MADRİD (AA) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine ilişkin, "Siz şimdi bu teröristleri bize vereceğinize söz veriyorsunuz, yasaları değiştireceğinize söz veriyorsunuz; eğer bunlar yerine gelmezse kusura bakmayın. Verilen söz yerine gelecek." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nin yapıldığı IFEMA Kongre Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi.
NATO Zirvesi öncesinde İsveç ve Finlandiya'nın ittifaka üyeliklerine ilişkin iktidarın tavrı üzerine muhalefetten, "Neden karşı çıkıyorsunuz?" eleştirisinin geldiğinin hatırlatılmasının ardından, "Açıklamanızda, 'Üçlü muhtırayla, Türkiye'nin terörle mücadelesine yönelik somut ve sağlam garantiler aldık' dediniz. Bu, Türkiye'de yine muhalefet cephesinde yankılandı ve buna bir geri adım, taviz verilme şeklinde eleştiriler geldi. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, "Taviz neresindeymiş?" ifadesini kullandı.
Muhalefetin, iktidarın "siyah" dediğine "beyaz"; "beyaz" dediğine de "siyah" dediğini aktaran Erdoğan, muhalefetin hiçbir zaman olması gerekeni veya doğrusunu söylemediğini, Türkiye muhalefetinin böyle olduğunu belirtti.
Bütün belgelerin zaten ortaya konulduğunu anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünyanın bu olaya nasıl baktığını herkes çok açık, samimi olarak görüyor. Şu an itibarıyla bizim buradaki tavrımız, attığımız adımlar ilgi uyandırdığı gibi bütün liderler noktasında herkes de takdirle bunu karşıladı. Bizler de terörle mücadelemizin Türkiye dışındaki ayaklarını bütün belgelerle beraber kendilerine takdim ettik, flaş belleklerle beraber, video kayıtlarını da kendilerine verdik. Oradan bunları izledikten sonra bu işi çok daha iyi anlayacaklar. Şu anda zaten İsveç'teki terörist yanlıları, terör yanlıları ciddi manada çılgındalar. Ama ne yazık ki bizim iç muhalefet bu işlerden pek memnun değil. Onlara da dönünce anlatırız."
– "Bakalım bu verdikleri sözü yerine getirecekler mi?"
İsveç'in, daha önce teröristlerin iadesine olumlu yaklaşmadığının hatırlatılmasının ardından, "73 teröristin iadesi için söz verdi dediniz, bunu biraz açar mısınız?" sorusuna karşılık Erdoğan, "Daha önce onlar 60 teröristin iadesi konusunda bazı müzakerelerdeydiler. Şimdi ise bunu 73'e çıkardılar, bu müzakereler esnasında. Bakalım bu verdikleri sözü yerine getirecekler mi? Biz de takipçisi olacağız." diye konuştu.
ABD Başkanı Joe Biden ile yapılan görüşmede, ABD'nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Yasası'ndan (CAATSA) Türkiye'nin çıkartılması konusunun gündeme gelip gelmediği sorusu üzerine Erdoğan, görüşmelerde CAATSA konusunun gündeme gelmediğini ancak dışişleri bakanlarının kendi aralarında yaptıkları görüşmelerde olumlu gelişmelerin olduğunu bildirdi.
– "Verilen söz yerine gelecek"
"'Finlandiya yasalarımızı değiştiremeyiz ya da bu kişileri iade edemeyiz derse NATO üyeliğini engelleriz' mi diyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ben tabii bana verilen söze bakıyorum. Eğer verilen söz yerine gelmezse o zaman sözleşmede ne varsa onun gereğini yerine getiririz. Siz şimdi bu teröristleri bize vereceğinize söz veriyorsunuz, yasaları değiştireceğinize söz veriyorsunuz; eğer bunlar yerine gelmezse kusura bakmayın. Verilen söz yerine gelecek. Şahsiyetli siyaset, şahsiyetli dış politika budur. Eğer bu yerine gelmediği takdirde o zaman Türkiye de verilen sözü neyse, o sözü tutar. Yapılan bu. İsveç de Finlandiya da aynı şeyi söyledi. Bu sözlerini tutacaklar. Erdoğan da verilen sözünü eğer tutmazsa, Erdoğan'a da gereken hesabı sorun."
– "Freedom House'un önce kendisini sorgulaması lazım"
Freedom House'tan olduğunu belirten bir katılımcının, "Türkiye, gazetecilerin özgürlüklerinin kısıtlanması konusunda kötü bir sicile sahip. 15 Temmuz'dan sonra çok sayıda gazeteci hapse atıldı. NATO'da yeri var mı Türkiye'nin?" değerlendirmesi üzerine Erdoğan, "Bunu diyen kim?" diye sordu.
