– Etkinlikten detay görüntü
– BTA İcra Kurulu Başkanı Sadettin Cesur'un röportajı
– İstanbul Havalimanı Mülki İdare Amiri Mehmet İlker Haktankaçmaz ile röportaj
Ege'nin kadim lezzetleri İstanbul Havalimanı'nda sergileniyor
Etkinlik kapsamında özgün Ege lezzetleri, 11-14 Ekim'de yolcuların tadımına sunulacak
İSTANBUL (AA) – TAV Havalimanları iştiraki BTA tarafından İstanbul Havalimanı'nda düzenlenen “Tadında Anadolu Ege Haftası” etkinliğinde Ege ve mübadele mutfağına yönelik çalışmalarıyla bilinen Şef Dilek Yetkiner’in hazırladığı farklı lezzetler yolcularla buluştu.
İstanbul Havalimanı dış hatlar terminali giden yolcu salonunda düzenlenen etkinliğin açılışına İstanbul Havalimanı Mülki İdare Amiri Mehmet İlker Haktankaçmaz, BTA İcra Kurulu Başkanı Sadettin Cesur, İGA İstanbul Havalimanı'nda yeme-içme hizmeti veren TUM'un Genel Müdürü Hüseyin Dönmez, mutfak sanatları araştırmacısı şef Ömür Akkor ile Ege ve mübadele mutfağına yönelik çalışmalarıyla bilinen şef Dilek Yetkiner katıldı.
Cesur, açılışta, İstanbul Havalimanı'nın Türkiye'nin dünyaya açılan kapısı olduğunu belirterek, “Tadında Anadolu, İzmir ve Ankara'dan sonra dış hatlarda İstanbul Havalimanı'nda. Bu bir ilk. Onlar hep iç hatlardaydı biliyorsunuz. Dolayısıyla burada dış hatlarda olduğu için buradan geçen her misafirimizin her yolcumuzun bütün dikkatini çekiyor.” dedi.
– “Tadında Anadolu bizim sosyal sorumluluk projemiz”
TAV Havalimanlarının servis şirketi olarak 8 ülkede 17 havalimanında faaliyetlerini yürüttüklerini anlatan Cesur, şöyle devam etti:
“İçlerinden bir tanesi var ki 'Tadında Anadolu' bizim sosyal sorumluluk projemiz. Bu sosyal sorumluluk projemizde zaman zaman tema haftaları, bölgenin mutfağıyla veya şehrin mutfağıyla bu ürünleri tarladan soframıza getirirken bütün hikayelerini anlatıyoruz. Dolayısıyla bu hikayelerden bugün bizim için en özellerinden bir tanesi 1923 yılı sonunda Girit Kandiye'den Urla'ya göç eden bir ailenin hikayesi. Dilek şefim dördüncü kuşak torunu. Bir Giritli aslında ve tabii ki oradan göçmüş bir ailenin torunu. Anneannesinin yemek reçetelerine sahip çıkıp, onu günümüze kadar taşıyan çok kıymetli bir meslektaşım. O yüzden bugün burada aslında bir nevi ağırlıklı 'mübadele yemeği' yiyeceğiz. O yemekleri tadacağız. Onların hikayelerini dinleyeceğiz. Onların anılarını bir nebze yaşatacağız.”
Haktankaçmaz da etkinliğin havalimanı açısından bir zenginlik olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Özellikle Türkiye'nin, Türk kültürünün tanıtımı açısından çok büyük önem arz eden bu etkinlik için TAV'ın bir kuruluşu olan Tadında Anadolu'ya teşekkür ediyorum. Gerek yiyecek içecek kısmında gerekse el sanatları kısmında gezerken Anadolu'nun, Türkiye coğrafyasının sadece 780 bin kilometrekareden ibaret olmadığını bir kez daha gördüm. Niye olmadığını da bir kez daha çok iyi bir şekilde anladım. Çünkü Anadolu hakikaten bir medeniyetler havzası. Burada mutfak kültüründen örf ve aletlerimize kadar bir zenginlik söz konusu. Kültürel zenginliğimiz, hoşgörümüz buradan geliyor. Tadında Anadolu'ya da özellikle ülkemizin tanıtımına, havalimanımıza kattığı değer açısından teşekkür ediyorum.”
Dönmez de Tadında Anadolu'nun başlı başına çok önemli bir konsepti ve misyonu olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
“Öncelikle Türk mutfağının, Anadolu kültürünün tanıtılmasıyla alakalı önemli misyonu yerine getiriyor. Bugün Ege yemekleri haftasıyla bunu taçlandırıyor. Özellikle havalimanımızdaki yiyecek içecek karmasına çok büyük bir katkısı var Tadında Anadolu'nun. Biliyorsunuz havalimanımız Conde Nast Traveler tarafından dünyanın en iyi havalimanı seçildi. Bu büyük bir başarı. Çünkü tamamen okuyucuların tercihleriyle yapılmış bir seçim bu. Yıllarca diğer havalimanları bu kategoride birinci oluyordu. İlk defa biz bu konuda İGA olarak birinci olduk ve burada Tadında Anadolu gibi konseptlerin büyük katkısı olduğunu düşünüyorum. Özellikle Türk kültürünü, Türk mutfağının tanıtılmasıyla alakalı.”
– “Her yemeğin bir hikayesi var”
Şef Dilek Yetkiner ise Balkan Savaşları sonrası Anadolu'ya geri dönmek zorunda kalan göçmen bir ailenin dördüncü kuşağından olduğunu anlatarak, etkinlikte sergilenecek yemeklerin mübadele döneminin kültürel izlerini taşıdığını söyledi.
Etkinlikte sunulacak her yemeğin bir hikayesi olduğunu dile getiren Yetkiner, şu bilgileri paylaştı:
“Burada dört gün boyunca Ege mutfağını, aynı zamanda Girit göçünden etkilenen o mutfağı tekrardan değer katan mutfağı anlatmak, onların size tadımlarını yaptırmak için buradayız. Her yemeğimizin bir hikayesi var. O hikayeleri de sizlerle zevkle paylaşacağız. Burada olduğumuz için çok mutluyuz. Mübadele sırasında göç edenlerin birçoğu en kıymetli varlıkları olarak mutfak kültürlerine sahip çıkmışlar. Anadolu'nun birçok yerine yayılmışlar. Ben kendim Ege Bölgesi'nde Urla'da doğup büyüdüm. O yüzden de o bölgedeki göç edenlerin mutfağına sahip çıkıyorum. Anneannemden öğrendiğim eski reçeteleri yapıyorum. Sonrasında da biraz da uyarlamalar da yapıyoruz. Ama önceliğimiz reçetelerin ilk baştaki orijinal tariflerini, doğru pişirme yöntemleriyle, doğru sunumlarla aslında hafızamdaki lezzetleri tekrardan gün ışığına çıkartan bir şefim.”
Mutfak sanatları araştırmacısı şef Ömür Akkor da havalimanlarının kültürlerin tanıtımı açısından önemine değinerek, “Bu tarz etkinliklerin havalimanında olması çok önemli. Havalimanları aynı zamanda kültürün çok temsil edici bir alanı yabancılar için. Türk Hava Yolları fazla yabancı transit yolcu taşıyor burada.” dedi.
Şef Dilek Yetkiner’in hazırladığı menüde Türkiye’de sadece Urla ve Karaburun Yarımadası’ndaki meyve sebzelerden yapılan birbirinden özgün Ege lezzetleri 11-14 Ekim'de yolcuların tadımına sunulacak.