KAYSERİ (AA) – Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran, "Türk cumhuriyetlerimiz bağımsızlıklarını ilan ettiğinde o ülkelerle ikili ticaretimiz o günlerde 1 milyar dolar düzeyine bile ulaşmamıştı. Ama bugün her yıl 20 milyar dolarlık ticaret hacmini paylaşıyoruz." dedi.
Kıran, Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) tarafından Kayseri'de bir otelde düzenlenen "Kültepe Ekonomi Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, özellikle son dönemde dış politikadaki paradigmatik değişikliğin temel motivasyonlarından birinin ekonomi ve ticaret diplomasisi olduğunu söyledi.
Diplomasinin son derece değişken bir mahiyet teşkil ettiğini belirten Kıran, dünyanın dört bir tarafında bugün 20 yıl öncesine nazaran 163'ten 255'e çıkan dış temsilcilik ağıyla bütün iş dünyasının hizmetinde olmayı temel öncelik ve görev addettiklerini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Bütün büyükelçilerimiz, dünyanın neresinde olursa olsun iş insanlarımızın peşine düşüp onların işlerini takip edecek." talimatının olduğunu aktaran Kıran, şöyle devam etti:
"Geçmişte belki hayıflanarak takip ettiğimiz dönemler oldu, iş dünyamızın bizlere verdiği geri bildirimlerden bunu hissederdik. Yabancı büyükelçiler kendi iş insanlarının işlerini nasıl takip ediyor diye belki hayranlıkla bakardık. Takdirle takip ederdik. Ama bugün aynısını Türkiye Cumhuriyetinin diplomatları, dünyanın dört bir tarafında o ülkelerdeki ihalelerden azami ölçüde faydalanmak, o ülkedeki bir iş insanımızın sorunu varsa o sorunların takipçisi olmak ve çözümünü takip etme noktasında bugün en temel öncü olarak bu görev ve sorumluluğu kendisine biçmiş durumda. Her şeyden önce bu bizlere Sayın Bakanımızın ve Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı haline gelmiş durumda. Bunun elbette bütün ülkelerle ikili ticaret hacmimiz bağlamında çok değerli katkıları var ama dünyadaki bu değişimi yönlendirme konusunda da ülkemize sunduğu çok değerli fırsatlar var."
– "Türkiye olarak doğru pozisyonu almak zorundayız"
Salgın ve Rusya-Ukrayna savaşıyla çok daha derinleşen, çetrefilli hale gelen dünyadaki değişim sürecinin, "Dünya tek kutuplu mu, iki kutuplu mu, kutupsuz mu?" tartışmalarını da beraberinde getirdiğine dikkati çeken Kıran, şunları kaydetti:
"Elbette diplomatik ve siyasi olarak ülkemizi bu değişim sürecinde doğru konumlandırmak zorundayız. Ama bu değişimin arka planında Amerika-Çin rekabeti başta olmak üzere Türkiye'nin çok kritik bir konumda, merkezi bir konumda yer aldığını da görmek, anlamak ve bu noktada Türkiye olarak doğru pozisyonu almak zorundayız. Bakınız, Dünya Ticaret Örgütü kurulduğunda 1990'lı yılların ortalarında dünyadaki ülkelerin hemen hemen pek çoğunun 4'te 3'nün Amerika ile ikili ticaret hacminin Çin'in çok daha ötesinde olduğunu biliyoruz. Ama aradan geçen 20-25 yılda bugün dünyadaki ülkelerin 3'te 2'sinin Çin ile ikili ticaretinin Amerika ile ikili ticaretin önüne geçtiğini görüyoruz. Bu, çok hızlı bir değişimi bizlere ifade ediyor.
Bölgemizde ve ötesindeki siyasi gelişmelere baktığımızda aslında bu, Amerika ve Çin rekabetinin bütün bu gelişmeleri de tetiklediğini ve sorunları çok daha çetrefilli hale getirdiğini görüyoruz. Bu bakımdan Kültepe Ekonomi Zirvesi'nin ASKON tarafından Türk cumhuriyetlerine ayrılması, Türk cumhuriyetlerine özel bir odak ve konsantrasyon gösterilmesi son derece anlamlıdır. Zira Türk cumhuriyetleri olarak bu değişimin merkezi konumunda bulunuyoruz."
Kıran, gelecek 20 yılda dünyada en çok büyüyen 5 ülkeden 4'nün Asya kıtasında bulunacağının öngörüldüğüne işaret ederek, Orta Asya, Türk cumhuriyetleri ve Türkiye'nin içinde bulunduğu coğrafyanın bu değişimde belirleyici muhtemel güç olacağını vurguladı.
– "Türk Devletleri Teşkilatı olarak çok önemli milatları birlikte yaşadık"
Bu fırsatı doğru okuyup güç ve imkanları eylem birlikteliğine dönüştürme çağrısında bulunan Kıran, şöyle konuştu:
"Bu bakımdan özellikle Dağlık Karabağ'da 30 yıl boyunca süren işgalin 44 günde sona erdirilmesinin Türk cumhuriyetleri arasında yeni bir heyecan dalgası oluşturduğunu, bu bakımdan Türk Devletleri Teşkilatı bünyesindeki birlikteliğimizin bugün çok daha anlamlı hale geldiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Türk Devletleri Teşkilatı Dönem Başkanlığını geçtiğimiz yılın sonunda Yassıada'da düzenlen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi sırasında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'den devraldı. Bu zirve sırasında Türk Devletleri Teşkilatı olarak çok önemli milatları da birlikte yaşadık. Aksakallar Konseyi'nin başkanlığına Sayın Binali Yıldırım seçildi ve o günden bugüne Aksakallar Konseyi çok daha kapsamlı ve geniş bir ölçekte değerli hizmetlerde bulunacağını şimdiden göstermiş oldu.
Yine Türk Devletleri Teşkilatımız ve Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkeler 2040 Vizyon Belgesi'ne imza atarak önümüzdeki 10-20 yıla yönelik hedeflerini birlikte ortaya koydular ve bu hedefleri birlikte hayata geçirme iradesini gösterdiler. Bugün Türk Devletleri Teşkilatı bünyesi içindeki bütün müttefiklerimizle, bütün ortaklarımızla, bugün sayın büyükelçilerin burada bulunması bu hedeflerin paylaşılmasının da adeta bir resmidir. Türk cumhuriyetlerimiz bağımsızlıklarını ilan ettiğinde o ülkelerle ikili ticaretimiz o günlerde 1 milyar dolar düzeyine bile ulaşmamıştı. Ama bugün her yıl 20 milyar dolarlık ticaret hacmini paylaşıyoruz."