İSTANBUL (AA) – Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, gerçek mutluluk kavramının çocukluk döneminden itibaren doğru bir şekilde anlatılmasının önemli olduğunu kaydetti.
Üniversiteden yapılan açıklamada görüşlerine yer verilen Tarhan, mutluluğu oluşturan 5 parametrenin; zeka, çalışkanlık, başarılı olmak, iyi ve doğru davranmak olduğunu belirtti.
Tarhan, "Çocuğa iyilik ve kötülük kavramlarını, iyicil, kötücül duyguları ve değerleri, doğruyu, yanlışı öğretmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
Gerçek mutluluk kavramlarının çocukluk döneminden itibaren doğru şekilde anlatılması gerektiğini belirten Tarhan, şunları kaydetti:
"Gerçek mutluluk için zeki, çalışkan ve başarılı olmak yetmiyor. Biz bu 3 parametreye göre çocuk büyütüyoruz. Bunların yanına eklememiz gereken dördüncü ve beşinci parametreler lazım. Çocuğa iyilik ve kötülük kavramlarını, iyicil, kötücül duyguları ve değerleri, doğruyu, yanlışı öğretmemiz lazım. Çocuğun, bu yaptığım doğru mu, yanlış mı? diye kendini etik değerlerle sorgular olması lazım. Hem insani değerlerle hem de yüksek değerlerle düşünecek. Böyle yetişen bir çocuk ruhen mutlu olur. Mutluluk peşinde değil, anlam peşinde koşan bir varlık haline gelir.
Zeka, çalışkanlık, başarılı olmak, iyi ve doğru davranmak. Bu 5 parametre içerisinde denge kurabilen insan, zihinsel bir jüri oluşturabilir. Vicdani normlar, vicdani bir iç ses oluşturabilen kimse mutluluğu yakalamış olur. Bu, ölümün dahi değiştiremeyeceği bir mutluluktur. İşte Sokrates buna örnektir. İdam kararı veriliyor, idama giderken karısı, ‘Haksız yere idam edileceksin’ diyor. Sokrates’in cevabı: Haklı yere mi idam edilecektim? Onun yaşam amacı erdemli bir hayattı. Ölümden niye korkmuyorsun? diye sormuşlar. Hayatının her gününü, hayatının son günü gibi yaşayan bir kimse niye ölümden korksun? diyor. İşte bu müthiş bir anlam. Ölümün değiştiremeyeceği bir anlamı bulmuş Sokrates."
Tarhan, Erdemli hayatın, ruhun inanmışlığıyla birlikte insanın varoluş ve fabrika ayarlarına uygun yaşaması olduğunu açıkladı.
Fabrika ayarlarının, ruhla ilk yaratılırken verildiğini belirten Tarhan, "Rabbin Ademoğullarından onların sırtlarından zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? Elbette öyle! Tanıklık ederiz dediler. Böyle yaptık ki kıyamet gününde, Bizim bundan haberimiz yoktu demeyesiniz." ifadelerini kullandı.
Allahu Teala'nın Kalü bela da ruhlara bir öğreti verdiğini ve bunu her insana ve ruha doğrulattığının altını çizen Tarhan, "Onun için kimse ben bunu bilmiyordum, bana din öğretilmedi diyemez. Ruhlarımızda ve genetik kodlarımızda spiritüel arayış yaratıcıyı bulma eğilimi var. Sokrates ve Eflatun bulmuş, birçok Budist ilk başta bulmuş, belki ilk çıkışta Konfüçyüs bulmuş." değerlendirmesinde bulundu.
– "Gerçek kişilik güç, para, hakimiyet elde edildikten sonra ortaya çıkar"
Mutluluk, kişinin hayatında anlam peşinde koşması olduğunu belirten Tarhan, şunları kaydetti:
"Ölümün değiştiremeyeceği bir anlam nerede var? Semavi öğretilerde. Din nedir? diye sorduğunuzda birçok ilahiyatçı da dahil, sosyal bir gerçektir derler. Tamam, sosyal bir gerçektir, sosyal bir değerdir doğru ama daha önemlisi varoluşsal bir değerdir. Kur'an-ı Kerim'deki ilk sure Fatiha Suresi'dir. Fatiha Suresi’nde yevmiddin geçiyor, din günü yani. Bunun sözlük karşılığı, hesap günü demektir. Din demek, hesap vermek demektir. Aslında din demek, Allah’a karşı sorumluluk duygusu demektir. Bir insanda Allah’a karşı sorumluluk duygusu varsa dinin özünü yakalamış oluyor. Allah’a karşı sorumluluk duygusu olmayan kişi, dindar bile olsa, dinin özünü yakalayamıyor, hesap vereceği duygusunu yaşamıyor.
Gerçek kişilik güç, para, hakimiyet elde edildikten sonra ortaya çıkar. Yokluktaki imtihanı kazanan insan varlıktaki imtihanı kaybedebiliyor. Hayat bir imtihan. Yaşam felsefesi açısından ‘doğru-yanlış’, ‘iyi-kötü’yü çıkar ölçüsüne indirgeyen kapitalist ahlaktır. Bu ahlakta olan kişi, dindar bile olsa kapitalist bir ahlaka sahiptir. O halde gerçek bir anlama erişmek için zeki, çalışkan, başarılı olmak yetmiyor; iyi ve doğru insan olmak gerekiyor."