İSTANBUL (AA) – MUSTAFA DALAA – Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Cezayir ziyaretiyle liderler ve ordu komutanları nezdinde ilk kez bir güvenlik zirvesi düzenlenirken, Fransa'nın sömürge suçları, doğal gaz ve vize konularında somut gelişme kaydedilmedi.
Cezayirli mevkidaşı Abdulmecid Tebbun'un daveti üzerine 25 Ağustos'ta bu ülkeye giden Macron'un 3 günlük ziyareti, iki ülke arasındaki tarihsel sorunların çözümü başta olmak üzere son dönemde yaşanan çalkantılı ilişkilerin rayına girmesi için bir fırsat olarak görülüyordu.
Zira, sömürge dönemine ilişkin sorunların yanı sıra yakın zamanda Fransa'nın Cezayirlilere sağladığı vize kotasını kısıtlaması ve Macron'un geçen yıl, "sömürge dönemi öncesi bir Cezayir ulusunun varlığından şüphe duyduğuna" ilişkin söylemleri, iki ülke arasında uzun yıllardır devam eden gerginliği daha da artırmıştı.
Buna rağmen Fransa'nın sömürge döneminde Cezayir'de işlediği suçlara ilişkin tek kelime etmeyen Macron ne Cezayir'in Fransa'ya doğal gaz arzını artırmak için anlaşma imzaladı ne Cezayir'in İspanya ve Fas ile yaşadığı sorunlarda arabuluculuk önerdi ne de vize kotasını artırma sözü verdi.
Aslında Fransa Cumhurbaşkanı'nın ziyaretinde tek amaç Cezayir'in siyasi ve askeri yönetimiyle anlaşmazlığa son vermek değildi. Macron'un bunun yanı sıra Mali'de Rusya'ya karşı hezimete uğrayan Fransa için Sahra bölgesinde yeni müttefik olarak Cezayir'i yanına almak istediği ortaya çıktı.
– Sömürge suçları için özür yok
Cezayirliler, sömürgeciliği "insanlığa karşı suç" olarak nitelendiren Macron'un 1830-1962 arasındaki 132 yıllık Fransız sömürgeciliği için özür dilemesini ya da en azından "sömürge dönemi öncesi bir Cezayir ulusunun varlığından şüphe duyduğuna" ilişkin söylemlerinden duyduğu pişmanlığı dile getirmesini bekledi.
Ancak nisanda yapılan seçimler sonucunda ikinci ve son kez iktidara gelen Macron, ülkesinde yükselen aşırı sağın prangalarından kendisini kurtaramamış görünüyor. Macron, sömürge dönemiyle ilgili özür dilemek yerine meseleyi tarihçilere havale ederek ortak bir komisyon kurulmasını istiyor.
Macron, daha önce Cezayir Bağımsızlık Savaşı'na ilişkin çalışma yürütmek üzere görevlendirdiği tarihçi Benjamin Stora'nın ocak ayında yayımlanan raporunun ortaya koyduğu meselelere rağmen özür dileme girişiminde bulunmadı.
İmzalanan "Cezayir Deklarasyonu" iki ülkenin liderlerinin "Yüksek İş birliği Konseyi" adıyla iki yılda bir toplanmasını öngörülürken, sömürge dönemiyle yüzleşme konusunda "ilerlemeye engel teşkil edecek noktalar dahil tüm konularda kalıcı bir diyalog" yapılması yönünde mutabakata varıldı.
Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un özür dilemesi sözlü bir ifadenin ötesinde sömürgeciliğin yüceltilmesinden vazgeçilmesi, sömürge dönemi şahsiyetlerinin heykellerinin kaldırılması, Cezayir'in bağımsızlığına karşı savaşan "Harkilerin" kınanması ve sömürge yönetiminden zarar görenlerin ailelerine tazminat ödenmesini içeriyor.
– Cezayir, müttefiklerine karşı yönlendiriliyor
Macron'un ziyaretinin ikinci en önemli boyutunu güvenlik konusu oluşturuyordu. Afrika'nın en yoksul ülkelerinden Mali'nin Fransa'ya meydan okuması ve Fransız güçlerini ülkesinden çıkarması, diğer Afrika ülkelerinde Fransa karşıtı tepkilerin yükselmesini beraberinde getirdi.
