KUDÜS (AA) – ABDURRAUF ARNAUT – İsrailli uzmanlar, Tel Aviv hükümetinin abluka altındaki Gazze Şeridi'ne yönelik 3 günlük saldırılarının birkaç ay sonra gerçekleşecek seçimleri etkileme konusunda siyasi olarak kullanılacağını belirtiyor.
Gazetecilik kökenli Yair Lapid, herhangi bir askeri tecrübeye sahip olmasa da Gazze Şeridi'ne yönelik birkaç gün süren saldırı operasyonunu yöneten İsrail'in geçici başbakanı olarak kayıtlara geçti.
Lapid, İsrail'in daha önce Filistinlilere karşı askeri operasyonlar başlatan siyasi yöneticilerinin aksine Gazze Şeridi'ne 4 Ağustos Cuma günü başlayan ve 7 Ağustos Pazar akşamı sona eren saldırılar sırasında askeri geçmişiyle öne çıkan Savunma Bakanı Benny Gantz'in gölgesinde kaldı.
Ancak hem Başbakan Lapid hem de Savunma Bakanı Gantz, İslami Cihad Hareketi'ne karşı zafer elde ettikleri yönünde kendilerini öne çıkarmaya çalıştı. Dolayısıyla her ikisi de gelecek aylarda yapılacak seçimlerden sonra kurulacak hükümetin başına geçmeye çalışıyor.
İsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'ne 4 Ağustos'tan itibaren düzenlediği saldırılarda 14'ü çocuk 44 Filistinli yaşamını yitirdi, yüzlerce kişi yaralandı.
İsrail ile Gazze'deki İslami Cihad Hareketi arasında Mısır'ın arabuluculuğuyla varılan ateşkesin, 7 Ağustos pazar günü yerel saatle 23.30'dan (TSİ 23.30) itibaren yürürlüğe girdiği duyuruldu.
– Gazze'ye askeri operasyon ve siyasi yansımaları
AA muhabirine değerlendirmede bulunan İsrailli siyasi analist Yoni Ben-Menachem, "Gazze Şeridi'nde yaşananlar, gelecek seçimleri etkileyecek siyasi boyutu olan bir askeri operasyondu." dedi.
İsrail'in askeri ve istihbarat birimleri üzerinden İslami Cihad Hareketi'yle ilgili aldığı hassas bilgilerden Gazze'ye saldırı başlattığını savunan Ben-Menachem, İsrail'in edindiği bilgilere göre İslami Cihad Hareketi'nin Gazze sınırlarına yakın bölgelerde büyük bir eylem planı yaptığını söyledi.
Ordunun muhtemel acil bir tehdide karşı saldırıya geçtiğini dile getiren Ben-Menachem, "Yani bu operasyonun birtakım güvenlik gerekçeleri vardı ancak siyasi olarak kullanılacağı kesindir." diye konuştu.
Gazze Şeridi'nde çocuk ve kadınların da aralarında bulunduğu onlarca sivilin can verdiği ve yüzlercesinin yaralandığı saldırıların Başbakan Lapid ile Savuna Bakanı Gantz yönetildiği anlaşıldı.
Nitekim İslami Cihad Hareketi'nden 2 yöneticin de öldürüldüğü saldırı başta olmak üzere Gazze'ye yönelik askeri saldırılarla ilgili açıklamaların çoğu Lapid ve Gantz'in ortak açıklamalarından oluştu.
Ben-Menachem, Lapid ve Gantz'in saldırıları yönetmesine ilişkin geçici hükümet yetkilisi 2 ismin, gelecek seçimlerdeki rakipleri eski Başbakan Binyamin Netanyahu'ya karşı Gazze'ye askeri operasyonu kullandıklarına vurgu yaptı.
Gazze'ye yönelik saldırılar sona erdikten sonra Lapid ve Gantz'in seçimlerde kazanımlar elde etmek üzere bunu kullanmaya devam edeceklerini söyleyen Ben-Menachem, "Duyduğum bilgilere göre tüm operasyon, Savunma Bakanı Gantz tarafından yönetildi. Buna karşı siyaset arenasındaki çalışmaları Lapid yürütecek." ifadelerini kullandı.
