GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
– 21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu
– Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Rektör Yardımcısı Oleg Karpovich'in konuşması
– Lahor Üniversitesi ve Atlantic Council Güney Asya Merkezi Kıdemli Araştırmacısı Dr. Rabia Akhtar'ın konuşması
– Gürcistan Stratejik Analiz Merkezi Kurucusu, Savunma ve İçişleri Eski Bakan Yardımcısı Nodar Kharshiladze'nin konuşması – Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Rektör Yardımcısı Oleg Karpovich:
– “Ne yazık ki yeni liderler kriz durumlarında ne yapılacağını ya da krizi nasıl yönlendireceğini bilmiyor. Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde liderlere yönelik bir güven krizi yaşanıyor”
– Gürcistan Stratejik Analiz Merkezi Kurucusu, Savunma ve İçişleri Eski Bakan Yardımcısı Nodar Kharshiladze:
– “Kaynakları yeterli olan Türkiye, Brezilya gibi ülkeler bir araya gelsinler yeni dünya düzeninde ne yapabileceklerini konuşsunlar. Planlarını ortaya koysunlar”
İSTANBUL (AA) – AK Parti'nin iktidara gelişinin 20. yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen “21. Yüzyılda Siyaset ve Yeni Açılımlar Forumu” sona erdi.
Hilton İstanbul Bosphorus'da düzenlenen forumun ikinci günkü oturumunda moderatörlüğünü AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Efkan Ala'nın yaptığı “Yeni bir Soğuk Savaş mı? Küresel Jeopolitik ve Riskler” başlıklı bir panel gerçekleştirildi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi Rektör Yardımcısı Oleg Karpovich, dünyanın birçok yerinde halihazırda çatışmalar yaşandığını, bazı güçlerin dünyayı daha büyük çatışmalara sürüklemeye çalıştığını savundu.
2011 yılındaki Arap Baharı'nda istikrarlı ve sistemleri olan ülkelerde karşı devrimler gerçekleştirildiğini hatırlatan Karpovich, şunları anlattı:
“Bu karşı devrimler sadece Orta Doğu'da gerçekleşmedi aynı zamanda eski Sovyet Cumhuriyetleri'nde de gerçekleşti. Bu bölgelerdeki renkli devrimleri nasıl tanımladığımız da çok net değil. Dolayısıyla halen dünyada bu tarz eğilimler gerçekleştiriliyor. Bu devrimleri tanımlamakta bazen ciddi sorunlar doğuyor. Bir tanım var 'Devrim aslında bir nevi kaostur.' Bu devrimler, büyük devletleri ekonomik olarak yıkma amacı taşıyor. Tarihsel süreçte bunun bazı güçler tarafından organize edildiğini de gördük.” diye konuştu.
Karpovich, salgından sonra Avrupa'da liderlerin süreci kontrol edemediğini, halklarına yardım konusunda yetersiz kaldığını ve bu durumun Batı'da lider krizine neden olduğunu söyledi.
Avrupa’daki liderlerin İkinci Dünya Savaşı'ndaki liderler kadar öngörülü olmadığını dile getiren Karpovich, “Ne yazık ki yeni liderler kriz durumlarında ne yapılacağını ya da krizi nasıl yönlendireceğini bilmiyor. Dolayısıyla Avrupa başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde liderlere yönelik bir güven krizi yaşanıyor. Bu son derece tehlikeli bir durum.” dedi.
Rusya’da yakın zamanda LGBT ve diğer eğilimlerle ilgili bir kanunun hayata geçirildiğini hatırlatan Karpovich, “Bunlar dinimize aykırı eğilimler ve (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in de bu konulardaki düşünceleri çok net. Biz ne LGBT ne de cinsiyetsizlikle ilgili kavramların, ülkemizde zemin bulmasına, yaşamasına izin vermeyeceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
Karpovich, dünyanın çok kutuplu bir sürece evrildiğini belirterek, Çin, Türkiye, Hindistan ve Rusya gibi ülkelerin bu yeni dünya düzeninde önemli aktörler olarak ön plana çıkacağını kaydetti.
Çok kutuplu dünyanın yeni karmaşa ve krizleri de beraberinde getirdiğini dile getiren Karpovich, diplomasi ve müzakerelerle, sorunların aşılabileceğine inandığını ifade etti.
– “ABD, Çin'i veya Rusya'yı çok güçlü görmek istemiyor”
Lahor Üniversitesi ve Atlantic Council Güney Asya Merkezi Kıdemli Araştırmacısı Dr. Rabia Akhtar ise ABD'nin Çin ve Rusya ile soğuk savaş politikası sürdürdüğünü savundu.
