İSTANBUL (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bir gece yarısı kalktın 'Yasal düzenleme yapalım' dedin. Sen gece yarısı dedin, biz yıllardır bunu düşünüyoruz zaten. Gel şimdi bunu anayasa düzenlemesiyle yapalım, beraber yapalım. Verelim el ele. Bu işi bitirelim. Bir daha da kimse bunu gündemine almasın." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadın ve Demokrasi Derneğince (KADEM) "Kültürel Kodlar ve Kadın" ana temasıyla Atatürk Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve Anadolu Ajansının Global İletişim Ortağı olduğu 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, sayamadıkları birçok düzenlemeyle kadınları hayatın her alanında hak ettikleri seviyeye çıkartacak çalışmalar gerçekleştirdiklerini söyledi.
Türkiye'de bir dönem ağır şekilde varlığını gösteren mütedeyyin kesimlere yönelik düşmanlığın en büyük mağdurlarının başında kadınların geldiğini ifade eden Erdoğan, eğitim hayatlarının önüne engeller konulan, çalışmalarına izin verilmeyen, kamudan dışlanan kadınlara bu zulümlerin çağdaşlık ve modernlik adına yapılmasının, bir başka garabet olduğunu dile getirdi.
"Ne işi var üniversitede? Ne işi var okulda? Gitsin tarlada çalışsın, gitsin temizlik yapsın, gitsin pisuvarları şuraları, buraları temizlesin?" düşüncesinin kadına reva görüldüğünü belirten Erdoğan, yıllarca Türkiye'de bunun yaşandığını ifade etti.
– "Hadi bakalım şimdi bu seçimde kaç tane başörtülü milletvekili adayı çıkaracaksın?"
Üniversite koridorlarında itilip kakılan, liselerin kapılarından bile alınmayan, bırakın istihdamı, ziyaret için gittiği kimi kamu binalarına alınmayan kadınların verdiği destansı mücadelenin yakın şahidi olduklarını aktaran Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Başındaki örtüsü sebebiyle haksızlığa maruz bırakılan, hatta örtüleri zorla açılmaya çalışılan kızlarımızın, kadınlarımızın yaşadıkları trajedi, ülkemizin bir döneminin kara lekesi olarak tarihe geçmiştir. Bizim vesayetle mücadelemizin en somut sonuçlarını kadınlarımızın hayatlarında görmek mümkündür. Hamdolsun bugün, eğitimden istihdama hayatın hiçbir alanında kadınlarımız böyle bir zulme maruz kalmıyor, bu tür adaletsizliklere uğramıyor. Yıllar yılı başörtünün düşmanı olan ve üniversitelerimizde ikna odalarını kuranların kimler olduğunu bilmiyor muyuz? Bu ikna odalarını kuranlar şimdi de geldiler, 'başörtü sorununu çözelim' diyorlar. Ne kadar güzel. Bak nereden nereye geldik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şimdi yeni bir teklif daha yaptığını anlatarak, "Hadi bakalım şimdi bu seçimde kaç tane başörtülü milletvekili adayı çıkaracaksın? Yalnız şaşırmayın, şimdi bunu söyledim ya inanın başörtülü milletvekili adayını koyar. Bak rozet takmaya başladı ve milletvekili adayını da koyar. Ne kadar güzel. HDP'de var. Bunlarda da olsun. İP'te de olsun. Meclis'ten bir zamanlar bunların ağababaları başörtülü kardeşimizi kovmadılar mı? 'Atın bu kadını dışarı' demediler mi? Aynı zihniyet değil mi? Aynı zihniyet. Ama bütün bu oyunlar bozuldu. Artık çark geri dönmeye başladı." dedi.
– "Sen gece yarısı dedin, biz yıllardır bunu düşünüyoruz zaten"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Biz şimdi ne diyoruz gel anayasa yapalım. Bu anayasayı yaparken başı örtülü, başı açık herhangi bir ayrıma gitmeden hak ve özgürlükler noktasında bütün kızlarımız, kadınlarımız anayasa teminatı altında bu süreci yaşasınlar. Şimdi ne oldu? Arkadaşlarımız ziyarete gittiler. 'Şu an gerek yok' dediler. Peki ne olacak? 'Seçimden sonra bunu çalışalım' dediler. Hani bak bir gece yarısı kalktın 'Yasal düzenleme yapalım' dedin. Sen gece yarısı dedin, biz yıllardır bunu düşünüyoruz zaten. Gel şimdi bunu anayasa düzenlemesiyle yapalım, beraber yapalım. Verelim el ele. Bu işi bitirelim. Bir daha da kimse bunu gündemine almasın. Niye kaçak dövüşüyorsunuz ya? Her zaman bunların işi istismar siyaseti. Bunlarda gerçek manada liderlik siyaseti yok. Geçenlerde genel başkan yardımcılarımdan bir tanesi, Mamak'ta gençlerle sohbete gitti. Gençler soruyorlar bu Amerika ziyaretini. Tabii benim genel başkan yardımcım o hamburger siyasetiydi, ben de şimdi sizlerle simit, kaşar siyaseti yapacağım dedi. Arkadaşımız da onlara kaşar, simit hediye etti. Benim de tabii ta gençlik yıllarımdan beri hazır yemeğimdi ve bunu yaptı. Bundan dolayı da zaman zaman istihza… Ama onların istihzasına rağmen biz, mücadelemizi böyle sürdürdük."
