KUDÜS (AA) – İsrail hapishanelerinde 4 Filistinli açlık grevini sürdürme kararı alırken, İsrail'in idari tutukluluk uygulamasını protesto eden Halil el-Avavde ise 160 günden fazla devam eden açlık grevinde yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle hastanede müşahede altında tutuluyor.
Filistin Esirler Cemiyetinden yapılan yazılı açıklamaya göre, İsrail hapishanelerindeki 4 Filistinli tutuklu açlık grevine devam etme kararı aldı.
İşgal altındaki Batı Şeria'nın Beytüllahim kentinden Ahmed ve Adal Musa kardeşlerin İsrail'in idari tutukluluk uygulamasını protesto etmek için 9 günden bu yana açlık grevlerine devam ettiği belirtildi.
Aynı şekilde "idari tutukluluk" uygulamasını protesto eden Avavde'nin (40), 165 gündür açlık grevini sürdürdüğü ve kötüleşen sağlık durumu nedeniyle İsrail'de bir hastanede müşahede altında tutulduğu aktarıldı.
İsrail vatandaşı Filistinli Yusuf el-Baz'ın (64) tutukluluk hali devam ettiği için 5 gündür açlık grevinde olduğu bilgisi paylaşıldı.
– İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılar ve ateşkes
İsrail, saldırı hazırlığında olduğu gerekçesiyle 5 Ağustos Cuma günü Gazze'deki İslami Cihad'a ait olduğunu iddia ettiği hedeflere saldırı başlatmıştı. Saldırılar üzerine Gazze'den İsrail yönüne birçok roket atılmıştı.
İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılar sonucu aralarında kadın ve çocukların bulunduğu 49 kişi hayatını kaybetmiş, İsrail tarafındaysa herhangi bir can kaybı yaşanmamıştı.
Taraflar arasında Mısır'ın ara buluculuğuyla varılan ateşkes 7 Ağustos'ta yürürlüğe girmişti.
İslami Cihad, Kahire'nin, İsrail hapishanelerinde açlık grevindeki Halil Avavde ve 1 Ağustos'ta gözaltına alınan İslami Cihad yöneticisi Bessam Saadi'nin serbest bırakılması üzerinde çalışacağı sözü vermesiyle ateşkes sağlandığını aktarmıştı.
İsrail yönetimiyse ateşkes anlaşmasında "tutukluların serbest kalması" diye bir şartı kabul etmediğini bildirmişti.
– İsrail'in Filistinlilere yönelik "yargısız" cezası: İdari tutukluluk
İngiliz sömürge dönemindeki Olağanüstü Hal Yasası'ndan uyarlanan İsrail askeri yasaları, tutuklanan kişinin hakkındaki suçlamayı ya da bununla ilgili delilleri "güvenlik" gerekçesiyle öğrenemediği "idari tutukluluk" uygulamasını içeriyor.
İnsan haklarına aykırı bu uygulama, İsrailli ve Filistinli insan hakları örgütlerinin yanı sıra uluslararası kuruluşlar tarafından da yoğun biçimde eleştiriliyor.
İsrail ordusu, iç istihbarat teşkilatı Şabak (Şin-Bet) ile iş birliği halinde, işgal altındaki Batı Şeria'da "ileride suç işleyebileceği" gerekçesiyle Filistinlileri idari tutuklu olarak gözaltına alabiliyor. Gözaltındaki Filistinliler, 8 gün içinde askeri mahkemeye çıkartılıyor.
Ancak burada tutuklu Filistinli veya avukatı, askeri savcının mahkemeye sunduğu tutuklama gerekçesini, bununla ilgili delilleri "güvenliğe zarar verebileceği" gerekçesiyle öğrenemiyor. Bu nedenle bir yargı süreci ya da savunma mümkün değil.
İsrailli insan hakları örgütlerine göre, askeri mahkemeler tutuklanan kişilere yönelik kararlarda "otomatik onay mercileri" şeklinde hareket ediyor.
Filistinliler, haklarındaki suçlamayı öğrenemeden ve kendilerini savunma hakkından mahrum şekilde 6 aya kadar hapse atılabiliyor. Altı ay sonra yeniden askeri mahkemeye sevk edilen ancak suçlamadan habersiz bir Filistinlinin tutukluluk süresi defalarca yeniden uzatılabiliyor.