ABD'nin uluslararası nizamdaki statükosunu korumak için Çin ve Rusya'yı tehdit olarak gördüğünü belirten Akhtar, “ABD, Çin'i veya Rusya'yı çok güçlü görmek istemiyor. Çünkü onların güçlü olmasını kendi iktidarı için tehdit olarak algılıyor. ABD, yeni dünya düzeninde de nüfuzunu korumak için yeni güç odaklarına karşı soğuk savaş veriyor.” diye konuştu.
Akhtar, ABD ile Rusya arasındaki soğuk savaşın sadece ekonomik ve siyasi bir rekabetten kaynaklanmadığını aynı zamanda küresel nüfuz konsolide etme amacı da taşıdığını belirtti.
ABD'nin Doğu Avrupa’da askeri varlığını arttırdığına dikkati çeken Akhtar, şöyle devam etti:
“ABD, Doğu Avrupa'da varlığını arttırıyor, diğer yandan Rusya’ya karşı Ukrayna'yı destekliyor. ABD bunları yaparken Rusya ile Çin de Asya'da ve çeşitli konularda bir araya geliyor. Şu anda bu ülkeler arasında enerji, stratejik bir silah haline gelmiş durumda. ABD siber güvenliğe çok ciddi yatırım yapıyor. Çin ve Rusya da öyle.”
Dünyanın şu anda içinde olduğu sürecin Soğuk Savaş II şeklinde tanımlandığını, ticaret, enerji ve tedarik zincirleri üzerinden büyük bir rekabetin yaşandığını belirten Akhtar, ABD'nin 'Çin tehdidi' stratejisinin tehlikeli ve iki yüzlü bir strateji olduğunu dile getirdi.
Şu anki uluslararası sistemin, ABD'nin menfaatlerine göre şekillendiğini anlatan Akhtar, yeni süreçte bu hakimiyetin ciddi jeopolitik sonuçlar doğuracağını kaydetti.
– “Türkiye öncülüğünde yeni birlikler kurulmalı”
Gürcistan Stratejik Analiz Merkezi Kurucusu, Savunma ve İçişleri Eski Bakan Yardımcısı Nodar Kharshiladze de yeni dünya düzeni söylemlerine rağmen barış ihtimalinin çok uzak olduğunu söyledi.
Türkiye'nin de içinde olduğu bölgede çok sayıda savaş ve çatışmaların yaşandığına işaret eden Kharshiladze, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye için de çok zor bir dönemdi. Orta Doğu için de çok zor bir dönemdi. Biz her şeyi aynı standartlarla ölçemeyiz. Bu adil de olmaz. Dolayısıyla tüm bu süreçlerden sonra bir strateji ortaya koymamız lazım. Çünkü savaşı engelleyecek uluslararası bir sistem yok. Biz acaba bir dünya barışı tesis edebilir miyiz? Öyle bir sistem yaratmalıyız ki bir daha savaş kader olmamalı. Bunu başarabilir miyiz bunu konuşmak zorundayız.”
Kharshiladze, Orta Doğu'da ve yakın bölgesinde savaşlara engel olacak tek oyuncu ülkenin Türkiye olduğunu söyleyerek, “Türkiye’nin bu konuda iyi bir gündemi var. Bu nedenle Türkiye’ye müteşekkirim. Çünkü bu bölgeye hala yardımınız ve desteğiniz devam ediyor.” dedi.
Yeni dünya düzeninde Türkiye’nin yürüttüğü politikaya benzer bir sisteme ihtiyaçları olduğuna dikkat çeken Kharshiladze, şöyle devam etti:
“Kaynakları yeterli olan Türkiye, Brezilya gibi ülkeler bir araya gelsinler yeni dünya düzeninde ne yapabileceklerini konuşsunlar. Planlarını ortaya koysunlar. Sayıları 5 olsun veya daha fazla olsun, dürüst olmak gerekirse Birleşmiş Milletlerin (BM) güncelleneceğine inanmıyorum. Karadeniz’de enerji üstleri büyüdükçe Türkiye'nin rolü de bir o kadar büyüyecek. Çünkü Avrupa'nın enerjiye ihtiyacı var. Bu enerjiler Türkiye ve Azerbaycan üzerinden sağlanacak.”
Türkiye'nin enerji merkezi haline gelmesiyle jeopolitik rolünün katlanarak artacağına dikkati çeken Kharshiladze, Türkiye öncülüğünde yeni birliklerin kurulması gerektiğini belirtti.
Kharshiladze sözlerini şöyle sürdürdü:
“Avrupa Birliği bunun en iyi örneği değil. Biz de kendimize bakmalıyız artık. Çünkü bir gün Batı'nın uyanıp bütün bu sorunları bizim için çözmesini bekleyemeyiz veya gönüllü olarak güçlerini bize bırakmalarını devretmelerini bekleyemeyiz. Ben Amerika'da da yaşadım. Başka yerlerde de yaşadım. Bu kadar saf olduklarını düşünmüyorum.”