ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tahıl koridoru anlaşmasına ilişkin, "Sevkiyat anlaşmasını uzatma noktasında herhangi bir mani söz konusu değil. Dün akşam Zelenskiy ile yaptığım görüşmede de Sayın Putin ile yaptığım görüşmede de yine bunu gördüm. Ama bu arada herhangi bir tıkanma olursa aşmamıza mani bir hal de yok." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan ziyareti dönüşü, uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Azerbaycan'ın Zengilan ve Cebrayıl şehirlerine gerçekleştirdikleri çalışma ziyaretini başarıyla tamamladıklarını belirten Erdoğan, Zengilan Uluslararası Havalimanı'nın açılışını Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile gerçekleştirdiklerini anımsattı.
Son derece önemli bir konumda bulunan Zengilan'da yapımı tamamlanan havalimanının sadece Azerbaycan için değil tüm bölge için önemli bir katma değer teşkil edeceğini dile getiren Erdoğan, "Bölgenin dünya ile bağlantısının yeniden tesisi ve ulaştırma hatlarının kuvvetlendirilmesi, stratejik hamlelerdir. İnşallah bu atılımları seneye Laçın Havalimanı'nı da hizmete açarak taçlandıracağız." diye konuştu.
Karabağ Cebrayıl Orman Eğitim Merkezi ve Fidanlığı'nın temelini attıklarını, Zengilan Akıllı Tarım Köyü Projesi'nin ilk etabının açılışını yaptıklarını, Dost Agropark'ın temelini ise geçen sene attıklarını hatırlatan Erdoğan, organik tarım ve hayvancılığın yanı sıra gıda işleme faaliyetlerinin de yapılacağı bu modern tesisin, kırsal kalkınma çalışmalarına büyük katkı sağlayacağını söyledi.
Azerbaycan'ın işgalden kurtarılan topraklarında başlattığı imar ve kalkınma hamlelerini süratle devam ettirdiğinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçen sene Şuşa ve Fuzuli'yi ziyaret ettiğimizde, azat edilen topraklardaki çalışmaları yerinde incelemiştik. Bir yıl sonra Karabağ'ın geldiği noktayı görmek, günden güne gelişimine şahit olmak, doğrusu beni son derece mutlu etti. Bu projelerde kurumlarımızın ve Türk şirketlerinin payının olması bizler için ayrı bir iftihar kaynağıdır. Bu vesileyle başta İlham kardeşim olmak üzere, tüm Azerbaycan halkını bir kez daha tebrik ediyorum. Azerbaycan'ın yatırım hamleleriyle Karabağ'ın kısa süre içinde bölgenin parlayan yıldızı olacağına inanıyorum."
Ziyarette Aliyev ile görüşmesinde ikili ilişkileri, bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldıklarını anlatan Erdoğan, şunları paylaştı:
"Güney Kafkasya'ya yönelik ortak vizyonumuzun barış, istikrar ve kalkınma temelinde inşa edildiğini bir kez daha teyit ettik. Sınırların belirlenmesi, Nahçıvan ve Azerbaycan'ın batı bölgeleri arasındaki bağlantı yolunun açılması ve barış anlaşmasının imzalanması, bölgenin normalleşmesi için mühim adımları teşkil edecektir. Büyük bedeller ödenerek, uzun yıllar sonra bölgede kalıcı barış şansı yakalanmıştır. Biz, tüm samimiyetimizle Ermenistan'ın bu tarihi fırsatı değerlendirmesini bekliyoruz. Azerbaycan-Ermenistan müzakerelerindeki ilerlemenin, Türkiye-Ermenistan arasındaki normalleşme sürecine de müspet katkı yapacağı şüphesizdir. Kardeş Azerbaycan ile iş birliğimizi 'tek millet iki devlet' şiarıyla her alanda daha da güçlendirmekte kararlıyız. Ziyaretimin sadece ikili ilişkilerimiz bakımından değil tüm bölgemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum."
– "8 milyon ton tahıl dünya piyasalarına arz edildi"
Tahıl anlaşması süresinin, gelecek ay dolacağı hatırlatılarak, "Siz hem Sayın Putin ile hem Sayın Zelenskiy ile konuyu görüşüyorsunuz. Bu süreyi uzatma noktasında Rus tarafından net bir yanıt aldınız mı? Sahadaki son gelişmelere baktığınız zaman anlaşmanın devam edip etmeme noktasında bir endişe taşıyor musunuz" sorusu üzerine Erdoğan, Karadeniz tahıl koridoru inisiyatifi kapsamında, 20 Ekim 2022 itibarıyla 363 gemi ile 8 milyon ton tahıl ve diğer gıda ürünlerinin dünya piyasalarına arz edildiğine dikkati çekti.
