İSTANBUL (AA) – Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi Hiperbarik Tedavi Bölümü’nden Uzm. Dr. Özdinç Acarlı, birçok hastalığın tedavisinde hayati önem taşıyan hiperbarik oksijen tedavisinin başta şeker hastalarının yaraları ve kronik yaralar olmak üzere yetersiz beslenmeye bağlı kemik doku ölümü, kemik iltihabı, damar tıkanıkları nedeniyle gelişen yaralar, vurgun hastalığı, radyoterapi sonucu ortaya çıkan yaralar ve yanıklarda tedavi amaçlı kullanıldığını belirterek, "Merkezdeki basınç odalarımızda kanda ve dokularda oksijen seviyelerini yükselterek vücuttaki oksijen ile kan dolaşımının bozuk olduğu bölgelere yüzde 100 oksijen gönderiyoruz. Hastaların yakın takibi ve doğru değerlendirme tedavinin ciddi yan etkilerinden korunmak adına çok önemli." ifadelerini kullandı.
Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi açıklamasına göre, bünyesinde Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi’nin hizmet vermeye başladığını bildiren Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi Hiperbarik Tedavi Bölümü’nden Uzm. Dr. Özdinç Acarlı, hiperbarik oksijen tedavisinin faydaları ve hangi hastalıklarda kullanılabileceği hakkında bilgi verdi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi Hiperbarik Tedavi Bölümü’nden Uzm. Dr. Özdinç Acarlı, hiperbarik oksijen tedavisinin özellikle dokularda oksijenlenmenin azaldığı greft ve flep ile doku onarımları (doku yamaları) uygulanan hastalarda destekleyici ve iyileşmeyi hızlandırıcı etki gösterdiğini belirterek, "Trafik kazaları, deprem gibi doğal afetler sonucu görülen ezilme tarzı yaralanmalarda da başarılı yanıtlar alınıyor. Genellikle soba veya şofben zehirlenmesi olarak bilinen karbonmonoksit zehirlenmesi, ani işitme kaybı, ani görme kaybı, dalışta basınç değişikliğine bağlı gelişen ve vurgun olarak da bilinen dekompresyon hastalığı ve beynin oksijensiz kalması sonucu oluşan anoksik ensefalopati de HBOT’nin etkin olduğu bilinen hastalıklar arasındadır." ifadelerini kullandı.
Tedavi ile hastaların kan, vücut sıvısı ve dokularında çok daha yüksek miktarda oksijen çözünebilir ve dokulara ulaştırılan oksijen miktarı artırılabileceğini aktaran Acarlı, şunları kaydetti:
"Doku oksijenlenmesinin artması ile birlikte dokuda ödem (şişlik) geriler ve zararlı etkileri azalır. Ek olarak bazı bakterilerin üremesini engeller, antibiyotiklerin etkisini arttırır ve savunma hücrelerinin mücadele kapasitesini artırır. Hasarlı dokuda yangıyı azaltıp yeni damar ve bağ doku oluşumunu artırır, yara iyileşmesini destekler. Dekompresyon hastalığı veya hava ve gaz embolisi gibi durumlarda vücut sıvı ve dokularındaki gaz kabarcıklarının küçülmesini, kabarcıkların tıkadığı bölgelere oksijen taşınmasını ve dokulara kan akışının düzelmesini sağlar. Hiperbarik oksijen tedavisi ile sağlanan çok yönlü etkiler her hastalık veya hasta için ayrı kullanım temeli ve gerekçesi oluşturur."
– Birkaç seansta tedavi olma şansı yüksek
Acarlı, seans sıklığının kişiye özel hasta değerlendirmesi sonrasında planlandığını belirterek, “Her seans için tedavi süresi genellikle 90-120 dakika sürmekle birlikte acil tedavi gerektiren 'Vurgun Hastalığı' gibi bazı hastalıklarda bu süre 6 saate kadar uzayabilir. Günde bir veya birden fazla seans uygulanabilir. Bazı hastalar birkaç seans sonrasında iyileşerek taburcu olabilirken, bazı hastalıklarda tedavi 80 seansa kadar uygulanabilir.” değerlendirmesinde bulundu.
Hastaların yakın takibi ve güvenli tedavi ortamlarının olmasının ciddi yan etkilerden korunmak adına çok önemli olduğuna dikkati çeken Acarlı, şu ifadeleri kullandı:
"Hiperbarik oksijen tedavisi sırasında en sık görülen yan etki basınç değişikliğinin neden olduğu barotravmadır. Bu barotravmalar içinde de en sık orta kulak barotravması görülmekte, fakat genellikle herhangi bir hasar bırakmadan kısa sürede iyileşir. Oksijenin sinir sistemine uyarıcı etkisi (Oksijen toksisitesi), pnömotoraks(akciğer sönmesi), geçici miyopi gibi diğer yan etkiler çok nadiren görülür. Olası yan etkiler açısından hastalar tedavi öncesinde muayene edilmekte ve gerekli tetkiklerle değerlendirilir."