İSTANBUL (AA) – Pakistan ve Azerbaycan Milli Meclis Başkanları, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan arasında kurulacak güçlü iş birliğinin hem bölgesel hem de uluslararası alanda önemli sonuçlar doğuracağını vurguladı.
Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan Üçlü Meclis Başkanları 2. Toplantısı, TBMM'nin ev sahipliğinde İstanbul Renaissance Polat Otel’de düzenlendi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop başkanlığında düzenlenen toplantıya parlamento başkanlarının yanı sıra yabancı misyon şefleri ve bürokratlar da katıldı.
Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisi Başkanı Sahibe Gafarova, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, toplantıda alınacak kararların üç ülkenin iş birliğine büyük katkı sağlayacağını söyledi.
Türkiye'de 15 Temmuz'da Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nün kutlandığını hatırlatan Gafarova, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde Türk halkının birlik ve beraberlik içinde vatanına, bağımsızlığına, egemenliğine ve hükümetine sahip çıktığını anlattı.
Gafarova, 15 Temmuz darbe girişiminde şehit olanların hatırasını saygıyla andığını belirterek, "Şunu belirtmek isterim ki; Azerbaycan halkı ve devleti, bu hain darbe girişimi karşısında ilk dakikalardan itibaren çok belirgin şekilde durdu ve bu darbe girişimini kınadı. Her zamanki gibi kardeş Türkiye'nin yanında olduğunu gösterdi." dedi.
Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Meclisinin inisiyatifiyle gerçekleşen Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye Parlamentosu 1. Üçlü Başkanlar Toplantısı'nın üzerinden bir yıl geçtiğini anımsatan Gafarova, üç ülke arasında yeni iş birliklerinin yeni ihtiyaçlardan kaynaklandığını dile getirdi.
Gafarova, üç ülke arasında ilişkilerin sürekli ve kapsamlı şekilde geliştiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Üç ülke yakın iş birliği, uluslararası düzeyde ortak eylem ve destekle karakterize edilmiştir. Sizin de bildiğiniz gibi, 2020'de İlham Aliyev liderliğinde Azerbaycan, Karabağ topraklarını işgalden kurtarmayı başardı. Azerbaycan topraklarının işgalden kurtarılması sürecinde hem Türkiye hem Pakistan siyası ve manevi destek vermiştir bu da kardeş halklarımız arasındaki dayanışmayı artırmıştır. Bu devletlerimiz arasındaki ilişkilerin bir göstergesidir aslında. Kuşkusuz bütün bunlar ülkelerimiz arasındaki ilişkileri daha da derinleştirmekte, daha da güçlendirmektedir"
Geçen yıl, Bakü'de gerçekleşen üçlü iş birliği platformunun özel bir öneme sahip olduğuna işaret eden Gafarova, bu toplantılarla hükümetler ve halklar arasındaki ilişkileri üst düzeylere taşımaya çalıştıklarını söyledi.
Gafarova, dünyada salgın, silahlı çatışmalar, iklim değişikliği, gıda ve enerji gibi insani krizlerin yaşandığını vurgulayarak, "Dolayısıyla bu sorunlar, uluslararası alanda da ciddi sorunları ortaya çıkarmaktadır. Maalesef yeni süreçte, uluslararası düzlemde bazı çifte standartlarla karşı karşıyayız. Hala adaletsizlik var, hala uluslararası hukuk açıkça ihlal ediliyor. Bireysel olarak bazı ülkelere karşı farklı tutumlar ve ayrıcalıklara da şahit oluyoruz. Böyle bir ortamda meclislerimizin ortak iş birliği son derece önemlidir." diye konuştu.
Gafarova, parlamento üyelerinin ülkeler arasındaki iş birliğini geliştirmede önemli bir diplomasi görevi yüklendiğini belirtti.
