KOCAELİ (AA) – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Döngüsel Ekonomi ve Atık Yönetimi Daire Başkanı Sadiye Karabulut, "Belediye atıklarının geri kazanım oranı yüzde 13 seviyelerindeydi bugün yüzde 27,2'ye çıktı. Hedefimiz; yüzde 35'lere, yüzde 60'lara çıkarmak belirli yıllar bazında." dedi.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesince israfın önlenmesi ve kaynakların daha verimli kullanılması konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen "Sıfır Atık Festivali devam ediyor.
Kocaeli Kongre Merkezi'ndeki festival kapsamında moderatörlüğünü Sürdürülebilir Kalkınma Derneği (SKD) Genel Sekreteri Konca Çalkıvik'in yaptığı "Döngüsel Ekonomi Yol Haritası: Kamu Vizyonu" oturumu gerçekleştirildi.
Oturumda konuşan Karabulut, amaçlarının hem ülkenin hem iş dünyasının döngüsel ekonomiye geçişini en kolay ve hızlı şekilde gerçekleştirebilmek olduğunu söyledi.
Sıfır Atık Projesi'nin artık 5 yılını tamamladığını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayesinde de büyük noktalara geldiğini vurgulayan Karabulut, "Ülke politikası haline geldi sıfır atık. Baktığımız zaman ülkemizin tüm ulusal strateji dokümanlarında yer alıyor." dedi.
Karabulut, bu projeyle çok önemli adımların atıldığına işaret ederek, "Belediye atıklarının geri kazanım oranı yüzde 13 seviyelerindeydi bugün yüzde 27,2'ye çıktı. Hedefimiz; yüzde 35'lere, yüzde 60'lara çıkarmak belirli yıllar bazında. Bunu sağlayabilmemiz için de yerel yönetimlerle iş birliği ve onların bu sürece katılımı olmazsa olmaz." diye konuştu.
Geri kazanım hedeflerine ulaşmanın, sadece kağıt, metal, plastik ve cam gibi atıkların geri dönüşümüyle mümkün olmadığına dikkati çeken Karabulut, şunları kaydetti:
"Ülke olarak da atığımızın yaklaşık yarısı hala organik atık. Organik ve gıda atıklarının işlenmesi, gıda israfının önlenmesiyle ilgili hep beraber çok ciddi adımlar atmamız gerekiyor. Bunun için de şimdiye kadar alışık olduğumuz konvansiyonel atık yönetim mantığından biraz daha uzaklaşmamız lazım. Yerel yönetimlere baktığımızda artık atığı yöneten değil, artık kaynağı yöneten şehirler haline dönüşmesi gerekiyor. Bunun için de yerel düzeyde restoranlarla kafeteryalarla bu tür atıkları oluştuğu yerlerle iş birliği, vatandaşa dönük iş birliği yapılması çok önemli."
– "Atıkların bertarafı önemli"
Tarım ve Orman Bakanlığı Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İzleme ve Değerlendirme Daire Başkanı Burçak Yüksel ise atıkların bertarafının önemine işaret ederek, bu konuda belediyelerin kurduğu tesislerle atıkların uygun şekilde bertarafının ve geri kazanımının sağladığını söyledi.
AB uyum çalışmaları çerçevesinde çiftlikten sofraya stratejisinin bulunduğunu aktaran Yüksel, "Burada 2030 yılına kadar kimyasal pestisit kullanımının yüzde 50 oranında azaltılması öngörülüyor. Aynı zamanda toprak verimliliğinde herhangi bir kayıp olmaksızın besin kayıplarının yüzde 50 oranında azaltılması ve kimyasal gübre kullanımının yüzde 20'ye kadar azaltılması öngörülüyor. Bütün bu yaklaşımlar, bizim atık yönetimi için benimseyeceğimiz stratejinin bir parçasını oluşturuyor." şeklinde konuştu.
Yüksel, Bakanlığın tarımsal atıkların yeniden kullanılması konusunda yaptığı çalışmalardan bahsederek, Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğünün gıda ya da hayvan yemi olarak kullanılamayan birtakım bitkisel artıklardan enerji elde edilmesi amacıyla 2019-2021 yıllarında bir projeyi de uyguladığını sözlerine ekledi.
– "Döngüsel ekonomi, kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması noktasında önem kazanıyor"
Ticaret Bakanlığı Uluslararası Anlaşmalar ve Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü ise her yıl yüz milyarlarca ton kaynağın tüketildiğini ve bunun sadece yüzde 8,9'unun geri dönüştürüldüğünü söyledi.
Dünyada kaynak kullanımının 1970'lerden bu yana üç kat arttığını, 2050'ye kadar da bunun iki kat artmasının beklendiğini dile getiren Güçlü, döngüsel ekonominin, kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması noktasında önem kazandığını kaydetti.
Güçlü, Avrupa Birliğinin (AB) döngüsel ekonomi modeline geçiş konusundaki adımları hızlandırmak için Döngüsel Eylem Planı adı altında birtakım somut hedeflere yer verdiğini anlatarak, "AB'nin amacı; 2030 yılına kadar gıda ve tıbbi cihaz haricindeki bütün ürün gruplarına artık bu sürdürülebilirlik kriterlerini uygulamak. Dünya bu değişikliklere hazır değil. Bu gerçeklikleri görmek lazım. AB sektörleri de hazır değil. Bu yüzden zaten AB mevzuatlarında bakın geri dönüştürülmüş içerik kullanımı gibi hedefler 2030 yılına yönelik. Bu uzun vadeli bir yol. AB'nin şimdiden bu hazırlıkları yapmak için bir yol haritası çizdiğini görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.