Erdoğan, "Freedom House'tan." yanıtı üzerine, şunları kaydetti:
"Freedom House'un önce kendisini sorgulaması lazım. Türkiye'de 40 yılda 40 bin vatandaşımız öldürüldü. Şu anda Diyarbakır Anneleri, 1100 gündür HDP'nin kapısı önünde evlatlarını bekliyor. Bu anneler; çocukları 12, 13, 14 yaşında dağa kaçırılanlar. Nerede bu Freedom House? Önce gelsin, bir defa o Diyarbakır Annelerini bir ziyaret etsinler. Bu anneler neyi bekliyor orada? Kaçırılan evlatlarını bekliyor. Peki bu evlatları kaçıran bu HDP'liler, bu PKK'lılar, bu YPG'liler; bunlar bunu özgürlük adına mı yapıyorlar? Bu nasıl özgürlüktür? Bir defa özgürlüğün tanımını iyi bileceğiz. Özgürlük, benim özgürlük alanım sizin özgürlük alanınıza kadardır; sizin özgürlük alanınız da benim özgürlük alınma kadardır. Bu anlayışla eğer bunu sürdürürsek netice alabiliriz. Ama bugün Türkiye'de bir Kandil gerçeği var. Bu Kandil gerçeğinde de 13, 14, 15 yaşında kız çocuklar dağlara kaçırılıyor ve bu dağlarda boyları kadar silahlarla bunlara eğitim yaptırılıyor. Acaba bunları biliyor musunuz? Acaba Freedom House bunları ne kadar takip etti? Hiç."
Aynı katılımcının, "Cezaevindeki gazeteciler, insan hakları savunucularına ilişkin nasıl bir değerlendirme yapacaksınız?" sorusuna karşılık da Erdoğan, "Benim şu anda ülkemde cezai bir durum olmadıktan sonra, hukuk noktasında herhangi bir cezai yaptırıma muhatap olmadıktan sonra gazeteci, kalemşör, fikir… Bunlardan cezaevlerinde olan yok. Bunların hepsi sadece bir dezenformasyon, bunları da biz yutmayız." dedi.
– "Bunları bize verecek"
İsveç ve Finlandiya'dan teröristlerin iadesine ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Bunları bize verecekler. Çünkü onların sözü. Bunlar yazılı kayda da girmiş vaziyette. Dolayısıyla verdikleri sözü yerine getirecekler." ifadelerini kullandı.
Bir gazetecinin, "Rusya ve Ukrayna devlet başkanlarıyla iletişim halinde olan az sayıda liderden birisiniz ve etkin bir şekilde insani koridorlar kurulması konusunda çabalar gösterdiniz. Bu yeni diplomasiyi nasıl değerlendirebiliyorsunuz?" sorusuna yanıt verirken Erdoğan, her şeyden önce kendisinin bir siyasetçi olduğunu belirtti.
Erdoğan, 40 yıllık bir siyasi geçmişinin bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Belediye başkanlığından Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı'na kadar bu süreci yaşadım. Siyasette parti teşkilatlarının en alt tabanından tırmanarak bu makamlara geldim. Dolayısıyla bir şey öğrendim; siyaset, kavga gürültü işi değildir. Siyaset, daha çok eğer barışa endeksliyse burada dost kazanmanın gayreti içerisinde olacaksınız. Ne kadar düşman kazanırsanız siyasette o kadar kayıpsınız. Şimdi benim Sayın Putin ile geçmişim eski, Zelenskiy ile daha yeni. Çünkü Sayın Zelenskiy'nin Ukrayna siyasetindeki geçmişi çok eski değil fakat siyasette Ukrayna'da işbaşına geldiği andan itibaren de ilişkilerimiz yoğun bir şekilde devam etti. Sayın Putin'le daha eski. Şimdi ortada bir gerçek var. Burada biz eğer bir arabuluculuk yapacaksak en önemli adımlarımızdan bir tanesi de ne oldu? Ukrayna'nın temsilcileri ile Rusya Federasyonu'nun temsilcilerini İstanbul'da bir araya getirdik. Onları görüştürmek suretiyle de yeni bir süreci memnuniyetle başlattılar, başlattık. Ben istiyorum ki bundan sonraki süreçte de bunu hızlandırarak devam ettirelim. Hele hele bu tahıl krizinin olduğu bir dünyada bizler gerek Rusya gerek Ukrayna'dan bunları çıkartabilirsek inanıyorum ki şu anda tahılın sıkıntısını çekenler; buğdayın, arpanın, ayçiçeği yağının vesaire burada bir rahatlamayı yaşayabilirler."
– Suriye'nin kuzeyine yönelik operasyon
Suriye'nin kuzeyine yönelik operasyonun uluslararası toplum tarafından olumlu karşılanıp karşılanmayacağına ilişkin bir soru üzerine Erdoğan, "Uluslararası camianın anlamayacağı bir operasyonu yapmayız. Uluslararası camianın anlayacağı dilden, onların anlayacağı operasyonları yaparız. Türkiye bu konuda ciddi tecrübelere sahiptir. Hiç endişe etmeyin." ifadesini kullandı.
(Sürecek)