BURSA (AA) – MUSTAFA YILMAZ – Bursa'nın İznik ilçesinde başlayan 4. Dünya Göçebe Oyunları'nda ilk kez Türkiye Atlı Okçuluk Milli Takımı bünyesinde yarışan eski milli judocu Ayşe Melek Okuyucu, ikinci branşında da başarılı olmak istiyor.
Türkiye Atlı Okçuluk Milli Takımı'na bu ay seçilen 41 yaşındaki sınıf öğretmeni Ayşe Melek Okuyucu, Uzak Doğu sporundan sonra geleneksel branşta da başarılı bir kariyer hedefliyor.
Okuyucu, 10 yılı milli takımlarda olmak üzere 20 yıl müsabakalara çıkıp madalyalar, şampiyonluklar kazandığı judo kariyerini yaşadığı sakatlık nedeniyle bırakınca atlı okçuluğa yöneldi.
Bu dalda 2018'de 100'e yakın sporcu ile Kızılelma Geleneksel Sporları Atlı Okçuluk Kulübünü kurarak çocuklara ve yetişkinlere geleneksel Türk sporlarını öğretmeye başlayan Okuyucu, bu ay yapılan şampiyonalarda başarılı olup milli takıma seçildi.
Atlı okçulukta daha önce katıldığı şampiyonalarda kadınlarda Türkiye birinciliği, karma sıralamalarında ise ilk 10'a girme başarısı gösteren Okuyucu, "Boksör" adlı atıyla İznik Gölü kıyısında devam eden 4. Dünya Göçebe Oyunları'nda boy gösteriyor.
Dünya geleneksel okçuluk literatürüne "Kabak atışı" adıyla geçen geleneksel okçuluk yarışlarındaki 73 sporcudan biri olan Okuyucu, erkekler ve kadınların aynı kategoride yarıştığı nadir spor dallarından atlı okçulukta da adından söz ettirmek istiyor.
– "Göçebe ve savaşçı bir milletiz"
Atçılıkla, ailesinin sahibi olduğu yarış atları sayesinde çocuk yaşlarda tanışan Ayşe Melek Okuyucu, AA muhabirine, yaklaşık 8 yıldır atlı okçulukla uğraştığını söyledi.
Kadınlar ve erkekler arasındaki fiziksel farklılıkların atlı okçulukta ister istemez ayırt edici olduğunu belirten Okuyucu, "Sanırım bizim kanımızda var. En son yapılan Türkiye Şampiyonası elemelerinde karma dalda da madalya aldım. Ben onu hissettim, bu bizim kanımızda var." dedi.
Okuyucu, atlı okçulukta sporcuların uzun yıllar yarışabildiğini dile getirdi.
Bu sporun Türklerin geleneksel kültüründe olduğunu ifade eden Okuyucu, şöyle konuştu:
"Normal bir spor değil bu, gelenekten gelen hatta bizim yaşamımızda olan bir spor. Biz göçebe ve savaşçı bir milletiz. Tüm Türkler ata binmeyi ve ok atmayı, atın üzerinde bu işi yapmayı biliyorlardı zaten. Bu bizim geçmişimizde, kültürümüzde olan bir olgu. Bunun yaşı yok aslında, atın üstüne bindikten sonra ileriyi düşünmüyorum. Bu benim ikinci farklı branştaki milliliğim. Gerçekten çok duyguluyum, çok gururluyum. Gerçekten çok istiyordum Türkiye adına atlı okçulukta da milli olmayı. İnşallah bundan sonraki yarışmalarda da ben ve takım arkadaşlarım bayrağımızı göndere çektiririz."
Atlı okçulukta başarı için en önemli unsurun çalışmak olduğunu anlatan Okuyucu, gençleri geleneksel sporları öğrenmeye davet etti.