İSTANBUL (AA) – GÜLŞEN TOPÇU – İlk kez Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan Katar'daki maçlar dünya kamuoyunun dikkatini bölgeye çekerken Arap halklarını da birleştiren bir organizasyona dönüştü.
Katar'daki dev organizasyon pek çok açıdan ilklerin yaşandığı bir sahneye dönüştü. Başta Suudi Arabistan ile Katar olmak üzere bölge ülkeleri arasındaki gizli rekabetler ve iç çekişmelere de adeta "devre arası" verilmesini sağladı.
Turnuva, Arap halklarının İsrail ile normalleşme sürecine karşı duruşu ile Filistin meselesine bağlılığını teyit etti. Arap taraftarların İsrailli gazetecilerle röportajları reddetmeleri, Filistin bayrakları açmaları ve "Filistin'e özgürlük" sloganları atmaları dünya basınında geniş yer buldu.
Kupa maçlarında en dikkati çeken konu ise Fas Milli Takım oyuncularının galibiyet kutlamaları oldu. Faslı futbolcular galibiyetlerini Filistin bayrağı açarak kutlarken, neredeyse tüm Arap ülkelerinde insanlar sokaklara dökülerek Fas bayraklarıyla sevinç gösterilerinde bulundu. Arap ülkelerinin liderlerinden de Fas'a tebrik mesajları yağdı.
– "Kardeşlik duyguları" tazelendi
Arap ülkeleri arasında yaşanan siyasi anlaşmazlıklar Katar'daki Dünya Kupası vesilesiyle rafa kaldırılmış ve Araplar aralarındaki kardeşlik duygularını canlandırmış görünüyor.
Suudi Arabistan milli takımının Arjantin karşısındaki 2-1'lik galibiyeti ve Fas milli takımının çeyrek finalde Portekiz'i 1-0 yenerek yarı finale yükselmesinin sevinci pek çok Arap ülkesinde sokaklarda kutlandı.
Suudi Arabistan'ın Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ile Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi'nin kupanın açılış maçında hazır bulundu. Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani de Suudi Arabistan ve Fas milli takımlarının maçlarının ardından bu ülkelerin bayraklarını açarak sevinçlerine eşlik etti.
BAE Devlet Başkanı Yardımcısı ve Dubai Emiri Şeyh Muhammed bin Raşid Al Mektum, Katar'ın Dünya Kupası'na ev sahipliği yapmasının, tüm Araplar için "alametifarika" olduğu yorumunda bulundu.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Bin Selman da 2022 Dünya Kupası boyunca tüm bakanlık ve devlet kurumlarına "Katar'a destek" talimatı verdi. Doha'da Katar ve Ekvador arasında oynanan maçla başlayan Dünya Kupası açılış törenine katılan Bin Selman, Katar bayraklı bir atkı taktı.
Futbolun milli takımlar düzeyinde bir numaralı organizasyonu olan Dünya Kupası'na ev sahipliği yapan ilk Arap ülkesi unvanını kazanan Katar, yerel ve modern kültürün bir araya getirildiği, yenilikçi tasarımlara sahip, güneş enerjisiyle çalışan ve aynı zamanda soğutma teknolojisiyle donatılmış 8 stadyum inşa etti.
Kasım ayı başlarında Doha'da kupa hazırlıklarıyla ilgilenen Katar Proje ve Miras Yüksek Komitesi tarafından düzenlenen forumda FIFA Başkanı Gianni Infantino, Katar'daki organizasyonun, "en iyi Dünya Kupası" olacağını söylemişti.
Katar, futbolseverlerin konforunu üst seviyede tutmak için ulaşım ve konaklamaya da büyük önem verdi. Resmi kaynaklara göre, 220 milyar dolarlık yatırımlarla ülke, bugüne kadar gerçekleştirilen en yüksek bütçeli organizasyona da imza attı.
– İslami ve yerel kültürü öne çıkarma çabası
Katar Kupa Yönetimi, statların çevresinde ve içerisinde alkol kullanımını yasakladı. Bu durum, bazı Batı ülkelerinin taraftarları tarafından tepkiyle karşılansa da FIFA Başkanı Gianni Infantino, Katar’ın uygulamalarına saygı duyulması gerektiğini söyledi.
Katar yönetimi, "One Love" yazılı gökkuşağı detaylı LGBT kol bandının takılmaması için de FIFA’ya baskı yaptı. FIFA da aldığı kararla bu bandı takan futbolculara maç başlamadan sarı kart gösterileceğini açıkladı.
Katar maçlara Haçlı kostümleri giyerek gelen İngiliz taraftarları da statlara almadı.
İngiltere'nin İran'ı 6-2 yendiği maçta Haçlı kıyafeti giyerek stada girmek isteyen bazı taraftarlar Katarlı güvenlik görevlileri tarafından engellendi. Bu görüntülerin sosyal medyada tartışılması üzerine FIFA bu kostümlerin yasaklandığını açıkladı.
Katar, maç saatleri dışında kenti gezen futbolseverlerin İslam kültürünü tanıması için de bir takım etkinlikler düzenliyor. Camilerde gönüllü hizmet veren görevliler ziyaretçilerin, Arap kültüründen çok etkilendiğini ve bunun İslam hakkında daha çok bilgi ve kitap istemelerine yol açtığını kaydetti.