– "Kadınlarımızın başlarının açık veya örtülü olması tabii bir haktır"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeyrek asır önce hayal bile edilemeyecek bu özgürlük iklimini ülkeye kazandırırken, partiyi kapatma tehdidi dahil nelerle karşılaştığını milletin çok iyi bildiğini söyledi.
Bir süre önce tüm bu mücadelelerle vesayetin ve faşizmin temsilcisi olarak karşılarına çıkan bir siyasi parti başkanının, kadınların başörtüsü meselesini yeniden gündeme getirdiğini belirten Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Esasen kadınlarımızın başlarının açık veya örtülü olması tabii bir haktır. Nasıl havayı soluyorsak, suyu içiyorsak, giyiniyorsak, ibadetlerimizi yerine getiriyorsak, kadınlarımızın inançlarından dolayı başlarını örtmeleri de aynı derecede tabii bir durumdur. Yani bunun için ne anayasada ne kanunlarda herhangi bir düzenleme yapmaya ihtiyaç yoktur. Olmaması gerekir. Niye? Devletin tüm kurumlarında başörtülü kardeşlerimiz var mı? Artık hakimlerimiz var mı? Savcılarımız var mı? Polisimiz var mı? Askerimiz var mı? Valimiz var mı? Bütün bunlar var. Yani yaptık da ne oldu? Türkiye yıkıldı mı? Gök kubbe çöktü mü? Tam aksine hepsi şimdi 'Çok daha huzurluyuz, rahatız.' Bütün akademilerde, üniversitelerde başörtülü profesörlerimiz, doçentlerimiz, bütün bunlar var mı? Var. Demek ki bak, yapınca oluyormuş. Türkiye yıkılmadı. Kimse Türkiye'yi dinamitleyemedi.Yeter ki biz, ön açalım. Ön açtığımız zaman bu ülke çok daha güçlü şekilde geleceğe yürüyecektir."
– "Ülkemizi tek parti faşizminin kodlarını kıra kıra bugünlere getirmeyi başardık"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de geçmişte yaşanan kötü görüntüler ve tartışmaları dönemin ikliminin bir parçası olarak kabul edip, hepsini geride bıraktıklarını varsaymak istediklerini dile getirdi.
Son tartışma vesilesiyle bir kez daha ülkede artık kökünün kuruduğunu umdukları habis zihniyetin tüm çirkinliğiyle hala pusuda beklediğini gördüklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz de açılan tartışmaya cevabımızı az önce de ifade ettiğim gibi bu meseleyi anayasal bir güvenceye kavuşturmayı teklif ederek verdik. Yaptığımız hazırlığı Meclis'te grubu bulunan siyasi partilerin tamamına götürerek bu konudaki samimiyetimizi ortaya koyduk. Hatta daha ileri gittim, 'Gel samimiyseniz, gerekirse hadi parlamentoda bu işi çözemiyorsak referanduma gidelim.' Çünkü millet evvelallah en doğrusunu söyler. Gidelim millete, bakalım millet ne diyor. Tabii millete gitmeyi de bunlar pek kabul edemezler ha. Çünkü millete gidileceği zaman o sandıktan neler çıkabileceğini iyi düşünüyorlar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şayet teklifleri üzerinde kapsamlı bir uzlaşma sağlanabilirse bundan ülkenin ve kadınların çok karlı çıkacağını belirterek, "Bizim arzumuz bu düzenlemenin insanımızın beklentilerine uygun şekilde en geniş mutabakatla Meclisimizden geçmesidir. Uzlaşma sağlanamaması halindeyse ifade ettiğim gibi bu meseleyi milletimizin takdirine sunmanın yollarını arayacağız. İnşallah ülkemizi bu tür konuların bırakın trajedi haline dönüştürülmesini, tartışılması ayıbından da kurtaracak köklü bir çözümü anayasamıza kazandırmayı ümit ediyoruz. Ülkemizi tek parti faşizminin kodlarını kıra kıra bugünlere getirmeyi başardık. 'Türkiye Yüzyılı' programımızla vatandaşlarımızın tamamıyla birlikte başı açık, başı örtülü bu tartışmayı başta olmak üzere kadınlarımızın tüm meselelerini de çözerek ülkemizi çok daha ileriye taşımakta kararlıyız." diye konuştu.
Zirvenin Türkiye ve kadınlara hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, KADEM, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, oturumlardaki konuşmacılar ve zirvenin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve KADEM üyeleriyle aile fotoğrafı çektirdi.
Zirve kapsamında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve KADEM tarafından hazırlanan, kültürel kodlara vurgu yapılan videolar izlettirildi.
(Bitti)