İsrail ve Filistin arasında 24 Kasım’da varılan esir takası anlaşması kapsamında dün serbest bırakılan 22 yaşındaki Filistinli kadın mahkum Maryam Salhab, İsrail hapishanelerinde yaşadıklarını anlattı. Salhab, 26 Ekim’de El Halil’de evindeyken herhangi bir suçlama olmadan tutuklandığını belirterek, “Tutuklanmamdan bir gün önce babam tutuklandı ve evim tahrip edildi. Ertesi gün İsrail işgal ordusu beni evimde tutukladı ve 7 saat boyunca beni taciz etti. Gözlerimi ve ellerimi bağladılar. Beni dövdüler ve küfrettiler” dedi.
İsrail hapishanelerindeki koşulların çok zor olduğunu aktaran Salhab, “Filistinli kadın mahkumlar dünyadan izole bir şekilde yaşıyor ve dış dünya hakkında hiçbir şey bilmiyor. İsrail hapishanesindeki Filistinli kadın mahkumların tüm eşyalarına el koydular. Yeterli yiyecek vermediler” ifadelerini kullandı. Salhab, serbest bırakılmasını sağladığı Hamas’a teşekkür etti.
“Filistinli mahkumların hapishane doktoruna gitmelerini engellediler”
Dün serbest bırakılan diğer bir kadın mahkum 26 yaşındaki Ruqaya Amr ise, 26 Ekim’de yüksek lisans öğrencisiyken tutuklandığını ifade ederek, 7 saat gözaltında tutulduktan Hasharon Hapishanesi’ne nakledildiğini ifade etti. Gardiyanların kadın mahkumlarını dövdüklerini aktaran Amr, “19 ve 20 Ekim tarihlerinde kadın mahkumlara acımasızca saldırdılar, Filistinli mahkumların eşyalarına el koydular ve hapishane doktoruna gitmelerini engellediler” dedi.
Dış dünya ile iletişimlerinin olmadığını aktaran Amr, “Haber alamıyoruz ve Hamas ile yapılan anlaşma hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Ofer Hapishanesi’ne nakledildikten sonra serbest bırakıldığımız haberini aldık” ifadelerini kullandı. Amr, Hamas’a serbest bırakılmasını sağladığı için teşekkür etti.
“Hamas, Gazze Şeridi’ndeki yıkıma rağmen koşullarını İsrail’e dayattı”
Serbest bırakılan diğer bir kadın mahkum 47 yaşındaki yazar Lama Khater ise, 26 Ekim’de El Halil’de tutuklandığını ifade ederek, Hamas’ın, Gazze Şeridi’ndeki yıkıma rağmen koşullarını İsrail’e dayattığını ve Filistinli mahkumları işgal hapishanelerinden kurtaracağına dair verdiği sözü tuttuğunu aktardı. Khater, “İsrail işgal güçleri evimi tahrip etti. Mahkumların ailelerini ve mülklerini hedef aldı. Eşimin tutuklandığını tutuklanmamdan iki hafta sonra Filistinli bir mahkumdan öğrendim” dedi.
Kendisi ve eşinin tutuklanması sonucu çocuklarının annesiz ve babasız kalmasından İsrail güçlerinin mutlu olduğunu aktaran Khater, “Beni ziyaretçi kabul etmemem ve kutlama yapmamam konusunda tehdit ettiler. Ben de onlara Gazze Şeridi’nde akan kan ve yıkımın boyutu nedeniyle kutlama yapmadığımızı ve kutlama yapmanın mümkün olmadığını söyledim” dedi.
Filistinli kadın mahkumların serbest bırakıldıklarından haberleri olmadığını aktaran Khater, “Kiryat Arba yerleşim yerine transfer edildim ve bir odaya atıldım. Yakılmakla, tecavüzle, hakaretle ve Gazze Şeridi’ne sürülmekle tehdit edildim. Daha sonra 6 Filistinli kadın mahkumla birlikte İsrail’in Hasharon Hapishanesi’ne transfer edildim. Tuvalete gitmemiz ya da odadan çıkmamız engellendi” dedi.
İsrail’in baskılarının kendilerini yıldıramayacağını ifade eden Kahter, “Gazze Şeridi’ndeki direnişin elde ettiği büyük zafer karşısında İsrail işgali iflas etmiştir” dedi.