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına başlamadan önce İsrail'de yayımlanan kamuoyu yoklamalarına göre, 1 Kasım'da yapılacak seçimlerde Netanyahu, Lapid ve Gantz ortak blokun önüne geçiyor.
İsrail'in Gazze'ye saldırdığı birkaç günden bu yana ise herhangi bir kamuoyu araştırması yayımlanmadı.
İsrailli siyasi analist Ben-Menachem, özellikle Gazze'ye saldırı sonrası sonuçları açıklanacak anketlerin İsraillilerin nabzını tutacağına işaret etti.
Anketlerin Lapid ya da Gantz için ilerleme gösterse bile asıl sorunun, kasımdaki seçimlere kadar ikisinden birinin halkın güvenini sürdürüp sürdüremeyeceğinin önemine dikkati çeken Ben-Menachem, "En önemli soru: İkisinden biri Netanyahu'nun popülaritesini geçebilecek mi? Sanmıyorum." ifadelerini kullandı.
Ben-Menachem, İsrail'in Gazze saldırılarında İslami Cihad Hareketi liderinin öldürülmesine ilişkin de "İnsanları veya liderleri öldürmenin bir örgütü bozguna uğratacağını düşünmüyorum. İster Fetih ister İslami Cihad Hareketi olsun, edindiğimiz deneyimler bize bunu öğretti." dedi.
– "Lapid'in ilk güvenlik testi"
Bu bağlamda İsrailli siyasi analist Anshel Pfeffer de dünkü Haaretz gazetesinde yayımlanan makalesinde, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Başbakan (Yair Lapid) göreve başladıktan 5 hafta sonra ilk güvenlik kriziyle karşı karşıya kaldı. Bu noktada, gerçek bir askeri sicili veya üst düzey güvenlik pozisyonlarında deneyimi olmayan bir komutanın güvenilirliği için mükemmel bir destek olabilir."
Gazze'ye yönelik önceki tüm saldırılarının aksine İsrail, İslami Cihad saldırılarını engellemek dışında hiçbir hedefini açık bir şekilde açıklamadı.
İsrail, 5 Ağustos'ta Gazze'deki saldırı hazırlığında olduğu gerekçesiyle İslami Cihad'a ait olduğunu iddia ettiği hedeflere saldırı başlatmıştı. İsrail'in saldırısı üzerine Gazze'den İsrail yönüne bir dizi roket atılmıştı.
Netanyahu'nun iktidara dönmesini istemeyen birçok Batı ülkesinin Lapid'e kendini göstermesi için bir "şans" vermeye karar verdiğini ve saldırıların durdurulması çağrısı için acele etmemiş gibi göründüğünü aktaran Pfeffer, ABD'nin ise saldırıları "kendini savunma" olarak değerlendirdiğini ifade etti.
Pfeiffer, Hamas'ın savaşa dahil olmaması ve İsrail'e karşı Kudüs'te, Batı Şeria'da veya İsrail içindeki Arap bölgelerinde herhangi bir operasyon yapmamasını ve savaşın birkaç gün içinde sona ermesini Lapid için bir "başarı" olarak değerlendirdi.
İsrail'in bir önceki Başbakanı Naftali Bennett dönemindeki hükümetin, "Gazze'den gelen daha küçük provokasyonlara yanıt vermede Netanyahu yönetiminden daha agresif olduğunu" hatırlatan Pfeiffer, Bennett döneminin, Gazze'den İsrail'e yönelik gönderilen yanıcı balonlara bile hava saldırıları ile karşılık verdiğini ancak buna rağmen olayların 15 aydan beri bu kadar tırmanmadığını ifade etti.
Bennett ile Netanyahu dönemini karşılaştıran İsrailli siyasi analist, Netanyahu'ya atıfta bulunarak, "Lapid, Bennett ile yürüttüğü politikanın, başbakanlık ofisinde onun yerine geçmeye çalışan adamın (Netanyahu) politikasından daha etkili olduğunu iddia edebilecek." ifadesini kullandı.
Son olarak Pfeiffer, İsrail'in Gazze saldırılarının sona ermesiyle İsraillilerin, yüksek yaşam maliyeti başta olmak üzere oy verme kararlarını etkileyen konulara tekrar döneceklerini kaydetti.