TBMM (AA) – Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye'deki elektrik fiyatlarının Avrupa ülkelerindeki elektrik fiyatlarının oldukça altında seyrettiğini belirterek, "2022 Eylül ayı ülkemiz hanehalkı elektrik fiyatı vergi ve fonlar dahil megavat-saat başına 102 avro olup, bu rakam İngiltere'de 395 avro, Almanya'da 549 avro ve Fransa'da ise 277 avro seviyelerindedir." dedi.
Oktay, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonundaki 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ni sunumunda, ekonomilerin baş döndürücü değişim ve dönüşüm sürecine girdiği, üretimin, küresel tedarik zincirlerinin ve ticaretin yeniden şekillendiği salgın sonrası dönemde ortaya çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirmek için yatırımı, üretimi, ihracatı ve istihdamı odağına alan ekonomi politikalarını hayata geçirdiklerini anlattı.
Bu kapsamda katma değerli üretimi teşvik etmek amacıyla kredilerin bu alanlara aktarılmasını sağlayan selektif kredi politikasını uygulamaya koyduklarını aktaran Oktay, selektif kredi yaklaşımı etkisiyle kur etkisinden arındırılmış yıllık ticari kredi büyümesinin Eylül 2021'de yüzde 6'yken, Eylül 2022'de yüzde 37,8 olarak gerçekleştiğini ifade etti.
Oktay, bu politikayı tamamlayacak şekilde ihracata, yatırıma ve işletme harcamalarına yönelik reel sektöre, kefalet hacmi toplam 61,3 milyar lira olan Hazine Destekli KGF paketlerinin sağlandığını anımsattı.
– "İşletmelerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmaya devam edeceğiz"
Teminat yetersizliği nedeniyle finansmana erişemeyen işletmelerin finansman sorunlarını çözmek üzere Hazine Destekli Kefalet Sisteminin etkin şekilde kullanılmaya devam edildiğine işaret eden Oktay, böylece firmaların işletme giderlerini karşılamak, yatırım, ihracat ve imalatı teşvik etmek üzere yaklaşık 70,4 milyar liralık kredi imkanının işletmelerin kullanımına sunulduğunu söyledi.
Oktay, 2022'nin ikinci yarısında sektörel ihtiyaçlar gözetilerek tarım ve inşaat sektörüne yönelik açıklanan paketlerle 41,8 milyar liralık ilave kredi imkanı sağlandığını ve bu yıl yapılan yasal değişiklikle sistem kapsamında kredi garanti kurumlarına aktarılabilecek yasal kaynak tutarının da 50 milyar liradan 100 milyar liraya çıkarıldığını dile getirerek, "Önümüzdeki dönemde de KOBİ'lerimiz başta olmak üzere, makro politikalarımız ile uyumlu olarak üretimi, istihdamı, yatırımı, ihracatı ve büyümeyi destekleme amacıyla işletmelerimizin finansmana erişimini kolaylaştırmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
100 milyar lirası ihracatçılara, 50 milyar lirası ise turizmcilere olmak üzere 150 milyar liralık uzun vadeli ve düşük faizli kredi imkanı sağladıklarını dile getiren Oktay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından yakın zamanda müjdesi verilen, esnaf ve zanaatkarlara yönelik 100 milyar liralık yeni bir kredi desteği sunulduğunu, bu kredileri yüzde 7,5 faiz oranı ve 60 aya kadar vade imkanıyla esnafın kullanımına açtıklarını bildirdi.
– "Adımlarımızı kararlılıkla atmaya devam ediyoruz"
Alternatif enstrümanlar geliştirerek finansal istikrarı desteklemeye devam ettiklerine dikkati çeken Oktay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üst fonlara kaynak aktarımı kapsamında Türk Büyüme ve İnovasyon Fonu aracılığıyla, girişim sermayesi fonları üzerinden şirketlere toplamda bugüne kadar 1,97 milyar lira finansman sağlanmıştır. Girişim Sermayesi Fonlarına TÜBİTAK ile iş birliği içinde Tech-InvesTR Programı kapsamında kaynak aktarılmaktadır. Bu kapsamda kaynak aktarımı kararı alınan fonların toplam büyüklüğü 2,28 milyar liraya ulaşmıştır. Yastık altı altınların finansal sisteme kazandırılması için altın tasarruf ekosistemini hayata geçirdik. Alternatif finans araçlarının başında gelen katılım finans sisteminin daha da gelişmesi ve finansal sistem içerisindeki payının artırılması amacıyla adımlarımızı kararlılıkla atmaya devam ediyoruz."
Oktay, tüm dünyanın Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle doğal gaz kriziyle karşı karşıya kaldığını ve enerji arz güvenliğinin küresel bir mesele haline geldiğini hatırlatarak, özellikle Kuzey Akım 1 doğal gaz boru hattının Rusya tarafından kapatılması nedeniyle Avrupa ülkelerinin, enerji tedariki ve arz güvenliği kapsamında oldukça zorlu bir sürece girdiğini söyledi.
Hükümetin ise bu sıkıntılı dönemde gerçekleştirdiği başarılı diplomasiyle enerji arz güvenliğini sağladığını ve kış aylarında yaşanabilecek olası bir doğal gaz krizinin önüne geçtiğini vurgulayan Oktay, "Öyle ki Silivri doğal gaz depolama tesisimizde kapasite artışına yönelik yaptığımız çalışmalar sona ermiş olup, 3,2 milyar metreküplük kapasiteyi 4,6 milyar metreküpe çıkarmış bulunmaktayız. Hem Silivri hem de Tuz Gölü Yeraltı Doğal Gaz Depolama Tesislerimizde depo doluluk oranlarında yüzde 100'e ulaştık." bilgisini paylaştı.
