TBMM (AA) – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "dezenformasyonla mücadele düzenlemesi" olarak bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne işaret ederek "Dezenformasyon yasa teklifini getirmelerinin temel amacı, saray ve şürekasının ve onun beslemelerinin yaptığı yolsuzlukları kimse yazmasın diye. Mahkemelerden karar çıkarıyorlar, haberlere yasak getiriyorlar." dedi.
CHP TBMM Grup Toplantısı'nda, salondaki milletvekili sıralarına, "Umudun Lideri Kılıçdaroğlu", "Gençlik Seninle" yazılı tişörtler giyen CHP Gençlik Kolları üyeleri oturdu; dövizler ve Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafıyla sloganlar attı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasına başlayacağı sırada, "İktidar" şeklinde slogan atan gençlere "İktidar sizin ellerinizde." diye karşılık verdi.
Müzisyen Onur Şener'in öldürülmesinin, herkesin yüreğinde derin izler bıraktığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Bir müzisyeni öldürmek, bu kadar kamplaşma, bu kadar kavga toplumu nereye götürecek?" sorusunu yöneltti.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'yi barıştırmak ve huzuru getirmek istediğini; ülkenin gençlerinin caddelerde özgürce gezmesini, tercih ettiği müziği dinlemesini, icra etmesini, düşünce özgürlüğüne sahip olmasını, siyasetçileri özgürce paylaşabilmesini ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle karamsarlığa düşmemesini istediğini anlattı. Türkiye'de hangi görüşten, inançtan veya kimlikten olursa olsun hep birlikte huzur içinde yaşamak istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Bunun yolunu açmak istiyoruz." diye konuştu.
Salondakilerin "Hak, hukuk, adalet" şeklinde slogan atması üzerine Kılıçdaroğlu, "Hakkı, hukuku ve adaleti istiyorsunuz. Adaletin olmadığı bir yerde gençlik, üretim, düşünce özgürlüğü, hak hukuk, devlet olmaz. Devleti adalet üzerine inşa edeceğiz, beraber inşa edeceğiz. Mustafa Kemal Atatürk'ün size emanet ettiği Cumhuriyet'i, 100. yılda, 2. yüzyıla giderken o cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız." sözlerini sarf etti.
– "Demokrasiyi savunuyoruz, baskı rejimini değil"
CHP Lideri Kılıçdaroğlu, toplumun neden kavga eder hale getirildiğini, ayrıştırıldığını sürekli sorduğunu aktararak ezilenlerin ve yazı yazdı diye cezaevine atılanların yanında olmaya kararlı olduklarını anlattı. Kılıçdaroğlu, "Bunları yapmaya kararlıyız. En büyük gücüm bu ülkenin gençleri, yani sizlersiniz. 7,5 milyon gencimiz ilk kez sandığa gidip oy kullanacak. 7,5 milyon gencin tarihsel bir sorumluluğu var; ya bir dikta yönetimine kalıcılık sağlayacağız ya da bir dikta yönetimini demokratik yollarla sonlandıracağız. İkincide benimle beraber olmaya hazır mısınız?" diye seslendi.
Bu süreçte kendisinin ve milletvekillerinin günün 24 saati çalışacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, dokunulmayan insanlara dokunacaklarını, uğranılmayan evlere uğrayacaklarını ve onuruyla ayakları üzerinde duran bir Türkiye istediklerini anlatacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, engeller çıkarılacağının farkında olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk'ün emanet ettiği ülkenin gençlerinin her engeli aşıp hedefe ulaşma konusunda kararlı ve azimli olması gerektiğini vurguladı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sesinizi kısmak isteyebilirler. Onun hazırlıklarını yapıyorlar. 'Dezenformasyon yasası' getirdiler. Geçen dönem CHP'liler buna karşı çıktı, geri çektiler. Şimdi parlamento açılıyor, ilk önce bu yasa teklifini getiriyorlar. Sevgili gençler, hukuk dediğimiz yapı içinde eğer bir haber yalansa tekzip gönderebiliyorsunuz, mahkemeden tekzip kararı almadan bile açıp telefonda gazeteciyle konuşabiliyorsunuz. Eğer hala yanlış, gerçek dışı haber yapılabiliyorsa tazminat davası açabiliyorsunuz. Hukukun tanıdığı bütün yolları deneyebilirsiniz. Ama bununla yetinmiyorlar. Bakın televizyon kanallarına, hiçbir AK Parti'li milletvekili tartışma programlarına katılmaz, katılmıyor zaten. Çünkü vicdanı olan AK Parti milletvekilleri, 'Ya çıkar doğruyu söylerse' diye kaygı içindeler. Onun yerine kalemini satan gazeteci kimlikli insanları çıkarıyorlar. Günün 24 saati, altında 'gazeteci' yazıyor. Hiçbirisi gazeteci değil, kalemini satan insandan gazeteci olmaz."
Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın, "Basın İlan Kurumunu, 'basın infaz kurumuna' dönüştürdüğünü" savunarak isimlerini sıraladığı bazı gazetelere uzun süre ilan verilmediğini anlattı. Kılıçdaroğlu, basın mensuplarının görüşlerine saygı gösterilmesi gerektiğini kaydederek "Eğer siz bir düşünceyi yasaklarsanız, bir düşünceyi savunan gazetelere yasak getirirseniz doğru değildir; demokrasi bu değildir. Demokrasiyi savunuyoruz, baskı rejimini değil." dedi.
Gazetelerin tirajlarının, bağımsız bir kuruluş tarafından denetlenmesini ve ilanların buna göre verilmesini isteyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Sizin ödediğiniz vergileri 'havuz medyası'na aktarıyorlar ama hiç meraklanmayın, beraber hepsini çözeceğiz. 'Havuz medyası', her kanaldan besleniyor. En büyük kaynağı 'beşli çete'. 'Beşli çete'nin varlık nedeni, 'havuz medyası'; 'havuz medyası'nınki 'beşli çete'. O nedenle söylüyorum, geliyor gelmekte olan. Şimdi getirmişler bir kanun teklifi, bütün bunlar yetmiyormuş gibi özgür medyayı susturmak için başka arayışlara giriyorlar. Biz bunu da biliyoruz. Hangi arayışın içine girerlerse girsinler, bu ülkenin gençleri doğruları mutlaka görecektir ve doğruları mutlaka Türkiye coğrafyasının her satırında seslendireceklerdir. Bu ülkenin gençlerine katıksız güveniyorum ve inanıyorum. Sizler bu ülkeyi gerçek anlamda değiştireceksiniz."
– "Burada gizlilik kararı aldılar, kimse öğrenmesin diye"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, salondakilerin, "Çocuklar inanın, inanın çocuklar/Güzel günler göreceğiz güneşli günler/Motorları maviliklere süreceğiz/Güzel günler göreceğiz güneşli günler" şeklinde slogan atmaları üzerine "Bir şeyden emin olmanızı isterim, gerçekten de motorları maviliklere süreceğiniz bir ortamı yaratmak benim boynumun borcudur." dedi.
TBMM Genel Kurulunda bugün görüşülecek Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne işaret eden Kılıçdaroğlu, "Dezenformasyon yasa teklifini getirmelerinin temel amacı, saray ve şürekasının ve onun beslemelerinin yaptığı yolsuzlukları kimse yazmasın diye. Mahkemelerden karar çıkarıyorlar, haberlere yasak getiriyorlar." görüşünü savundu.
"Hızlı tren ihalesinde bir Alman firmasının, 10 milyon avro rüşvet dağıttığını" iddia eden Kılıçdaroğlu, bu konuyu kimsenin öğrenmemesi için gizlilik kararı alındığını, ancak Alman mahkeme raporlarından bu rüşvetin kimlere dağıtıldığını öğrendiklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, "Şimdi bunlara tamamen yasak getirmek istiyorlar, halk gerçekleri öğrenmesin, toplumun nasıl soyulduğunu kimse öğrenmesin diye. Ama bizler yapacağız. Doğruları söylemeyi, her yerde her zamanda dile getirmeyi temel ilke kabul edeceğiz." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, devleti yönetenlerin "Türkiye'nin bu hale gelmesinin dış güçler yüzünden olduğu" yönünde söylemi dile getirdiğini belirterek "Dış güçler Türkiye'yi bu hale getirdiyse şu soruyu rahatlıkla sorun, peki siz neredeydiniz? Siz demek ki ülkeyi yönetemiyorsunuz. Son mermiyi de ekonomiye sıkmışlar. Demek ki bir mermi kalmış, onu da ekonomiye sıkmışlar. Şu akla bakar mısınız Allah aşkına? Devleti yönetemediklerini itiraf ediyorlar. Eskiden hep CHP'yi suçlarlardı; 'Hep CHP'nin yüzünden oldu, CHP yaptı.' diye. Şimdi baktılar halk da inanmıyor." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, dış güçlere karşı duranların, onlara karşı onuruyla namusuyla direnen CHP'nin yanında olması gerektiğini kaydetti.
(Sürecek)