DOLAR 34,2158 0.03%
EURO 36,8090 0.09%
ALTIN 2.925,98 0,04
BITCOIN 2573387 5,14%
Yalova
12°

AÇIK

06:06

İMSAK'A KALAN SÜRE

Gelenekselden Dijitale Medya ve Gençlik Zirvesi'nde “siber zorbalık” konuşuldu

ABONE OL
Kasım 29, 2022 16:11
Avatar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

İSTANBUL (AA) – Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) düzenlediği "Gelenekselden Dijitale Medya ve Gençlik Zirvesi"nde siber zorbalık konusu ele alındı.

RTÜK tarafından düzenlenen, geçmişten günümüze medya araçlarının gelişimi ve medyanın gençler üzerindeki etkilerinin konuşulduğu "Gelenekselden Dijitale Medya ve Gençlik Zirvesi" kapsamında paneller gerçekleştirildi.

RTÜK Üyesi Deniz Güçer'in moderatörlüğünde düzenlenen "Dijitalleşen Medya ve Siber Zorbalık" panelinde konuşan Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İdil Sayımer, dijital ortamın olumlu tarafları gibi olumsuz tarafları da olduğunu, bunun başında da siber zorbalığın geldiğini belirtti.

– "En çok çocukları etkiliyor"

Siber zorbalığın en çok çocukları etkilediğine dikkati çeken Sayımer, çünkü çocukların henüz yetişkin düzeyine gelmedikleri için bir takım kontrolleri ele geçiremediklerini, siber zorbalıkla başa çıkma yöntemlerini bilmediklerini söyledi.

Sayımer, pandemi döneminde 65 yaş ve üzerindeki grubun da ayrımcılığa uğradığını ve alaycı tavırlara maruz kaldıklarını, sosyal medya platformlarında onlara yönelik söylem pratiklerinin ortaya çıktığını, bunların da birer siber zorbalık türü olduğunu anlattı.

Siber zorbalığı, dijital teknolojileri kullanarak bireyleri rahatsız etme, taciz, korkutma, sindirme, ifşa, kötüleme, dedikodu gibi birçok olumsuz davranışa yönelik içeriklerin kasıtlı olarak birbirlerine gönderilmesi" olarak tanımlayan Sayımer, "Siber zorbalık her yaşta görülüyor ama çocuklar aslında yaptıklarının bir siber zorbalık olduğunun farkında değiller. Siber zorbalığın türlerine baktığımızda ilk önce izinsiz bilgi paylaşımı var. Çocuklar bunu birbirlerine yönelik olarak çok yapıyorlar ve bunu bir eğlence olarak kabul ediyorlar." diye konuştu.

– "Siber zorbalıkla ilgili farkındalık geliştirmek gerekiyor"

Prof. Dr. Sayımer, çocukların, ergenlerin, gençlerin ve yetişkinlerin siber zorbalığı tanımadığına, bu konuda farkındalığın düşük olduğuna dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Siber zorbalıkla ilgili farkındalık geliştirmek gerekiyor. Bu da ancak eğitim yoluyla olabilir. Hep üzerinde durduğum konu dijital okuryazarlığın artırılması. Çocukların elinden telefonların, tabletlerin, bilgisayarların alınmasıyla bu işi çözmek mümkün değil. Ancak dijital okuryazarlığı arttırarak, onlara nitelikli içerik üretiminin önemini ve nasıl yapılabileceğini öğreterek bir noktaya gidebiliriz."

Siber zorbalığın en çok kız öğrencilere yönelik yapıldığının altını çizen Sayımer, çocukların siber zorbalığı aileleriyle ve öğretmenleriyle paylaşmaktan çekindiğini ve bu işin büyüdüğünü belirterek, siber zorbalığın önlenmesinde ebeveyn kontrolünün önemini vurguladı.

– "Sosyal medya siber zorbalığın zihinlerde bedenleştirildiği bir platform haline geldi"

Sakarya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Barış Horzum, dijital platformlar üzerinden kasıtlı olarak ve sürekli başkalarına zarar verecek şekilde davranış sergilemenin siber zorbalık olduğunu ifade etti.

Siber zorbalıkta "zorba", "mağdur" ve "izleyici" olmak üzere 3 temel rol olduğunu aktaran Horzum, siber zorbalığın gençlerde özellikle lise çağındaki öğrencilerle daha fazla görüldüğüne dikkati çekti.

Horzum, siber zorbalık ile akran zorbalığı arasındaki en önemli farkın, siber zorbaların karşısındakine fiziksel olarak bir zarar vermediğini düşünmeleri olduğunu ancak psikolojik olarak karşısındaki etkilediklerini ve bunun farkında olmadıklarını belirtti.

Türkiye gazetesi yazarı Salih Uyan ise sosyal medyanın hangi ülkede olursa olsun o ülkede yaşayan nüfusun bir ortalaması haline geldiğini ve bir tavır geliştirdiğini söyledi.

Türkiye'de sosyal medyanın uzunca bir süredir insanları linç etmenin, ifşanın ve siber zorbalığın zihinlerde bedenleştirildiği bir platform haline geldiğine işaret eden Uyan, "'Siber zorbalık sadece iyi insana olur, kötü insana yaptığımız zaman siber zorbalık olmaz.' diye bir algı var hepimizin bilinç altında. Bu yüzden kediyi döven ya da karısını döven bir insanı çok rahat bir şekilde paylaşıyoruz. Özellikle genç nesil buna çok fazla maruz kaldığı zaman artık linç kültürünü hayatının her alanına yaymaya başlıyor. Halbuki bir insan iyi de olsa kötü de olsa suçlu da olsa siber zorbalığın tanımında bu insanın izni olmadan onun görüntüsünü paylaşmamak var." ifadelerini kullandı.

Bilişim Uzmanı Orhan Toker de annesi babası ayrı, derslerinde başarılı bir İngiliz çocuğun maruz kaldığı siber zorbalık hikayesini paylaşarak, çocukların internet ortamındaki siber güvenliğini sağlayabilmek için bu tür olayların yaşandığından çocukların haberdar edilmesi gerektiğini belirtti.

57. Avrupa Büyükler Karate Şampiyonası'nda altın madalya kazanan Erkek Kata Milli Takımı sporcusu Türk karateci Ali Sofuoğlu, sporcuların maruz kaldıkları siber zorbalık türlerine ilişkin örnekler vererek, haklarında yalan haberlerin yapıldığını ve adlarına açılan sahte sosyal medya hesaplarından aleyhlerine paylaşımlarda bulunulduğunu anlattı.

En az 10 karakter gerekli