Elazığ’da güzel geçen kış ile bahar aylarında umutlanan ve hasatta rekor bekleyen arıcılar, bu yıl da umduğunu bulamadı. İklim değişikliği nedeniyle zamansız esen rüzgarlar, ani yağışlar, aşırı sıcaklar, dolu gibi hadiseler bitki örtüsünü ve buna bağlı olarak bal üretimini olumsuz etkiledi.
Ülke genelinde olduğu gibi Elazığ’da da bu yıl bol yağışlı kış ve bahar ayları yaşandı. Geçen sene yaşanan kuraklık ve toz taşınımıyla son 10 yılın en düşük verimini alan ve bu yıldan çok ümitli olan arıcılar umduğunu bulamadı. İklim değişikliği nedeniyle endemik bitkilerde adaptasyon sorunu yaşanırken, yine zamansız esen rüzgarlar, ani yağışlar, aşırı sıcaklar ve dolu gibi meteorolojik olaylar bitkileri olumsuz etkiledi. Bu durum paralel olarak kentte 100 bin kovan ile faaliyet gösteren bin 100 arıcıyı da olumsuz etkiledi. Kovan başı 6 ile 8 kilo bal alınırken, 500-600 ton arası rekolte bekleniyor.
“Bal hasadı noktasında umduğumuzu bulamadık”
Elazığ ortalamasına bakıldığında kovan başına 12 kilogram bal alınması gerektiğini belirten Elazığ Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı kimyager Fırat Canbay, “Türkiye genelinde bu ortalama 15 kilogramda gerçekleşiyor. Geçen yıl bu bölgede 4 ile 6 kilogram civarında kovan başına bir verim elde ettik. Bunun da bölgedeki rekolteye yansıması ortalama 500 ton civarında oldu. Bu yıl da bal sağım sezonuna girdik. Geçen yıldan bir farkı yok. Geçen yıl nasıl kötü geçtiyse bu sene de olumsuzluklar neticesinde sağımdan çok beklentimiz söz konusu değil. Güzel bir kış mevsimi yaşamıştık. Arıcılık sektörü açısından çok olumlu gelişmeydi. Bahar ayları da gerçekten güzel gelişti. Ancak geldiğimiz bal hasadı noktasında umduğumuzu bulamadık” dedi.
“İklim değişikliği üzerindeki etkisini arıcılarımız yaşamaktadır”
Bölgede bal hasadının başladığını aktaran Canbay, “Bizlerin sahada almış olduğu bilgi neticesinde bölgemizde bu sene takriben geçen yıla paralel bir verim olduğunu görmekteyiz. Ortalama kovan başına 6 ile 8 kilogram bir verim alıyoruz. Rekolte olarak da 500 ile 600 ton civarında bu bölgede bal alımı gerçekleştireceğiz. Bu noktaya gelmesine baktığımız zaman küresel ısınmanın iklim değişikliği üzerindeki etkisini arıcılarımız yaşamaktadır. Çünkü arıcılık dediğimiz zaman doğa ile temaslı bir meslek. Arıcı ne kadar mücadele verirse versin, emeğini işin içine katarsa katsın yüzde 75 doğanın bir etkisi söz konusudur. Doğadaki bitkinin nektar vermesi için tüm şartların olgunlaşması lazımdır. Bu bölgedeki bal bitkisine baktığımız zaman endemik bir bitki üzerine yoğunlaşmıştır. Yıllarca arıcılar ballarını bu endemik bitkilerden sağlamışlar. Şu anda bitkide adaptasyon sorunu yaşanmaktadır. Özellikle bu endemik bitkilerden arıcılarımız sorunsuz bir şekilde verim alırken son yıllarda ürün almada çok ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Küresel ısınmanın beraberinde getirdiği iklim değişikliği meteorolojide oluşan ekstrem olayların hepsini içine katmaktadır. Özellikle zamansız esen rüzgarlar, anı yağışlar, aşırı sıcaklar, bunlar doğadaki bitki örtüsü üzerinde olumsuz yansıması olmaktadır. Arı ne kadar iyi olursa olsun balın geldiği kaynak bitkidir” diye konuştu.
“25 yılın en iyi ilkbaharını yaşadık ama bal sezonuna gelince tam tersi oldu”
340 kovanla arıcılık yapan Levent Kenkül ise, “Sağım sezonu başladı. Bu sezon ilkbahar mevsimi çok iyi geçti. Arıcılar olarak hepimiz çok umuluyduk. Son yılların en iyi senesi olarak bakılıyordu. Arıcılık yaptığım 25 yılın en iyi ilkbaharını yaşadık. Ama bal sezonuna gelince tam tersi oldu. 25 yılın en kötü bal sezonu
oluyor. İlkbaharda arı ne kadar bal getirmiş ise onunla yetindi. Sezonun başında bir yağmur, dolu geven çiçeğini yıkadı. Büyük bir zarar verdi. O zarar sonrasında da geven ve diğer bitki örtüsünden arı bir şey alamadı. Geçen yıl da iyi değildi. Geçen yıl bahar iyi değildi, bal mevsimi iyiydi. Bu yıl ise tam zıt oldu. Şimdi bal mevsimi kötü, ilkbahar iyi geçti. İklim son yıllarda iyi gitmiyor. İlkbaharda biz bir rekor kırarız dedik. 25 yılın en iyisi olur diye herkes o ümitle beklerken ters köşe olduk” şeklinde konuştu.