Azerbaycan, Pakistan ve Türkiye meclis başkanları arasında üçlü iş birliğinin bölgeye yeni bir ortak eylem çerçevesi kazandırdığına dikkati çeken Gafarova, şunları kaydetti:
"Üç ülke meclis başkanları, uluslararası prensipleri kendine rehber olarak almış ve barışı, istikrarı, ilerlemeyi desteklemektedir. Genel ilgi alanı olan bu platformu oluştururken, bölgesel ve küresel konulara yakın iş birliği yapmak, uluslararası parlamenterler örgütleri çerçevesinde üç kardeş ülkenin parlamentosu arasındaki ilişkilerimizi geliştirmek bizim en önemli amaçlarımızdan biridir. Son dönemde uluslararası parlamenter örgütlerin toplantılarında çeşitli etkinliklerle bu görevimizi yerine getirdik ve ortak faaliyetlerimizle daha da zenginleştirdik. Bence biz yasama organlarının temsilcileri olarak ticaret, ulaşım, yatırım, enerji, eğitim, turizm, kültürel alışveriş gibi alanlarda hükümetlerimizin çabalarını tam olarak desteklemeliyiz."
Temmuzda Azerbaycan ve Ermenistan dışişleri bakanlarının ikili görüşmeler gerçekleştirdiği ancak Ermenistan'ın müzakerelere başlamak için somut bir adım atmadığını kaydetti. Gafarova, bölgede barış ve istikrarın sağlanmasının tek yolunun, Ermenistan'ın yükümlülüklerini yerine getirmesinden geçtiğini ifade etti.
– "Gıda ve enerji krizi konusunda yeni stratejiler geliştirmeliyiz"
Pakistan Milli Meclisi Başkanı Raca Pervez Eşref de Bakü deklarasyonundan sonra ikinci üçlü toplantının yapılmasının önemine vurgu yaptı.
Üç kardeş ülkenin, barış ve güvenlik konularında tutarlı ve anlamlı biçimde bir araya geldiğini dile getiren Eşref, "Dünya ve bölge genelinde barış, istikrar ve güvenliği baz alarak bir araya gelen üç ülkenin bu toplantılarla ortak hedeflerine doğru gitmeyi ne kadar önemsediğini ortaya koyuyor. Salt stratejik bir parlamento ortaklığı değil." dedi.
Eşref, Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan'ın bölgesel güvenliklerini koruma noktasında meşru bir çaba gösterdiğini vurgulayarak, üç ülkenin yasa dışı birtakım işgallere karşı birbirine destek verdiğini anlattı.
Dünyanın farklı noktalarında devlet ve devlet dışı terörizm hareketlerinin hızla arttığına dikkati çeken Eşref, şunları kaydetti:
"Bu noktada yapılması gereken şey, ortak yönetişimle birlikte bölge içerisinde güvenliği tesis edecek koşulların ve şartların sağlanmasıdır. Hepimizin de farkında olduğu gibi Afganistan'da terörist faaliyetler çoğalarak karşımıza çıkıyor. Terörizmle mücadele etmeyi kendine amaç edinmiş bir ülke olarak Pakistan, sürekli olarak bölgesel güvenlik için ne yapılması gerekiyorsa bunu yapmaya hazır. İki kardeş ülke ile yakın iş birliğini sürdürerek bölgesel güvenliğini sağlamaya çalışıyor ve destek veriyor."
Rusya-Ukrayna savaşının bölgesel ve uluslararası barışı tehdit ettiğine değinen Eşref, dünyanın sosyo-ekonomik olarak bu savaştan ciddi şekilde etkilendiğini dile getirdi.
Uluslararası barış ve istikrarın Ukrayna savaşından etkilendiğini dile getiren Eşref, "Bu durum, dünyada ve Avrupa'da yeni bir güvenlik mimarisi ortaya çıktı. Aynı zamanda gıda ve enerji sorunu da bu savaş sonrasında ortaya çıkan ve dünyayı zorlayan bir durum. Dolayısıyla yeni stratejiler ortaya koymalıyız. Daha çok iş birliği konusunda adımlar atmak zorundayız." değerlendirmesinde bulundu.