ANKARA (AA) – Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, Yunanistan ve Mısır arasında imzalanan Arama ve Kurtarma Sahalarında İşbirliğine İlişkin Mutabakat Muhtırasına ilişkin "Ege’de masum sığınmacıları, uluslararası hukuka aykırı olarak geri iten ve hayatlarını tehlikeye atan bir ülkenin, Doğu Akdeniz’de arama kurtarma konusunda mutabakat muhtırası akdetmesi vahim bir çelişkidir." ifadesini kullandı.
Bilgiç, Yunanistan ve Mısır arasında imzalanan mutabakat muhtırasına ilişkin hakkındaki soruya yazılı cevap verdi.
Denizde, arama ve kurtarma bölgelerinin insan hayatını kurtarmaya yönelik hizmet sahaları olduğunu, bu sahaların uluslararası hukuka göre egemenlik sahaları olmadığını belirten Bilgiç, arama kurtarma sahalarına ilişkin kuralların 1979 tarihli Hamburg Sözleşmesi'yle belirlendiğini ve sözleşmeye göre hizmet sahalarının birbirleriyle çakışması durumunda ülkelerin iş birliği yapmakla mükellef olduğunu kaydetti.
Bilgiç, "Türkiye ve Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de ilan ettikleri ve Uluslararası Denizcilik Teşkilatına bildirdikleri denizde arama kurtarma bölgeleri, birbirleriyle çakışmaktadır." ifadesini kullandı.
Yunanistan'ın Türkiye'yle bu konuda işbirliği yapmaktan bugüne kadar hep kaçındığını ve geçmişte yapılan anlaşma önerilerini reddettiğini hatırlatan Bilgiç, bunun nedeninin Yunanistan’ın arama kurtarma hizmet sahalarının egemenlik alanı olduğunu ileri sürmesi ve bunları maksimalist deniz yetki alanı iddialarıyla irtibatlandırması olduğunu vurguladı.
Bilgiç, Yunanistan’ın bu yaklaşımının 1979 Hamburg Sözleşmesi'ne aykırı, gayrı hukuki bir tutum olduğunu belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Dolayısıyla Yunanistan ve Mısır arasında imzalanan mutabakat muhtırasına bu gerçeklerin ötesinde bir anlam yüklemek mümkün değildir. Diğer taraftan Ege’de masum sığınmacıları uluslararası hukuka aykırı olarak geri iten ve hayatlarını tehlikeye atan bir ülkenin, Doğu Akdeniz’de arama kurtarma konusunda mutabakat muhtırası akdetmesi vahim bir çelişkidir.
Esasen Yunanistan’ın bu mutabakat muhtırasını imzalamasındaki temel saik, bu gerçekleri ve Libya’da yol açtığı son skandalı örtbas etme arzusudur."
– "Türkiye, kendi haklarını ve KKTC’nin haklarını kararlılıkla korumaya devam edecek"
Yunanistan’ın iç ve dış siyasetini Türkiye karşıtlığı çerçevesinde şekillendirme teşebbüsünün beyhude ve ancak kendisine zarar verecek bir çaba olduğunu belirten Bilgiç, şunları kaydetti:
"Türkiye, Doğu Akdeniz’de ve ötesinde tüm temel paydaşlarla işbirliğini ve eşgüdümünü artırarak hem kendi haklarını hem de KKTC’nin haklarını kararlılıkla korumaya devam edecektir. Yunanistan’ın son dönemde dengesinin bozulması da muhtemelen bundan kaynaklanmaktadır."