ŞANLIURFA (AA) – RAUF MALTAŞ – Şanlıurfa'ya gelen, aralarında yabancıların da bulunduğu 20 sanatçı, neolitik dönemin önemli yerleşimleri arasında yer alan Karahantepe Ören Yeri'nin girişinde binlerce küçük taşı bir araya getirerek "arazi sanatı performansı" sergiledi.
Taş Tepeler Çağdaş Sanat İnisiyatifi Grubu Koordinatörü Prof. Dr. Devran Tan, AA muhabirine, 2023 yılında Şanlıurfa'da dünya genelinde katılımın olması planlanan Neolitik Dönem Kongresi kapsamında "Kırık Taşlar Sonsuz Dönüşüm" adlı arazi sanatı (Land art) çalışmasını yaptıklarını söyledi.
Tan, Karahantepe Ören Yeri'nde farklı coğrafyaları temsil eden aralarında heykeltıraş, ressam, seramik sanatçısı ve yazarların da bulunduğu sanatçı grubuyla önemli bir çalışmayı gerçekleştirmekten memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Kongrenin sosyoloji, antropoloji, felsefe, botanik ve sanat ekibinin bulunduğunu anlatan Tan, kendi grubunun da sanat ayağını oluşturduğunu belirtti.
Çalışmayı büyük bir gayretle tamamladıklarını belirten Tan, "Biz çok keyif aldık, sanırım hiç bu kadar keyifle yorulamazdık. Hepimiz özenle çalıştık, hava sıcaklığını ve arazi koşullarını unutup kendimizi taşlarla bütünleştirerek aslında biz de bir dönüşüm yaşadık. O yüzden bu projenin adını dönüşüm olarak seçtik, oraya gelen herkes bir nevi dönüştü." dedi.
– "O dönemki ambiyansı oluşturmaya çalıştık"
Grubun küratörü (düzenleyicisi) Serap Gümüşoğlu de 100 metrekarelik bir alanda ören yeri yakınlarındaki binlerce taşı bir araya getirdiklerini, neolitik dönemi simgeleyen "T" ve "Sarmal" yapısının sembollerinden sanat eseri oluşturduklarını kaydetti.
Çok önemli bir çalışma yaptıklarına inandıklarını dile getiren Gümüşoğlu, "Eserimiz neolitik çağ ile bugün arasındaki köprü olan bir eser. İnsan toprak etkileşiminden zenginleştirilmiş bir sanat biçimi oluşturuldu. Oldukça uzun süren yaklaşık 8 tonluk bir taşın dizilimini yaptık. Bu çalışmayı Rus, İngiliz ve kendi vatandaşlarımızın yardımıyla yaptık. Taşları boyayarak o dönemki ambiyansı yeniden oluşturmaya çalıştık. Taşların üzerine semboller yerleştirdik. Bu bir ortak hafıza buluşması oldu." diye konuştu.
– "Farklıyız ama aynı kültüre sahibiz"
Tataristanlı ressam Aygül Okutan ise Türk klasik sanatı olan ebruyu Rusya'daki akademik resimle birleştirerek sanat eserleri yaptığını söyledi.
Karahantepe'deki arazi sanatı çalışmasında yer almaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Okutan, şöyle devam etti:
"12 bin yıllık mitolojiden ilham alarak yeni eserler hazırlayacağım. Bizim grubumuz da çok farklı ülkelerden sanatçılar yer alıyor. Mesela Rusya'dan 5 sanatçı var, bizim ekibimiz farklı coğrafyaları burada temsil ediyor. Kafkasya'dan, Tataristan'dan, Ukrayna'dan, Rusya'dan ve tabii ki Türkiye'den… Hepimiz çok farklıyız ama aynı kültüre sahibiz. Bu birlik ve saygı birbirimize değer katar, barışa yol açar. Güç birlikte doğar. Aynı zamanda Taş Tepeler Sanat Grubu'nda da çok farklı disiplinleri çalışan sanatçılar yer alıyor. Biz hep beraber peyzaj, sanat, obje ve bir ekip olarak birlikte çalışarak o eski taşları topladık. Biz de mozaik gibiyiz, hepimiz farklıyız ama hep beraber aynı sanat için buluştuk."
Grupta yer alan ikiz İngiliz sanatçılar Jake ve Ethan Hirsch de Türkiye'de böyle bir çalışmanın içerisinde yer almaktan memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Grup editörü Dr. Berkiz Berksoy da Türkiye'nin tarihi açıdan zengin topraklara sahip olduğunu, bunun gururunu yaşadıklarını söyledi.
Berksoy, ülkelerinden Türkiye'ye gelerek çalışmada yer alan yabancı sanatçılara da teşekkür etti.