ANKARA (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Yunan siyasetçileri kışkırtarak üzerimize salanların asıl niyetlerinin, ülkemizin vaktini, enerjisini ve dikkatini dağıtarak büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası programımızı engellemek olduğunu gayet iyi biliyoruz." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
Konuşmasında "Biz, dünyada savaşları, krizleri, gerilimleri sonlandırmak için samimi gayret sarf ederken, komşumuz Yunanistan'ın her tarafı buram buram tahrik ve provokasyon kokan politikalarını ibretle takip ediyoruz." ifadesini kullanan Erdoğan, Yunanistan'ın siyasi, askeri ve ekonomik olarak Türkiye'nin muhatabı ve dengi olamayacağını vurguladı.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yunan siyasetçileri kışkırtarak üzerimize salanların asıl niyetlerinin, ülkemizin vaktini, enerjisini ve dikkatini dağıtarak büyük ve güçlü Türkiye'nin inşası programımızı engellemek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Ancak bu hem Yunan siyasetçiler hem Yunan devleti hem Yunan halkı hem de onları kukla gibi kullananlar bakımından tehlikeli bir oyundur. Daha geçtiğimiz ağustos ayında 100. yıl dönümünü kutladığımız zaferlerimizin, Yunan halkına ve yöneticilerine ödettiği bedelleri hatırlatmakta fayda görüyorum. Kısır siyasi hesapları uğruna ülkesini siyasi, askeri ve ekonomik olarak işgale uğratan Yunan yöneticiler, bunun hesabını er geç en başta kendi halkına vermek mecburiyetinde kalacaktır.
Türk askerinin süngüsünün önünden kaçtığı günleri unutturmaya çalışıp, bebekleri, çocukları, kadınları ve yaşlıları hunharca öldürdüğü Tripoliçe Katliamı gibi hadiseleri zafer günü olarak kutlayanlar henüz tarih önünde bunların hesabını vermediler. Aynı zihniyetin bugün Akdeniz'de, Ege'de botlarını batırarak, her şeylerini soyup dışarı atarak ölüme terk ettiği, hatta taammüden katlettiği çocukların ve tüm masumların hesabı da elbet bir gün sorulacaktır. Birilerinin etekleri altına saklanarak özgürlük de olmaz, kalkınma da olmaz, onurlu duruş da sergilenemez."
– Yunanistan'ın Doğu Ege adalarındaki faaliyetleri
Yunanistan'ın dört bir yanına yapılan işgal görünümlü yabancı askeri yığınakların Türkiye'yi değil, asıl Yunan halkını rahatsız etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Yunanistan'ın gelecek çeyrek asrını ipotek altına alan, bedeli mutlaka ödetilecek ekonomik ve siyasi angajmanlar bizi değil, asıl Yunan halkını tehdit etmektedir. Türkiye olarak biz bu filmi geçmişte seyrettik, çözdük, o defteri kapattık ve kendimize yeni bir yol çizdik. Şimdi Yunanistan'ın göz göre göre benzer bir felakete sürüklenmesinden bir komşu sıfatıyla samimiyetle üzüntü duyuyoruz. Ne o askeri yığınaklar ne o siyasi ve ekonomik destekler Yunanistan'ı bizim seviyemize çıkarmaya yetmez. Ama bu yanlış adımlar Yunanistan'ı her anlamda batağa sürüklemeye kafi gelir. Netice itibarıyla her alanda yakından takip etmeyi sürdürdüğümüz Yunanistan'a karşı gerektiğinde ülkemizin hak ve menfaatlerini, elimizdeki tüm imkanları kullanarak savunmaktan geri kalmayız, bu da iyi biline. Ama bunu yaparken kendi siyasi ve ekonomik hedeflerimizden, kendi kalkınma programlarımızdan zerre kadar taviz vermeyeceğimizi de açıkça belirtiyoruz."
– "Ulaştırma yatırımlarıyla sadece ülke insanının hayatlarını kolaylaştırmadık"
Erdoğan, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasında, 2053 vizyonunu güçlü şekilde oluşturmasındaki ulaştırma altyapısının önemine işaret ederek, bugün uygulanan yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyümeyi esas alan ekonomik programın üzerinde yükselttikleri altyapılardan birinin de ulaştırma olduğunu söyledi.
