CENEVRE (AA) – Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 84. yılında, İsviçre'deki Türkiye'nin Birleşmişler Milletler (BM) Cenevre Ofisi nezdinde Türkiye Cumhuriyeti Daimi Temsilciliği, Cenevre Başkonsolosluğu, Zürih Başkonsolosluğu ve Bern Büyükelçiliği'nde anma töreni düzenlendi.
BM'deki Türkiye Daimi Temsilciliğinde düzenlenen törene, Büyükelçi Sadık Arslan, BM Medeniyetler İttifakı Cenevre Ofisi Kıdemli Temsilcisi Büyükelçi Namık Güner Erpul, Daimi Temsilcilik mensupları, KKTC Temsilcisi Gizem Alpman Celen ile Cenevre'de mukim bazı BM kuruluşlarında görevli Türk temsilciler katıldı.
Yerel saatle 09.05'te saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende, Büyükelçi Arslan ile genç bir diplomat konuşma yaptı.
Bern Büyükelçiliğinde düzenlenen anma törenine, Türkiye'nin Bern Büyükelçisi Emine Ece Özbayoğlu Acarsoy, Büyükelçilik müşavirleri ve diğer çalışanları katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan program, Türkiye'nin Bern Büyükelçiliği Müsteşarı Evren Müderrisoğlu'nun konuşmasıyla devam etti.
Müderrisoğlu, "Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü, ebediyete intikalinin 84. yıl dönümünde, hiç dinmeyen bir özlem ve hiç azalmayan bir sevgiyle anıyor, Atamızın manevi huzurunda bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Ruhu şad olsun. Cumhuriyetimizin banisi, ülkemizi muasır medeniyet seviyesine eriştirmek hedefiyle 57 yıllık ömrüne koskoca bir tarih sığdırmış Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e çok şey borçluyuz. Onun yaptıkları, elbette tek tek saymakla tükenmeyecektir." ifadelerini kullandı.
Atatürk'ü askeri deha, karizmatik lider veya ileri görüşlü siyasetçi olarak resmetmenin mümkün olduğuna değinen Müderrisoğlu, bu nitelemelerin hepsinin eşit derecede doğru ve geçerli olduğuna işaret etti.
Müderrisoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Dış politika alanında Atatürk’ün ortaya koyduğu vizyon, 'Yurtta sulh, cihanda sulh' sözleriyle çizdiği hedef ve bu yönde izlediği kararlı politikaların üzerinde özellikle günümüzün sınamaları karşısında hassasiyetle düşünülmesi gerekmektedir. Bu politika, Türk devletinin bugünkü konumuna gelmesindeki en önemli etkenlerden birini teşkil etmiştir. Türkiye’nin her alanda sahip olduğu büyük potansiyelin hayata geçirilebilmesine imkan tanıyacak bölgesel ve uluslararası güven ve istikrar ortamının yaratılması için çaba sarf edilmiş ve Türkiye, o dönemde de içinde bulunduğu coğrafyanın zorunlu kıldığı biçimde, ulusal çıkarlarını en üst düzeyde gözetmeyi başarmıştır. Gerçekten de Türkiye'nin askeri ve ekonomik açıdan belki de en kırılgan olduğu o dönemde hayati adımlar atılabilmiştir. Örneğin, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'yle İstanbul ve Çanakkale boğazlarının geçiş rejimi ve güvenliği üzerinde tam kontrolümüz sağlanmıştır. Montrö Sözleşmesi'nin ne kadar hayati önemi haiz olduğunu Rusya-Ukrayna Savaşı'nda bir kez daha idrak ediyoruz."
– "10 Kasım Atatürk'ü, Cumhuriyetimizin esaslarını daha iyi anlamak için fırsat"
Cenevre Başkonsolosluğu'nda düzenlenen anma törenine ise Türkiye'nin Cenevre Başkonsolosu İpek Zeytinoğlu Özkan, Türkiye'nin Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Alparslan Acarsoy, Batı İsviçre'de bulunan STK temsilcileri ile Türk vatandaşları katıldı.
Büyük Önder Atatürk'ü, ebediyete intikalinin 84. yılında anmak üzere bir araya geldiklerini ifade eden Özkan, 3 yıldır ilk defa salgından kaynaklanan kısıtlamaların olmadığı bir şekilde 10 Kasım'ı idrak ettiklerini söyledi.
Bu vesileyle sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle yeniden birlikte olmanın mutluluğunu dile getiren Özkan, şöyle devam etti:
"Atatürk, Anafartalar Kahramanı, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, Cumhuriyetimizin Kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımızdır. Tüm dünya kendisini dahi bir komutan, lider ve devlet adamı olarak kabul etmektedir. Atatürk, özgürlüğe ve bağımsızlığa olan tutkusuyla milletine olan inancıyla tüm ümitlerin tükendiği bir anda, elindeki kısıtlı imkanlara rağmen, halkından aldığı güç ve destekle birlik ve beraberlik çatısı altında topladığı Türk milletinin kaderini ve tarihin akışını değiştirmiştir."
Türkiye'nin, dünyanın saygın ülkeleri arasında yerini almasını, bölgesinde ve dünyada itibarı her gün güçleniyor olmasını, Atatürk tarafından atılan sağlam temellere borçlu olduklarına işaret eden Özkan, "Dolayısıyla, 10 Kasım günlerini sadece bir matem günü olarak değil, Atatürk'ü, milleti, ülkesi için olan vizyonunu ve Cumhuriyetimizin esaslarını daha iyi anlamak için bir fırsat olarak görmeliyiz. Zira Atatürk'ün söylediği gibi; milletimiz ecdadını tanıdıkça daha büyük işler yapmak için kendisinde gerekli kuvveti bulacaktır." diye konuştu.
Türkiye'nin Zürih Başkonsolosluğu'nda da 10 Kasım Atatürk'ü Anma Günü dolayısıyla anma töreni düzenlendi.
Başkonsolos Hasan Emre Uygun, burada yaptığı konuşmada, Atatürk’ün Türk milleti için önemine değinerek, yaptığı hizmetlerin gelecek nesillere aktarılması gerektiğine vurgu yaptı.