Ukrayna limanlarından yapılan sevkiyatın, yüzde 62'sinin Avrupa, yüzde 19,5'inin Asya, yüzde 13'ünün Afrika, yüzde 5,3'ünün Orta Doğu ülkelerine ulaştığını belirten Erdoğan, en az gelişmiş ülkelere ise 454 bin 626 ton buğday sevk edildiğini, bunun miktarın sadece yüzde 5,7'sine karşılık geldiğini aktardı.
Ürün olarak mısır, buğday, ayçiçeği yağı, kolza tohumu ve ayçiçeği küspesinin öne çıktığını ifade eden Erdoğan, bu ürünlerin toplam içindeki payının yüzde 96 civarında olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sevkiyat anlaşmasını uzatma noktasında herhangi bir mani söz konusu değil. Dün akşam Zelenskiy ile yaptığım görüşmede de Sayın Putin ile yaptığım görüşmede de yine bunu gördüm. Ama bu arada herhangi bir tıkanma olursa aşmamıza mani bir hal de yok." değerlendirmesinde bulundu.
– "Umutsuz değiliz"
"Putin ve Zelenskiy ile görüşebilen tek lider sizsiniz. Savaşı kalıcı olarak bitirmek için Türkiye ara buluculuğunda acaba bir masa kurulabilir mi" sorusu üzerine Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu konuyla ilgili ben Sayın Putin'in de şu anda geçmişe göre çok daha yumuşak, çok daha görüşmelere açık olduğunu gördüm. Önümüzdeki günlerde yapacağımız telefon diplomasisiyle bunların nereye varabileceğini her iki liderden de dinlemek suretiyle göreceğiz. Dün Zelenskiy ile yaptığım görüşmede onda da böyle bir tıkanmanın olmadığını, onun da bu işi aşmaktan yana olduğunu hissettim. Umutsuz değiliz. Temennimiz odur ki iki lideri de bir araya getirmek suretiyle yola barış için devam edelim. Çünkü her iki tarafın ciddi kayıpları oluyor. İnanıyorum ki barışın kaybedeni olmayacaktır."
Avrupa'da hayat pahalılığı ve enerji krizinin protestolara yol açtığı ifade edilerek, "Rusya'nın bir önerisi vardı transit enerji merkezi kurulması yönünde. Avrupa ile Türkiye'yi kıyasladığımız zaman Türkiye'nin bu sıkıntıdan uzak olduğunu, hatta çözüm üretme noktasında bir rol aldığını da görüyoruz. Hem bu transit enerji merkezi konusunda hem de Avrupalı muhataplarınızla konuştuğunuzda da onların Türkiye'den enerji konusunda beklentileri varsa o konuda değerlendirmelerinizi merak ediyorum." sözleri üzerine Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Bunlar, şu andan itibaren tabii ki Rusya'dan istedikleri anda istedikleri gibi doğal gaz temin edemiyorlar. Beklentileri nedir? Türkiye, bu işin 'hub'ı olursa Türkiye'den bu tür doğal gaz talepleri karşılık bulur mu, bulmaz mı; bunu gidermektir. Aynı şekilde tabii Azerbaycan'dan da yani TANAP'tan bu noktada doğal gaz talebinde bir temin olur mu olmaz mı? Bu konuda da İlham Aliyev kardeşimin olumlu baktığını görüyorum. Bunların değerlendirmesini yapıp ona göre de gelişen süreci değerlendirip adımlarımızı biz de atacağız."
– "Planlandığı şekilde devam ediyor"
ABD'li Senatör Bob Menendez'in, Türkiye'yle ilgili F-16 tasarısına onay vermeyeceği yönündeki açıklaması hatırlatılarak, "Bir senatörün imzasıyla bu sürecin akamete uğraması mümkün mü? Ki sizin zaten hükümetler nezdinde görüşmeleriniz de sürüyor. Bir taraftan da Atina yönetiminin Türkiye'ye karşı sert söylemleri ortada. Atina ve Washington ittifakının ve dolayısıyla NATO üyesi Türkiye'ye karşı tavrının izahı nasıl yapılacak ileriki dönemde bu ülkeler tarafından" sorusu üzerine Erdoğan, F-16 ile ilgili çalışmaların geçen sene başlatıldığını ve şu anda da bu sürecin normal planlandığı şekilde devam ettiğini bildirdi.
Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanı Lloyd Austin'in de Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile görüşmelerinde yönetim olarak, bakanlık olarak, askeri olarak bunu desteklediklerini ifade ettiğini aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
"Daha önce de Milli Savunma Bakanlığımız bu konuda üçü Türkiye'de biri Amerika'da olmak üzere heyetler arası dört toplantı yaptı. Prosedür devam ediyor. Bu Menendez gibi senatörlerin ifadeleri kendi şahsi görüşüdür, şahsi iddialarıdır; herhangi bir şekilde kurumsal bir durumu yansıtmıyor. Ayrıca bunların Yunanistan ile olan münasebetleri de ayrı bir inceleme konusu; niye bu kadar tarafgirler bu konuda? Yine geçtiğimiz günlerde NATO'daki Savunma Bakanları toplantısında Stoltenberg de bizzat bu konuda açık ve net bir şekilde tarafsızlığını ifade etti; F-16'ların Türkiye'ye verilmesinin sadece Türkiye için değil NATO için de önemli bir hadise olduğunu, Türkiye ne kadar güçlü ne kadar hazır olursa NATO'nun da ortalama değerinin bu şekilde yükseleceğini belirtti. Dolayısıyla biz, gelişmeleri, süreci yakından takip ediyoruz. Olumlu şekilde sonuçlanması için yapılacak ne varsa yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Fakat diğer taraftan da dünya pazarı geniş, dolayısıyla çeşitli çözümler de mevcut."
Tek başına Menendez'in karşı çıkmasının engel teşkil etmeyeceğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Herkes teklif verebilir ama yasa tasarısının Kongre'den geçmesi gerekir ki şu andaki atmosfer öyle değil. Yani bir kişinin karşı çıkmasıyla olmaz. Diğer taraftan yönetim de zaten olumlu istikamette gerekli adımları atıyor. Benim de son Amerika ziyaretimde Senato temsilcileriyle de Kongre temsilcileriyle de gayet olumlu bazı görüşmelerim oldu. Bu görüşmelerde, 'Ben bizzat Menendez ile de görüşeceğim' diyen senatörleri de gördüm ve Menendez'in bu yaklaşımlarını kabul etmediklerini gördüm. Dolayısıyla da burada bütün mesele Kongre'nin de Senato'nun da geneli itibarıyla nasıl bir tavır alacağıdır. Şu an itibarıyla yönetimin bakışı olumlu istikamette gelişiyor. Tabii bizim için tek çıkış yolu Amerika değildir. Gerektiğinde aynen S400'lerde olduğu gibi biz Amerika'nın dışında da alternatiflerle görüşüyoruz. Oralardan da bu işin temini yoluna gideriz. Elimizde bu tür alternatifler de var."
– "Olumlu değerlendirmiyorum"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Firari FETÖ'cülerin İsveç'teki lüks yaşamları gündemde. Türkiye'den NATO üyeliği için destek bekleyen İsveç'in haklarında 3'er kez müebbet istenen bu firarilere ev sahipliği yapmasını, onlara kucak açmasını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Tabii ki olumlu değerlendirmiyorum. Bu arada İsveç'in yeni başbakanı randevu talebinde bulundu. Arkadaşlarımıza 'randevu verin, gelsin' dedim. Ülkemizde kendisiyle bu konuları da görüşürüz. Bizim bu noktadaki düşüncemiz değişmedi. Bu tür cezai müeyyidelere çarptırılmış olan bu teröristleri bunların yakalayıp bize vermeleri lazım. Bunlar bize verilmediği sürece parlamento aşamasında bu iş yürümez. Şu andaki yeni başbakanın yaklaşım tarzı, terörle ve teröristlerle mücadeleden yanadır; 'bizim terörü ve teröristleri barındırmamamız gerekir' diye açıklamaları var. Bu konudaki samimiyetlerini de biz tabii yapacağımız görüşmeyle test etmiş olacağız. Onların da hayrına, tüm insanlığın da hayrına olacaktır. Bizim duruşumuz değişmez. Çünkü terörle mücadelede tavizsiziz ve taviz vermeye de asla niyetimiz yok."
Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Zirvesi'nin, 11 Kasım'da Özbekistan'ın Semerkant şehrinde yapılacağı anımsatılarak, "Bu bağlamda aslında tam bir yıl önce İstanbul'daki zirvede kritik bir mesaj vermiştiniz ve mesajınızda 'Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni aramızda görmeyi canıgönülden arzu ediyoruz' demiştiniz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gözlemci üye olarak katılacak, ancak daimi üyeliği için bir kapı aralanacak mı, bu zirveden böyle bir sonuç beklenir mi" sorusuna karşılık Erdoğan, şunları söyledi:
"Beklenmemesi için bir sebep yok. Katılan ülkeler, bizler için gerçekten olumlu sinyal vermesi gereken ülkeler. Yani Türk Devletleri Topluluğu olarak, burada yaptığımız ikili görüşmelerde her zaman şunu söylüyorlar, 'Türkiye bu konuda nasıl bir adım atarsa biz de tabii ki onun yanındayız'. Nitekim bugün İlham Aliyev kardeşimle de yaptığımız görüşmede yaklaşım buydu. Burada Türk Devletleri Topluluğu Zirvesi'nde tabii ki onu da çalışacağız ve Semerkant'ta alınması gereken en olumlu neticeyi de alacağız. Temennimiz, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yönelik Birleşmiş Milletler'de yaptığımız açıklamalar istikametinde, Türk Devletleri liderleri olarak müşterek bir çalışmanın içerisine girmek."
(Sürecek)