İSTANBUL (AA) – ENES TAHA ERSEN – Annelik hakkının uluslararası sözleşmelerle güvenceye alınmasına ve yaptırımlar getirilmesine rağmen çalışma hayatında hamile ya da çocuk sahibi kadınlar ayrımcılığa maruz kalıyor.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç, AA muhabirine, kadınların iş dünyasında gebelik ve annelik izinleriyle ilgili karşı karşıya kaldıkları ayrımcılığı değerlendirdi.
Kılıç, iş hayatında gebe kadınlara yönelik eşitsizliğin sadece Türkiye'nin değil tüm dünyanın sorunu olduğunu belirterek, "Eşit işe eşit ücret vermekten tutun terfi ve işe alım süreçleri de buna dahil. Özellikle özel sektörde işverenlerin kadınlara fiziksel özelliklerinden ötürü evlilik, doğum gibi durumlarından ötürü önyargılı ve ayrımcı davrandığını görüyoruz." dedi.
Kadınların annelik haklarının uluslararası sözleşmelerle de güvenceye alındığını kaydeden Kılıç, buna rağmen süt izni, doğum izni gibi hakların engellenmeye çalışıldığına dikkati çekti.
Kılıç, kadınların gebe oldukları gerekçesiyle işe alınmaması ya da çalışma ortamında baskı yaşamasının cinsiyet temelinde ayrımcılık olduğunu vurgulayarak, "Özellikle kadınların istihdamı açısından ortaya çıkan hem çalışma koşulları itibarıyla hem de süt izninden gebeliğe kadar aile kurumunu da güçlendiren güvenceleri ne yazık ki işverenler tarafından bertaraf edilircesine dikkate alınmıyor." diye konuştu.
– TİHEK'e 2022'de yapılan 1602 başvurudan 248'i ayrımcılıkla ilgili
Kılıç, işverenlerin gebe çalışanlarının haklarını kullanmasına engel olduğunu ve bu durumun çalışma hayatında da giderek yaygınlaştığını aktararak, "Kadının gebelik süreçlerinden aile içinde çocuklarına bakmaya, çocuğun eğitim ve gelişim süreçlerindeki sorumluluklarına kadar rahat bir güvence ve aile ortamının oluşmasını imkansız hale getiren ayrımcılıkların iş piyasasında yaşandığını görüyoruz." şeklinde konuştu.
Türkiye'de kadınların iş hayatında ayrımcılığa uğramaması için faaliyet gösterdiklerinin altını çizen Kılıç, TİHEK'in toplumun bu gibi konularda bilinçlendirilmesinin yanı sıra şikayetlerin takibini de yaptığını söyledi. Kılıç şöyle devam etti:
"2022 itibarıyla yaklaşık 11 aya varan bir döneme baktığımız zaman kurumumuza 1602 başvurunun yapıldığını ifade edebilirim. Bu 1602 başvurunun 248'i ayrımcılık iddiasıyla yapılan başvurular. Bunların 37'si cinsiyet temelinde ayrımcılığa ilişkin başvurular. Bu başvurulardan 2'si ise gebeliğe ilişkin. Bu noktada vermiş olduğumuz kararlar var. Gebelik nedeniyle özellikle işverenlerin işe alım süreçleri başta olmak üzere ortaya koydukları ayrımcılığa karşı kararlarımız sadece 2022'ye değil 2017'ye dayanıyor. 2017'den bu yana gebelikle ilgili 6 ihlal kararımız var. Bu 6 ihlal kararının 2'si iş yerinde yıldırma 4'ü ise doğrudan ayrımcılık türünde."
Kılıç, TİHEK'in, tespit edilen ayrımcılık vakalarıyla ilgili yalnızca tavsiye değil, aynı zamanda yaptırım uygulama hakkına da sahip olduğunu belirterek, 40 bin liraya kadar idari para cezası ile işverenlere yaptırım uygulayabildiklerini ifade etti.
Şirketlere yapılan habersiz ziyaretlerle bu alanda yaşanan ihlallerin de önüne geçilmeye çalışıldığını dile getiren Kılıç, ayrımcılığa karşı yürütülen çalışmalar arasında sertifikasyon programının da bulunduğunu kaydetti.
TİHEK Başkanı, şirketlere verilecek eğitimler ile çalışma ortamında yaşanabilecek ayrımcılığın ortadan kaldırılmasını hedeflediklerinin altını çizdi.
– Gebeliği gerekçe gösterilerek işe kabul edilmedi
Samsun'daki bir özel şirkete 2021'de iş başvurusunda bulunan Nilay Balaman, iş yerinin önce kendisiyle çalışmak istediğini daha sonra hamile olduğu gerekçesiyle çalışmaktan vazgeçtiğini anlattı. Balaban yaşadığı süreci şöyle ifade etti:
"Bana işe alım sürecinin başladığı, başvurumun onaylandığı söylenmişti. İş yerine gebelik durumumu bildirdikten sonra olumsuz yanıt verdiler. Açıkça sordum 'Gebe olduğum için mi vazgeçtiniz?' diye. 'Evet öyle oldu' dediler. 'Bu yasalara aykırı bir şey haberiniz var mı?' dedim önemsemediler. Ben de şikayetçi oldum dava açtım."
Davanın ardından TİHEK'e başvuruda bulunarak hakkını aradığını belirten Balaman, çocuğunun doğumuna kadar maddi olarak güçlük yaşadığını kaydetti.
Dava sürecinde ise işverenin farklı beyanlarda bulunarak gebe olması nedeniyle aldıkları kararı kabul etmediklerini aktaran Balaban, şu ifadeleri kullandı.
"Kişinin hamile olduğundan haberimiz yoktu diye tamamen yalan bir tebligat geldi. Ben de bunun aksini ispatlayacağıma dair bir tebliğ yolladım. Süreç yeni sonuçlandı. İş yerine idari para cezası verildi ama bu süreçte maddi kaybım oldu. Bu zararın telafi edilmesi için de bir dava açacağım."