MUĞLA (AA) – İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Ormandaki arkadaşlarımız ilk dakikalarda yangına dünya standardının üzerinde hemen müdahale etmişlerdir. Hem havadan hem de karadan müdahale etmişlerdir." dedi.
Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci ile Marmaris'teki yangın bölgesini helikopterle inceleyen Soylu, yangın koordinasyon merkezinde gazetecilere açıklamada bulundu.
Bakan Soylu, geçen yılı Afet Eğitim Yılı, bu yılı da Afet Tatbikat Yılı ilan ettiklerini hatırlatarak, çok kısa bir süre önce Tarım ve Orman Bakanlığı ile aralarında Antalya, Adana ve İzmir’in de olduğu 5 ilde, Türkiye'de ilk kez yapılan ortak tatbikat gerçekleştirdiklerini söyledi.
Soylu, 2022'nin başından itibaren geçen yıl yaşanılanlardan ilham alarak Türkiye Afet Müdahale Planı içindeki Orman Yangınlarına Müdahale Planı'nın çerçevesini güncellediklerini belirterek, eşgüdüm içeresindeki kurumlarla hangi adımları atacaklarını tekrar değerlendirdiklerini ifade etti.
Türkiye’de 2-3 yıl öncesine kadar "Akredite olmuş sivil toplum kuruluşu" deyimi olmadığını dile getiren Soylu, bu kuruluşların tamamen orman yangını ve depremler için eğitim almış, bütün kurumlarla eşgüdüm içerisinde çalışabilecek sivil toplum kuruluşları olduğunu anlattı.
"Yangın alanına sivil vatandaşlarımızı sokmadık. Bir profesyonel çalışma oldu." diyen Bakan Soylu, sağlık ve eğitim durumu bilinmeyen, sadece kendi anlayışıyla yardım etmek isteyenleri yangın alanına sokmadıklarını, bundan sonra da sokmayacaklarını söyledi.
Marmaris yangınının riskli bir yangın olduğuna işaret eden Soylu, "Eğer zamanında müdahale edilmeseydi… Ormandaki arkadaşlarımız ilk dakikalarda yangına dünya standardının üzerinde hemen müdahale etmişlerdir. Hem havadan hem de karadan müdahale etmişlerdir. Yangını bize sınırlandırabilme imkanı ortaya koymuşlardır. Teyakkuz halinde bir teşkilatımız, eş güdüm içinde bir çalışmamız olduğunu söylemek isterim. Elbette insanlarımıza bir şey olmadı, Allah'a hamdolsun ama ciğerlerimiz yandı. İçerisinde hayvanlarımız yandı. Onları kaybettik. Bunlar doğanın kendi içerisinde zenginliğini koruyan hem de bizim canlarımızdı." değerlendirmesinde bulundu.
Soylu, yaklaşık 85-86 saattir yangın alanında olduklarını belirterek, bu süre zarfında Avrupa Birliği (AB) Göç Başkanı olmak üzere, Senegal İçişleri Bakanı, İngiltere Savunma Bakanı ve Pakistan İçişleri Bakanı ile görüştüğünü, bugün de Alman İçişleri Bakanı ile görüşeceğini bildirdi.
Bunları yapmanın kendi görev ve yükümlülükleri olduğunu dile getiren Soylu, bu süre zarfında Suudi Arabistan İçişleri Bakanının gelmesi ve memleketin çok önemli bir aliminin cenazesi dolayısıyla yangın bölgesinden ayrıldığını, bunun da toplamının ancak 7-8 saati bulduğunu aktardı.
Bakan Soylu, bugün bu görevde olduğunu, yarın belki bu görevde başka bir arkadaşının bulunacağını dile getirerek şöyle konuştu:
"Türkiye'de muhalefet böyle mi yapılmalı? Siyaset çok kıymetli bir şeydir. Niteliksiz elinde siyaset kıymetsiz bir hale dönmektedir. Hakikaten 3 koyunu gütmekten aciz insanlar bugün Türkiye'de siyasi muhalefeti niteliksiz bir hale getirmişlerdir. Meclis kürsüsünde, burada uçak, helikopter olmadığını ifade edenler mi söylersiniz. 6 ay da olsa İçişleri Bakanlığı yaptın. Toplam müktesebatın bu kadar. Allah korkunuz yok mu? Bu insanlara karşı doğruyu söyleme sorumluluğunuz söz konusu değil mi? Bunu kendi adıma söylüyor değilim. Sabahtan akşama kadar en çok hakarete uğrayan, dayak yiyenlerden bir tanesiyim. Hadi biz ortadayız, eline tekmeyi geçiren vuruyor. Burada çalışan, risk alıp onlarca helikopterle, uçakla yangın söndürmeye çaba sarf edenlerin, geceleyin kendini ateşin ortasına atanların hakkını savunmazsam adamlığım sorgulanır. İnsanlığımız, devlet yöneticiliğimiz sorgulanır. Bu ayıp, kötü bir şeydir. İnsanlığa yakışmayacak bir şeydir.
Herkesin elindeki imkanı, gayretlerini sarf ettiklerini vatandaşlarımız görüyor. Kar yağar, yağmur yağar, deprem olur, beyefendiler başka yerlerde tatildeler. Türlü türlü görüşmeler ortaya koyuyorlar. Neymiş, ben burada '3-4 saat uykusuz kaldık' dedim. Buradaki arkadaşlar da şahit. İlk gece sandalyenin üzerinde 1 saat uyuduk ya uyumadık. Bu övünülecek bir şey mi? Bu bizim görevimiz. Orada bir ifadeyi ortaya koymaya çalıştım. O kadar gayret gösteriyoruz. Geçmişte hiçbir şey böyle değildi. Orman yangınına siyasi muhalefet geldiği zaman toplumu tahrik etmezdi. 'Arkadaşlar geçmiş olsun, yapabileceğimiz bir şey var mı?' diyerek dönerlerdi. Maalesef üzüm üzüme baka baka kararıyor. Yalan ve iftiradan kaynaklanan bir siyaseti hiç siyaset yapılmaması gereken bir alana taşımayı marifet sayanlar bugün Türkiye'de siyaseti de muhalefeti de niteliksiz hale getirmek için çaba sarf ediyorlar. Biz buna müsaade etmeyeceğiz. Suudi Arabistan İçişleri Bakanıyla görüşme yapmaya gittim. Uyumak için mi gittim? Bu kadar ayıp, sığ, niteliksiz bir yapının burada siyasi muhalefet olarak Türkiye'de bulunması orman yangınları kadar tehlikeli bir durum. Bu millet adına, ülke adına, gelecek adına tehlikelidir."
(Sürecek)