Balıkesir’in Edremit ilçesinde Edremit Çayı’ndan çevreye yayılan ağır koku ve kirli suyun Edremit Körfezi’ne karışması tepkilere neden oldu. Kötü kokudan oturulamaz hale gelen bölgeden alınan numunelerde ise suda bakteri tespit edildi.
Yazın nüfusu 700 bini aşan, kışın da 350 binin altına düşmeyen ilçede Edremit Çayı’nın denize döküldüğü noktadan alınan deniz suyu numunelerinde insan sağlığını tehdit eden Enterokok ve E-Coli bakterisine rastlandığı açıklandı. Edremit Çevre Derneği Başkanı Kubilay Saygın Öztürk, “Şimdi bu yeni bir konu değil. Burada oturanlar uzun süredir bu derdi çekiyorlar yıllardır. Sebebi de belli. Arıtma tesislerimiz yetersiz. Derelerimiz de kirli. Çözümü de belli, yatırım. Körfez sadece Edremit’te değil, çevresindeki bütün yaşam birimlerinde yatırım bekliyor. Uzun yıllardır bekliyor. Hepimizin ortak derdi bu” dedi.
Edremit Çayı’na yakın bölgedeki denizin kirliliğinden bahseden Öztürk, “Burada da deniz kirliliğini biz koku, bulanıklık ve köpüklenmeyle görüyoruz. Ama daha önemli bir göstergesi daha var. Her yaz özellikle çocuklar ve yaşlılar hasta oluyorlar burada. Hastanelerimiz bunlarla dolu. Şimdi burada bunu söz olarak yansıtmak mümkün. Kokuyu da siz zaten bizimle birlikte çekiyorsunuz, duyuyorsunuz” dedi.
Bakteri sınırın çok üzerinde
Dernek tarafından çay suyunda yaptırılan ölçümlere ilişkin bilgi veren Öztürk, “Entrokop diye bir bakteri var. Sağlık Bakanlığı bunun 370 adet, 100 mililitre suda olması halinde insan sağlığı açısından tehlikeli olduğunu söylüyor. Bizim burada bu bin 700 çıktı. Yani yüzde 459 fazla çıktı. Yine E-Coli var mesela insan sağlığı için tehlikeli olan. Onun da en fazla 100 mililitre suda bin adet olması lazım. Bizdeki yüzde 50 fazlasıyla bin 500 çıktı” dedi.
Edremit Çayı’nın denize döküldüğü noktanın kirlilik izleme noktası olmaktan çıkarıldığını iddia eden Öztürk, “Şimdi bu nokta Edremit Çayı’nın denize döküldüğü nokta. 2021 senesine kadar bir kirlilik izleme noktasıydı. Fakat 2021’de listeden çıkartılmış burası. Numune alınmamaya başlamış. Bu çok trajik bir durum. Yani buna kimin karar verdiğini, neden böyle bir şeye gerek duyduğunu da anlamak durumundayız. O yüzden bizim 2022 senesinin temmuz sonunda yaptırdığımız bu analizi belki de burası kirlilik izleme noktası olarak takip edilseydi çok daha önce ortaya koymak mümkün olacaktı. Bu kamu adına yapılacaktı” dedi.
Testlerde çıkan bakterilerin insan ve kara hayvanlarından kaynaklı bakteriler olduğuna değinen Öztürk, “Şimdi bu denizde yaşayan canlılarda oluşan bir şey değil. İnsan ya da hayvan kaynaklı olması lazım. İnsanların ya da hayvanların bağırsaklarında oluşan bakteriler bu iki saydığım. Şimdi bizim bu dereye herhangi bir şekilde atıklarını boşaltan bir hayvan çiftliği yok burada. Sadece bir tane Kanlıçay tarafında var ama şu anda Kanlıçay ile zaten Edremit Çayı’nın bağlantısı kapanmış durumda. Yağmur yok, su yok. Yani o pislikler olsa bile buraya getirme durumu yok. Şimdi Edremit’ten buraya gelirken yol üstünde herhangi bir kanalizasyon kaçağı da yok. Çok büyük bir konut yığılması ve onların kanalizasyonlarının doğrudan dereye bağlanması diye bir şey de söz konusu değil” dedi.
Kokunun arıtma tesisinden denize gelirken yoğunlaştığını ifade eden Öztürk, “Ama şimdi hepimiz biliyoruz. Edremit’ten buraya gelen yol üstünde özellikle arıtma tesisini geçtikten sonra bu koku başlıyor. Bize göre bunun kaynağı arıtma tesisi. Ama BASKİ bunu ısrarla reddediyor. Böyle bir şey olmadığını söylüyor. Ha o zaman da bize nedenini araştırıp söylemeleri lazım. BASKİ’nin de bu durumu bir açıklaması lazım. BASKİ’den bize bu son müracaatımızda, valiliğe yaptığımız müracaatta onların iletmesi üzerine gelen cevapta derede son iki yıldır yapılan temizlik nedeniyle bu bakterilerin üreyebileceği söyleniyor; ama şimdi burada bu temizliğin yapılması, taşların yapılması, 2020 yılının temmuzunda başladı. Bir sene sonra da bitti, 2021’de bitti. Şimdi 2022’yi yaşıyoruz. Derede yapılan öyle anormal bir temizlik yok. İşte gelirken muhtemelen sizler de gördünüz. Kanlıçay Köprüsü’nün ötesinde halen bir temizlik var ama o yamaç temizliği yapıyorlar. Dipten balçık aldıkları falan da yok, işte oradan alıyorlar onları getiriyorlar, karşıda organize sanayi bölgesinin arazisine döküyorlar” dedi.
110 bin kişilik tesisin yaz aylarının yoğun günlerinde 800 bin kişiye kadar hizmet vermeye çalıştığının altını çizen Edremit Çevre Derneği Başkanı Kubilay Saygın Öztürk, “Bu dereyi halen kirleten bir durum değil. Fakat, işin öbür tarafı senelerdir Körfez’e arıtmalarla ilgili çok önemli bir yatırım yapılmıyor. Bunu hepimiz biliyoruz. Şimdi burada Zeytinli’deki arıtma tesisinde çalışanlar da bizim evlatlarımız, bu ülkenin insanları. Muhtemelen ellerinden geleni fazlasıyla yapıyorlar ama bu tesisin kapasitesi 110 bin kişilik. Halbuki hepimiz biliyoruz yazın bu tesise atık suyunu gönderen buradaki nüfus aşağı yukarı 700 bin, 800 bini buluyor. Aritmetik ortada. Bununla başa çıkabilmesi tesisin mümkün değil. Ek yatırım gerekiyor, hem de acilen gerekiyor” dedi.
Altınkum Mahallesi Muhtarı Selma Kayacan da konudan mahalleli olarak şikayetçi olduklarını dile getirerek, “Berbat durumda artık. Koku bizim evlerin oraya kadar geliyor. Buradaki yaşayanları ben düşünemiyorum. Nasıl bir koku içinde yaşadıklarını ve sağ olsun ben Kubilay Bey’le birlikte çevrecilerin içindeyim. Onun da bu konunun üzerinde çok hassas olduğunu bildiğim için daha çok o ilgileniyor, daha çok şey yapıyor ama. Birlikte hareket ediyoruz ve buranın düzeltilmesini istiyoruz. Güzel bir deniz, güzel bir havamız var. Kazdağlarımız var. Bizim çocuklarımız temiz yerde denize girsin istiyoruz” dedi.