Kara, hava, demir ve deniz yollarındaki ulaştırma yatırımlarıyla sadece ülke insanının hayatlarını kolaylaştırmakla kalmadıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu projelerle Avrupa'dan Asya'ya bölgemizin tamamının hızlı, konforlu, ekonomik şekilde buluşmasını sağlıyoruz. Londra'dan Çin'e kadar kesintisiz demir yoluyla gidilebiliyorsa, ülkemizde inşa ettiğimiz demir yolları, köprüler, tüneller sayesindedir. Karadeniz kıyılarımızdan Asya'nın ve Afrika'nın derinliklerine kadar oluşturduğumuz lojistik hatlarımız sayesinde dünya, tahıl krizi başta olmak üzere pek çok sorunun üstesinden gelebiliyor. İstanbul Havalimanı'ndan neredeyse her dakika havalanan uçaklar sayesinde 3-4 saatlik bir uçuşla dünya nüfusunun yarısına erişilebiliyor."
– Osmangazi ve Çanakkale köprülerindeki geçişler araç garantisinin üzerine çıktı
Erdoğan, bu noktaya kolay gelmediklerini, finansmanından projesine pek çok sorunu çözmek için çalışırken bir de muhalefetin "takoz koyma" çabalarıyla uğraşmak mecburiyetinde kaldıklarını belirterek, yaptıkları her projeyi engellemek için yürütülen karalama kampanyalarını, söylenen yalanları ve atılan iftiraları unutmadıklarını vurguladı.
Geldikleri noktada millete söz verdikleri her projeyi yaptıklarını, çoğunu tamamlayıp hizmete açtıklarını ve bir kısmının da inşasını hızla sürdürdüklerini anlatan Erdoğan, şu bilgileri paylaştı:
"Bunlardan biri de İzmir-Körfez geçişini de içeren İstanbul-İzmir Otoyolu'dur. Feribotla bir saati, yoğun vakitlerde araçla 1,5 saati bulan İzmit Körfez geçişini Osmangazi Köprüsü'yle 5 dakikaya indirdik. İstanbul'dan İzmir'e de otoyoldan 7-7,5 saatte gidilirken, şimdi 3,5 saatte gidilebiliyor. Sadece bu ayın ilk 22 gününde Osmangazi Köprüsü'nü günde ortalama, Bay Kemal burayı iyi dinle, 51 bin araç kullandı. Köprünün ve otoyolun araç garantisi oranı yüzde 116'ya, yani garanti rakamının çok üstüne çıkmış durumdayız.
Çanakkale Köprüsü ile iki kıta arasındaki geçişte yaşanan feribot çilesine son vererek 6 dakikada ulaşım sağlıyoruz. İşte modern olmak, medeni olmak bu Bay Kemal. Öyle 'Ana muhalefetim' demekle bir yere varamazsın. Bu ayın ilk 22 gününde Çanakkale Köprüsü'nün günlük araç ortalaması 8 binin üzerine çıktı. Geçmişteki tecrübelerimiz bize milletimiz bu hizmetin konforuna alıştıkça araç geçiş sayısının her geçen gün artacağına işaret ediyor. Giderdik 24 saat beklerdik. Ne olacak? Feribot gelecek, bizi alacak, bizi boşaltacak, ondan sonra tekrar dönecek. 24 saat yine bekle. Bugünleri yaşadık."
– Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün araç geçiş ortalaması
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün boğaz araç geçiş trafiğine ve Kuzey Marmara Otoyolu'nun da İstanbul trafiğine çok büyük rahatlama getirdiğine işaret eden Erdoğan, şu bilgileri verdi:
"Bu köprüde günlük araç geçişi ortalaması 113 binin üzerine çıktı. Hani ne diyorlardı? 'Ne gerek var? Bunlara ne gerek var?' İşte bunlar geçmişin CHP'si. Menderes, Vatan Caddesi'ni yaptığı zaman CHP, 'Buraya uçak mı indireceksiniz?' diyorlardı. Aynı kafa, değişen bir şey yok. Bana dedikleri şey şu, 'Adını niye Yavuz Sultan Selim Köprüsü koydunuz? Ne koyacaktık? 'Kendi adını koysaydın…' 'Ben öldükten sonra siz koyarsınız' dedim. Bunlar bu kadar zavallı. Biz tarihimizle iftihar ediyoruz, tarihimizle gurur duyuyoruz. Onlar tarih yazdılar. Ondan sonra gelen büyüklerimiz, Kanuni'si, Fatih Sultan Mehmet'i, hepsi tarih yazdılar. Sultan Abdülhamid 33 sene gram yer kaybetmeden Osmanlı'yı yönetti. Gel gör ki şimdi utanmadan, sıkılmadan tarihçiyim diyenler filan maalesef şecaat arz ederken sirkatin söylüyorlar."
(Sürecek)