En çok ihracat yapan ülkenin Çin, en çok ithalat yapan ülkenin İtalya, en çok yatırım yapan ülkenin Türkiye ve Rusya'nın silah ticaretinin üçte ikisini elinde bulundurduğu Cezayir, Fransa'nın bölgede eriyen etkisinin canlı bir örneği.
"Dil kalıntısı" haricinde artık Fransa'nın ciddi bir etkisinin bulunmadığı Cezayir'de yeni nesil, gelecek yıldan itibaren okullarda İngilizce öğrenmeye başlayacak. Böylece Akdeniz'in iki kıyısında vize sıkıntısı çeken aileler ve gençlerin hayalleri için daha iyi bir gelecek hedefleniyor.
Cezayir'e gelmeden önce ülkesinde refah döneminin bittiğini ilan eden Macron, Afrika'nın kaynaklarını tüketen ve yoksullaştıran sömürge politikasının Fransa'ya yönelik düşmanlığa neden olduğunu kabul etmek istemiyor.
Macron, bunun yerine Fransa'nın Cezayir ve Afrika'daki sömürge politikalarına yönelik karşıtlığın suçunu, "Fransa'nın imajını bozmaya çalışan Türk, Rus ve Çin etkisine" yüklemeye çalışıyor.
– Doğal gaz görüşmelerinde ilerleme kaydedilemedi
Birçok Avrupa ülkesi, enerji krizi ve Rusya'nın doğal gaz arzını kesme olasılığı nedeniyle kış gelmeden gaz ihtiyacını karşılamak için Cezayir'e yönelirken Macron Cezayir'e gaz için gelmediğini ve İtalya ile rekabet etmek istemediğini açıkça belirterek anlaşma imzalamadı.
Elektrik üretimi için nükleer enerjiye güvenen Fransa, enerji kaynaklarının yüzde 20'sinde doğal gaz kullanıyor ve kullandığı doğal gazın yüzde 8 ila 9'unu Cezayir'den ithal ediyor.
Fransız şirketi Engie'nin doğal gaz ithalatını yüzde 50 artırmak için Cezayir'in ulusal enerji şirketi Sonatrach ile görüşmeler yürüttüğü bilinirken, uzmanlar bu konuda ilerleme kaydedilememesini fiyatlandırma ve sözleşme süresine bağlıyor.
Uluslararası piyasadaki yüksek fiyatları dikkate alarak gazın çıkarılması ve arz edilmesi için büyük yatırımları göz önüne alan Sonatrach uzun vadeli sözleşmeler isterken, Engie ise ucuz fiyata kısa vadeli sözleşmeleri tercih ediyor.
Cezayir ile "enerji, ekonomi ve inovasyon alanlarında iş birliğinin güçlendirilmesi" konusunda anlaşma yapılacağı açıklayan Macron, Cezayir doğal gazı için istekli görünmek istemese de Fransız enerji şirketi Engie CEO'su Catherine MacGregor ve Cezayir Enerji ve Madenler Bakanı Muhammed Arkab'ın görüşmesi dikkatlerden kaçmadı.
– Vize meselesinde somut ilerleme görülmedi
Fransa'nın Cezayirlilere yönelik uyguladığı ve gerilime neden olan vize kotası uygulaması da iki ülke arasındaki önemli sorunlar arasında yer alıyor.
Cezayir'in sınır dışı göçmenlerini kabul etmesini isteyen Paris yönetimi, vize kotasının kaldırılması konusunda bu talebini şart koşuyor.
Vize ve düzensiz göç meselelerinde mesafe katedildiğine dair bir açıklama yapılmazken sadece tarafların "çözüm üretme konusunda çabalayacağı" bildirildi.
Fransa'nın Cezayir'e yönelik vize uygulamasını 2021'den önceki duruma döneceği sözünü vermeyen Macron, ancak "çifte vatandaşlığı bulunan ailelere, sanatçılara, sporculara, iş insanlarına ve ikili ilişkileri geliştiren siyasetçilere" vize verilmesinde kolaylık gösterileceğini duyurdu.
Macron; ülkesinin Cezayir'den uzaklaşmasını sona erdiren, karşılıklı saygı çerçevesinde diyalog, istişare ve farklılıkların çözümü için bir mekanizma kuran ziyaretiyle iki ülke arasında diplomasi, güvenlik ve ekonomik konularda gelecekteki ortaklıklar için alan açarken, Cezayirlilerin çoğunun en önemli beklentisi olan sömürge dönemiyle yüzleşme meselesi sonuçsuz kaldı.