.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İngiltere ziyaretine ilişkin soruya karşılık Özcan, “Amerika gezisini haberlerden izlemiştik. İngiltere gezisini çok takip edemedim. İngiltere'ye niye gitti, İngiltere'de kimlerle görüştü bilmiyorum. Ama Amberin Zaman ile fotoğraf paylaşmasını Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanına yakıştıramadım.” ifadelerini kullandı.
Özcan, helalleşmenin güzel bir şey olduğunu anca herkesle helalleşilemeyeceğine işaret ederek, şöyle devam etti:
“PKK ile nasıl helalleşeceğiz? Olmaz böyle bir şey. Helalleşilemeyecek şeyler var. 'Dersim Katliamı' diyor birileri. 'Dersim Katliamı' değil, Dersim'de bir ayaklanma çıktı. Devlet de onu bastırması gereken şekliyle bastırdı. O zaman 'Şeyh Said Ayaklanması'nı çıkartanlarla da helalleşmek lazım herkesle helalleşilecekse. Dolayısıyla ben dışarıdan takip ediyorum.”
– “Başörtüsüyle ilgili bir sorun mu kaldı memlekette?”
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun doğru çıkışları olmasına rağmen bazen de kamuoyunun anlamadığı, 'Niye yaptı şimdi durup dururken dediği' çıkışlar olduğunu da anlatan Özcan, şunları söyledi:
“Mesela başörtüsü meselesi. Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu teklifi iyi niyetle yaptığına eminim. Ama siyasi sonuçlarını ön görmeden bu öneriyi ortaya attığını düşünüyorum. Başörtüsü ile ilgili bir sorun mu kaldı memlekette? 3 buçuk yıldır nüfusun yüzde 60'ını CHP'li belediye başkanları yönetiyor. Bir tane belediyede başörtülü diye mobinge uğrayan, işten çıkartılan birini duydunuz mu? Kapalısı da var, açığı da var. Bu süreçte başını kapatan da var, açan da var. Bu zaten toplumsal bir mutabakat ile çözülmüştü.”
Özcan, başörtüsü konusunda hazırlanan anayasa taslağını da değerlendirerek “Anayasa değişikliği taslağı da çok tuhaf. Sen başörtülü kadının başörtüsü hakkını korumak için anayasa değiştireceksin. Ama değişiklik metninde şu var. 'İnsanların ne giyeceğine ya da ne giymeyeceğine kimse karışamaz' diyor. Yarın bir bikinili kadın geldi iş yerine ne yapacaksın? 'Anayasal güvencem var benim' dedi. Hiç bu yönleri düşünülüyor mu? Allah-u Teala'nın emirleri meri hukukun konusu olamaz. 'Allah'ın emri doğrultusunda ben başımı kapatmak istiyorum' diyen kadıncağıza kimsenin karışma hakkı yok. Şu anda da karışan da yok. Bu tartışmaları aştı Türkiye. Ama yarın bir gün genel ahlak ve adap ile bağdaşmayan kıyafetle iş yerine gelen bir kadın da 'Anayasal güvencem var benim, Anayasa bana bu hakkı tanıyor' dediğinde ne yapacaksın. Yani hiç işi bu yönleriyle düşünen yok.”