– Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın konuşması Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'nde konuştu
Şiddete sıfır tolerans ilkesi doğrultusunda şiddet mağduruna ve şiddet failine yönelik ayrı ayrı çalışmalar yürütmekteyiz. Ulaşamadığımız tek bir kadının kalmaması için tüm Türkiye'de her bir hanenin kapısını çalıyoruz
Hükümet olarak temas etmediğimiz hiçbir kadının, kendini yalnız ve çaresiz hisseden tek bir kadının kalmaması için uğraşıyoruz
İSTANBUL (AA) – Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, “Şiddete sıfır tolerans ilkesi doğrultusunda şiddet mağduruna ve şiddet failine yönelik ayrı ayrı çalışmalar yürütmekteyiz. Ulaşamadığımız tek bir kadının kalmaması için tüm Türkiye'de her bir hanenin kapısını çalıyoruz.” dedi.
AA'nın “Global İletişim Ortağı” olduğu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi, Atatürk Kültür Merkezi'nde başladı.
Zirvede konuşma yapan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, ilkini 2016 yılında düzenledikleri, Türkiye'de ve dünyada kadın, aile ve toplum meselelerini odağına alan zirvenin bu yılki ana temasının “Kültürel Kodlar ve Kadın” olarak belirlediklerini söyledi.
Zirvenin liderler oturumunda ise farklı ülkelerin bakanlarıyla “Daha Kapsayıcı Toplum Olmaya Doğru: Değişimde Özne Olarak Kadın” başlığında değerlendirmelerde bulunacaklarını anlatan Yanık, şöyle konuştu:
“Türkiye, son 20 yılda insan hakları alanında önemli gelişmelere imza atmıştır. Ülkemizde refah düzeyi yükselmiş, yaşam kalitesi belirgin biçimde artmıştır. Sosyal devlet olma ilkesi doğrultusunda, üretilen refahın, toplumun tüm kesimleri ile paylaşılmasına öncelik veren bir sosyal hizmet ve sosyal yardımlaşma sistemi oluşturulmuştur. Bu kapsamda hizmetlerimizin odağında yer alan ana hizmet gruplarımızdan biri de kadınlardır.”
Kadın haklarının, insan hakkı bağlamında vazgeçilmez, devredilmez ve ertelenemez haklardan olduğunu belirten Yanık, kadınlara özgü çalışmalarda, kadınların hayatın tüm alanlarında hak, fırsat ve imkanlardan eşit şekilde yararlanmalarını sağlamalarının öncelikli hedefleri arasında bulunduğunu dile getirdi.
Bakan Yanık, kadınların, bireysel ve toplumsal olarak güçlenmeleri, daha nitelikli eğitim imkanlarına sahip olmaların, karar alma mekanizmalarında daha etkin yer almaları, işgücü piyasalarında istihdamları ile kadın girişimci sayısının artırılarak ekonomide daha fazla katma değer oluşturulmasının en önemli çalışma başlıkları arasında olduğunu ifade etti.
– “Kendisini yalnız ve çaresiz hisseden tek bir kadının kalmaması için uğraşıyoruz”
Türkiye'de ve dünyada acil çözülmesi gereken bir mesele olarak karşılarına çıkan kadına yönelik her türlü ayrımcılığı ve şiddeti önlemek ise en önemli gündem maddelerinden biri olduğuna vurgu yapan Yanık, şunları söyledi:
“Bu amaçla 'şiddete sıfır tolerans' ilkesi doğrultusunda şiddet mağduruna ve şiddet failine yönelik ayrı ayrı çalışmalar yürütmekteyiz. Ulaşamadığımız tek bir kadının kalmaması için tüm Türkiye'de her bir hanenin kapısını çalıyoruz. Kadınların her türlü sorununu çözmek ve ihtiyacını karşılamak üzere, sosyal hizmet ve sosyal yardımlara erişmekte zorluk yaşayan kadınları evlerinde ziyaret ediyoruz. Bu ziyaretler çerçevesinde o hane içinde yaşayan kadınlara bakanlığımızın hizmetlerini anlatıyor, varsa sorunlarını çözüyor, yönlendirilmesi gereken durumlarda diğer kamu kurumlarına yönlendirilmelerini yapıyoruz. Bu sayede hükümet olarak temas etmediğimiz hiçbir kadının, kendini yalnız ve çaresiz hisseden tek bir kadının kalmaması için uğraşıyoruz.”
