TBMM (AA) – İYİ Parti Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli, "2023 geldi, çattı. Maalesef 2023 hedefleri çöp oldu, yırtabiliriz." dedi.
İYİ Parti milletvekilleri, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Cumhurbaşkanlığı ile bağlı ve ilgili kurumların 2023 yılı bütçeleri üzerinde söz aldı.
İYİ Parti Erzurum Milletvekili Muhammet Naci Cinisli, partisinin Trabzon Milletvekili Hüseyin Örs'ün TBMM'deki bütçe görüşmelerinde çıkan kavgada yaralandığını anımsattı.
Meclis Başkanı Mustafa Şentop'un "milletin, milletvekillerinin başkanı olamadığını" öne süren Cinisli, "atanmış bakanların seçilmiş milletvekillerine yönelik seviyesizliklerine sessiz kalmasının da bunun bir örneği" olduğunu ifade etti.
Cinisli, "Biz partili cumhurbaşkanı makamından şikayet ederken, Meclisin itibarından bahsederken, meğerse başımızda kendini bir parti grup başkanı gibi hisseden Meclis Başkanı varmış. Emir almadan hareket edememesinden dolayı kendisini kınıyorum. Anlaşılıyor ki sistemin parti merkezli ana fikri, AK Parti'lilerin özüne işlemiş." diye konuştu.
2018 seçimleri öncesinde 2023 hedeflerinin konuşulduğunu hatırlatan Cinisli, "Neydi bu 2023 hedefleri? Toplam milli gelirimiz 2 trilyon olacaktı, 692 milyarda kaldık. Kişi başına düşen milli gelirimiz 25 bin dolar olacaktı, 8 bin dolar civarındayız. 500 milyar dolarlık bir ihracat hedefi vardı, bugün 265 milyar doları ancak konuşabiliyoruz. Yüzde 4,6 olarak hedeflenen işsizlik oranı sipariş TÜİK rakamlarında bile yüzde 20,9. 2023 geldi, çattı, maalesef 2023 hedefleri çöp oldu, yırtabiliriz." değerlendirmesinde bulundu.
İYİ Parti Mersin Milletvekili Behiç Çelik, birçok kurumun işlev, yetki ve yeterlilik bakımından asgarinin bile altında performans gösterdiğini iddia etti.
Çelik, "Devletin yönetme motivasyonu olarak, daha fazla güç ve daha fazla keyfi idari yetkisini hedefleyen bu anlayış, bütün kurumlarda olduğu gibi devlet arşivlerinde ve Milli Saraylarda da büyük çözülmelere ve zafiyetlere yol açmıştır." dedi.
– "Övündüğümüz adımlar"
İYİ Parti Aydın Milletvekili Aydın Adnan Sezgin, dünyanın bir değişim yaşadığını anlatarak, "Türkiye, elbette bu sürece intibak etmelidir. Bu koşullara uygun olarak konumunu güçlendirmeli, çıkarlarını azamileştirmeye çalışmalı, milli güvenliğini tahkim etmelidir ama maalesef bu değişime çok kötü bir dönemde yakalandık. İktidar yeni döneme Türkiye'nin yükselen ülke olduğu iddiasıyla, yanlış vizyonuyla ve beceriksizliğiyle, 'sil baştan' tutkusuyla uyum sağlamaya çalışıyor." yorumunu yaptı.
Suriye ile normalleşmeyi istediklerini ama bunun çok zor olacağını savunan Sezgin, iktidarın tek amacının Suriye'de savaş öncesi koşullara dönmek olduğunu ancak bunu gerçekleşmeyecek bir hedef olarak gördüklerini dile getirdi.
Sezgin, el sıkıştıktan sonra karşılaşılacak büyük güçlüklerin bir envanterinin çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.
Sezgin, "Savunma sanayisinde iftihar ettiğimiz gelişmeler yaşanıyor. SİHA'larda varılan aşama, insansız savaş uçağı Kızıl Elma'nın test safhasına gelmiş olması, TCG Anadolu'nun devreye girecek olması övündüğümüz adımlardır. Biz bunu nasıl takdir ediyorsak, AK Parti de Türk savunma sanayinin kendinden önceki tarihsel birikimini takdir edip dile getirebilmelidir." dedi.
– "Diyanet İşleri Başkanı'nın seçimle göreve getirilmesi tartışılmalıdır"
İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, TBMM'ye ve Diyanet İşleri Başkanlığına çağrıda bulunarak, "Sivil toplum temsilcileri, ilahiyat fakülteleri, diğer bilimsel kuruluşlar ve Meclis, toplumdaki olumsuz dini değişim ve dönüşümlerin sosyolojik araştırmasını bütün siyasi mülahazalardan uzak olarak yapmalıdır." diye konuştu.
Oral, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'a "6 yaşındaki bir evladımızın evlendirildiğini duyduğunuzda neden hemen olaya müdahale etmediniz? Neden hemen amasız, fakatsız, lakinsiz bir açıklama yapmadınız? Yoksa Diyanet Akademisinden tutun pek çok daire başkanlığına kadar parsellettiğiniz cemaatin hışmından mı korktunuz?" sorularını yöneltti.
Diyanet İşleri Başkanlığının bugün "boğazına kadar siyasete bulaştığını" ileri süren Oral, "Diyanet İşleri Başkanı ve Din İşleri Yüksek Kurulu üyeleri, ilahiyat fakültelerinin, Diyanet kadrolarının içinde olabileceği bir seçimle göreve getirilmesi tartışılmalıdır. Diyanet, siyasetin tesirinden kurtulmalı, gazi Meclisin denetiminde, laiklik ilkesine tam uyacak şekilde bağımsız ve özerk hale dönüştürülmelidir." değerlendirmesinde bulundu.