Oktay, 2020 yılından itibaren Karadeniz'deki Sakarya doğal gaz sahasında keşfedilen 540 milyar metreküplük doğal gaz rezervinin 2023 yılı itibarıyla halkın kullanımına sunulacağını, 2023'ün birinci çeyreğinde ilk fazda üretilecek günlük 10 milyon metreküp doğal gazın milli iletim sistemine aktarmış olunacağını belirterek, söz konusu miktarın, yıllık bazda yaklaşık 4 milyar metreküp doğal gaza tekabül ettiğini ve 2027-2028 yıllarında yıllık 15 milyar metreküpe çıkartılacağını ifade etti.
– Türkiye'deki elektrik fiyatları
Küresel enerji piyasalarındaki anormal yükselişleri vatandaşlara tam olarak yansıtmamak için çaba gösterdiklerini, vatandaşlara doğal gazda yüzde 80, elektrikte ise birinci kademede yüzde 50 sübvansiyon sağladıklarını aktaran Oktay, bu destek uygulamasına devam edeceklerini kaydetti.
Oktay, Türkiye'deki elektrik fiyatlarının Avrupa ülkelerindeki elektrik fiyatlarının oldukça altında seyrettiğine işaret ederek, "2022 yılı eylül ayı ülkemiz hanehalkı elektrik fiyatı vergi ve fonlar dahil megavat-saat başına 102 avro olup, bu rakam İngiltere'de 395 avro, Almanya'da 549 avro ve Fransa'da ise 277 avro seviyelerindedir." dedi.
– Orta Vadeli Program'daki temel politikalar ve bütçe öngörüleri
Orta Vadeli Program'daki (OVP) temel politikalar ve bütçe öngörülerine değinen Oktay, "OVP ile temel amacımız da salgın sonrası toparlanma sürecinde elde edilen kazanımları koruyarak yatırım, istihdam, üretim ve ihracatı önceleyen büyümenin sürdürülmesi, verimli ve rekabetçi yerli üretim yapısının güçlendirilerek ithalat bağımlılığının azaltılmasıdır." ifadesini kullandı.
Oktay, bu kapsamda, program döneminde, büyüme potansiyelini ve istihdamı artıran, yüksek katma değerli üretimi öncelikli kılan, ihracat temelli sürdürülebilir büyüme stratejisini ve kalıcı fiyat istikrarına ulaşılması hedefini kararlı bir biçimde uygulamaya devam edeceklerini dile getirerek, bu uygulamalarla, 2002 yılında 9 bin 279 dolar olan Satın Alma Gücü Paritesine göre kişi başı gelirin 2023 yılında hedeflenen büyüme artışıyla yaklaşık 38 bin dolara, program dönemi sonunda ise yaklaşık 44 bin dolara çıkmasını beklediklerini kaydetti.
2023-2025 OVP'de açıklanan bütçe açığının GSYH'ye oranını program dönemi sonunda yüzde 1,5'e indirmeye kararlı olduklarını vurgulayan Oktay, şöyle konuştu:
"Devlet iç borçlanma senedi ortalama faizi 2002 yılında yüzde 62,7 seviyesindeyken, 2021 yılında yüzde 14,6 olarak gerçekleşmiş, 2022 yılı eylül ayında ise yüzde 11,7 olmuştur. Borçlanma faizlerinde görülen hızlı gerilemenin piyasalarda yarattığı olumlu hava ile yurt içi borçlanmanın kompozisyonunda da önemli iyileşme sağlanmıştır. Ayrıca 2002 yılında 9,4 ay olan iç borçlanmanın ortalama vadesi 2022 yılında 67 aya yükselmiştir. Dolayısıyla borçlanmanın ortalama vadesi uzamış, değişken faizli borçlanma azaltılarak sabit faizli borçlanmalar artırılmıştır. Yine bu kapsamda, TL cinsi sabit faizli ve uzun vadeli borçlanmalara ağırlık verilerek yurt içi döviz cinsi borçlanmalar azaltılmıştır.
Dış finansman tarafında ise artan jeopolitik risklerin etkisiyle uluslararası finansal piyasalarda oynaklığın ve borçlanma maliyetlerinin yüksek seyrettiği son dönemde gerçekleştirilen 2,5 milyar dolarlık kira sertifikası ihracı yoğun talep görmüştür. Böylece dünya genelinde finansmana erişimin zorlaştığı 2022 yılında yapılan 3 ayrı ihraç ile toplamda 7,5 milyar dolar dış finansman sağlanmıştır. 2002 yılında yüzde 71,5 olan Avrupa Birliği tanımlı borç stokunun GSYH'ye oranı 2022 yılı ikinci çeyreği itibarıyla yüzde 39,3 seviyesine gerilemiştir. Söz konusu oran AB ülkelerinde ortalama yüzde 88 seviyesinde seyretmektedir."
Oktay, kamu borç stokunun makroekonomik değişkenlere karşı duyarlılığının, kamu maliyesindeki sıkı duruş ve borç stokunun yapısında kaydedilen iyileşme sayesinde önemli ölçüde azaltıldığını ve kamu borç stokunun sürdürülebilirliğinin sağlandığını bildirdi.
(Sürecek)