Bakan Derya Yanık, bugün özellikle şehirli kadınlardan hem kariyer sahibi bir iş insanı, hem bakımlı bir eş hem de fedakar bir anne olmasının beklendiğine dikkati çekerek “Bu beklentiye cevap vermek için kadınlar, kaldırabilecekleri yükün ötesinde bir çalışma temposunun içine girmekte ve iş, sorumluluk dengesinde adaletsizlikle karşılaşmaktadırlar. Bu noktada kadınların iş hayatını kolaylaştıracak düzenlemelerde bulunmak, aile bireylerini sorumluluğu paylaşmaya yönlendirmek adil ve yaşanılır bir gelecek için zaruridir. Bu kapsamda, Türkiye olarak kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi için çalışmalarımızı yoğunlaştırıyor, hangi kültürden, hangi yaştan ve hangi meslekten olursa olsun, mesleğini yapsın ya da yapmayı tercih etmesin, inandığı yolda yürümek isteyen kadınların yolundaki engelleri kaldırmak için çabalıyoruz.” diye konuştu.
– “Hak ihlalleri ve şiddetin her türü ile mücadele ediyoruz”
KADEM Başkanı Dr. Saliha Okur Gümrükçüoğlu da KADEM'in 2013 yılında kadın haklarını savunmak üzere kurulmuş bir kadın hareketi olduğunu söyledi.
“Varoluşta eşitlik, sorumlulukta adalet” ilkesiyle yılmadan, yorulmadan bu alanda faaliyet gösterdiklerini anlatan Gümrükçüoğlu, şöyle konuştu:
“Kadının onuru ile yaşayabileceği 'güvenli bir toplum ve adil bir gelecek' için çalışıyoruz. Kadınların hiçbir ayrımcılığa maruz kalmadan, eğitim, sağlık, iş dünyası ve siyaset gibi her alanda var olabilmesi için mücadele ediyoruz. Kadının fırsat ve imkanlardan eşit düzeyde yararlanması, toplumsal hayata katılımının dengeli olması, öncelikli hedeflerimiz arasında. Bu doğrultuda, akademik çalışmalara ağırlık veriyor, eksik bulduğumuz mevcut kadın literatürüne, kendi özgün söylemimizle katkı sağlıyoruz.”
Hak savunuculuğunun, en çok önemsedikleri çalışma alanlarından birisi olduğunu dile getiren Gümrükçüoğlu, özellikle istismara uğramış çocuklara ve şiddet görmüş kadınlara hukuki destek verdiklerini, ihtiyaç duydukları her konuda yanlarında olmaya çalıştıklarını belirtti.
Gümrükçüoğlu, hak ihlalleri ve şiddetin her türü ile mücadele ettiklerine işaret ederek bununla birlikte 9 yıldır pek çok projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.
Bu yola çıkarken gördükleri problemlerden birinin, Türkiye’deki kadın temsilinin tek sesli oluşu olduğunu aktaran Gümrükçüoğlu, şunları kaydetti:
“Bütün kadınları kuşatan, düşüncesi, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsun, kadının yanında duran bir oluşumun, özellikle bu ülkenin geleceği için ne kadar gerekli olduğunu gördük. Bu sebeple kadınları ayrıştırmayan, kadın ve erkeği birbirinin karşısında konumlandırmayan bir hak mücadelesine öncülük ediyoruz. 'Varoluşta eşitlik' ilkesini bozacak olan her türlü düşünce, sistem ve geleneği, 'insan hakkı ihlali' olarak görüyoruz. Tüm kültürlerdeki insani değerlere sahip çıkıyor, norm dayatıcı kültürel kodlardan kaynaklı ayrımcı uygulamaların, kadının insanlık değerinin önüne geçemeyeceğini düşünüyoruz.”