İSTANBUL (AA) – Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haydar Sur, “Havai fişeklerin, yüksek şiddette ses nedeniyle insanlarda ve hayvanlarda işitme kayıpları, toprak, su ve hava kirlenmesine yol açarak çevreyi zehirleme, orman yangınlarına ve diğer yangınlara sebep olma ile insanlarda ve hayvanlarda yaralanmalara yol açma gibi olumsuz etkileri vardır.”
Prof. Dr. Haydar Sur yaptığı açıklamada, eğlence ve gösteri amacıyla kullanılan havai fişeklerin halk sağlığı üzerindeki etkilerine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Havai fişeklerin estetik ve eğlence amaçlı kullanılan düşük patlayıcı güçlü piroteknik aygıtlar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sur, “Havai fişeklerin en yaygın kullanıldığı alan havai fişek gösterileridir. Bir havai fişek olayı yani havai fişek gösterisi piroteknik gösteri olarak da adlandırılır ve havai fişeklerin ürettiği efektlerin gösterisidir.” ifadelerini kullandı.
Haydar Sur, havai fişek kültürünün Çin’de 2 bin yıl kadar önce keşfedildiğini belirterek, şunları kaydetti:
“Havai fişeklerin icadı ya da kaza sonucu bulunuşu ile ilgili en yaygın efsane, o günlerde mutfaklarda çokça bulunan odun kömürü, kükürt ve güherçilenin karıştırılmasıdır. Bu karışım bambu bir tüp içerisinde sıkıştırıldığında ve yakıldığında patlamaktaydı. Kestane fişekleri geçmişte ve hatta günümüzde bile şeytani ruha sahip hayaletleri yüksek ses yardımı ile korkutup kaçırmak için kullanılır. Kestane fişekleri doğum günlerinde, ölümlerde ve yeni doğan çocukları kutsamak için günümüzde de kullanılmaktadır. Çin yeni yılına özgü en yaygın kutlama şekillerinden biri de şeytani ruhlardan uzak bir yıl geçirmek için kestane fişekleri ile kutlama yapılmasıdır.”
Bu uygulamaların eğlence ve kutlama amaçlı bütün dünyada yaygınlaştığını ifade eden Sur, havai fişeklerin renklerinin genelde yıldız adı verilen ve yakıldığında kuvvetli ve parlak ışık veren karıştırılmış kimyasallarla üretildiğini aktardı.
Prof. Dr. Haydar Sur, yıldızların 5 temel karışımdan oluştuğunu belirterek, “Yakıt, yıldızların yanmasını sağlar. Oksitler, bu bileşim oksijen üreterek yakıtın daha iyi yanmasını sağlar. Renk, kimyasallar tarafından üretilir. Tutkal, yıldızları oluşturan kimyasalların bir arada kalmasını sağlar. Klor verici, renkli alevin gücünü artırır. Bazen oksitler de bu işlevi yerine getirir.” ifadelerini kullandı.
Havai fişeklerin doğaya zarar verdiğini, doğanın kimyasal dengesini bozmanın yanında insanlara, hayvanlara, bitkilere değişik açılardan zarar oluşturduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Haydar Sur, “Havai fişeklerin, yüksek şiddette ses nedeniyle insanlarda ve hayvanlarda işitme kayıpları, toprak, su ve hava kirlenmesine yol açarak çevreyi zehirleme, orman yangınlarına ve diğer yangınlara sebep olma ile insanlarda ve hayvanlarda yaralanmalara yol açma gibi olumsuz etkileri vardır.” değerlendirmesinde bulundu.
– Göz sağlığı açısından riskler barındırıyor
Sur, havai fişeklerin insanlar üzerinde ciddi sağlık sorunlarına yol açtığının anlaşıldığını belirterek, “Özellikle göz sağlığına zarar vermektedir. İnsanlar eğlence ya da estetik gösteri izlemek amacıyla gökyüzüne bakarken, renkli ışıkları veren maddeler yeryüzüne düşmektedir. Seyrederken bile sağlığa zarar vermekte, gözde tahribat ve yanık oluşturmaktadır. Havai fişekler ateşlendikten sonra gözde hem mekanik travma hem de termal yanıklara neden olur. Sorun görme kaybına kadar ilerleyebilir.” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Haydar Sur, gözlerde şikayetler başladığında acilen hastaneye gidilmesini, gözlerin yıkanmamasını ve ovuşturmamasını, gözlerin eller ile sıkıca kapatılmamasını veyahut gözlere basınç uygulanmamasını, gözde bir nesne olduğu hissedilirse müdahale edip çıkarmaya çalışılmamasını, doktorun önerdiği dışında göze değişik damla ve krem gibi tıbbi madde uygulanmamasını, aspirin gibi kan sulandırıcı ve ağrı kesici ilaçların alınmaması gerektiğini bildirdi.
Gösterilerin izlenmesini önermediklerini kaydeden Sur, “Yine de gösterisi izlenecekse, havai fişeklerden en az 500 metre uzakta durulmalı ve patlayan bir havai fişek ile karşılaşılırsa elle temastan mutlaka kaçınılmalıdır.” uyarısında bulundu.
Prof. Dr. Haydar Sur, diğer uyarılarını da şöyle sıraladı:
"Havai fişekler çok yüksek sıcaklıkta yanar. Bu nedenle çocuklardan mutlaka uzak tutulmalıdır. Havai fişekler mümkünse yerleşim yerlerinde ve içinde yanıcı maddelerin olduğu orman gibi yerlerde ateşlenmemelidir. Acil durumlar için (patlamayan ve tutuşmayan bir havai fişek olunca) veya yangın başlangıcı olunca söndürmek için yakın bir yerde bol su bulundurulmalıdır. Arızalı ve yanmayan havai fişekler asla tekrar kullanılmamalı ve ıslatılıp kullanım dışı bırakılmalıdır. Kullanılmayan havai fişekler sağlam olanların yanından uzak tutulmalıdır. Havai fişekler cam ve metal kapların içinde ateşlenmemelidir. Havai fişekler serin ve kuru yerlerde saklama talimatlarına uygun şekilde saklanmalıdır. Havai fişek ışık saçarken vücuda yakın bir şekilde tutulmamalıdır. Profesyonel olmayan hiç kimse bu işlemleri gerçekleştirilmemeli, profesyoneller de önlemlere eksizsiz uymalıdır."
Havai fişeklerin yerine geçebilecek ürünlerin gittikçe daha da kabul gördüğünü kaydeden Prof. Dr. Haydar Sur, “Bunlar arasında en yüksek tercih lazerli ışık gösterileri yönünde olmaktadır. Ancak bu gösterilerin kuşlarda yine de olumsuz etki potansiyeli vardır. Doğadaki bütün canlıları ve cansız varlıkları koruma sorumluluğumuz vardır. Bu konuda tek ve kesin çözüm, bizim için hayati bir öneme sahip olmayan havai fişek kullanımını bırakmaktır.” ifadelerini kullandı.