MADRİD (AA) – İspanya'da sol koalisyon hükümetinin, Katalonya'daki ayrılıkçı siyasetçileri ilgilendiren isyan ve kamu parasının kötüye kullanılması suçlarında hafifletme öngören tasarısı Senato'da kabul edilip yasalaştı.
Muhalefetteki sağ görüşlü partilerin sert tepki gösterdiği yasa tasarısı 118'e karşı 3 çekimser ve 140 evet oyuyla kabul edildi.
Ceza Yasası'nda yapılan değişiklikle birlikte, şimdiye kadar 15 yıla kadar hapis öngörülen isyan suçuna verilen hapis cezası 5 yıla indirildi.
Kamu parasının kötüye kullanılması suçu için de hapis cezası 12'den 4'e yıla düşürüldü.
Ana muhalefetteki Halk Partisi (PP) ve aşırı sağcı Vox, "darbe" ve "demokrasiye saldırı" diye tanımladıkları söz konusu yasanın "Katalonya'daki ayrılıkçı siyasetçiler için giydirilmiş bir kılıf" olduğunu ifade ederek, bağımsızlık yanlısı yasa dışı referandum girişimlerinden dolayı yargılanan Katalan siyasetçilerle İspanyol hükümetinin anlaşma yapmasına tolerans göstermeyeceklerini belirtti.
Koalisyon hükümetinin büyük ortağı Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) ise Ceza Yasası'nda yapılan değişiklikle "hukuk devleti standartlarına kavuşan İspanya'nın Avrupa Birliği'ndeki diğer ülkelerin yasalarıyla benzer duruma geldiğini" kaydetti.
Hükümet, Katalonya'da 1 Ekim 2017'de yapılan yasa dışı bağımsızlık referandumu sonrasında 9 Katalan siyasetçinin hapis cezası alması ve aralarında eski Katalonya özerk hükümet başkanı Carles Puigdemont'un da olduğu 7 Katalan siyasetçinin ülkeden kaçmasının ardından Katalonya ile İspanyol devleti arasında kopan siyasi ilişkileri, yeni yasayla istikrara kavuşturmaya çalışıyor.
Sol koalisyon hükümeti, mecliste azınlıkta olmasından dolayı ayrılıkçı Katalan siyasi partilerle yaptığı müzakereler sonrasında 2023 yılı bütçesinin onaylanmasını sağlamıştı.
Öte yandan, tasarı ile aynı pakette bulunan, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ile Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçiminde değişiklik öngören madde ise buna itiraz eden muhalefetin başvurusunu değerlendiren Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla askıya alınıp, oylamadan çıkarılmıştı.
Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı hükümet üyeleri tarafından "meclisin ve milletin iradesine saldırı ve demokrasiye darbe" olarak yorumlanmıştı.