Küresel rekabet gücünü artırmak, mevcut potansiyelleri ortaya koyarak hem toplumsal hem de ekonomik refah düzeylerini yükseltmek için politika tasarımında bu süreçlerin göz önünde bulundurulması gerektiğini dile getiren Turan, “Mevcut zorlu tablo fırsatları görmemize engel olmamalı. Belirsizlik ortamından çıkışta, sürdürülebilir dönüşümü bütüncül politikalarla çıpa olarak belirlediğimiz noktada yatırım, istihdam, rekabet gücü, ekonomik istikrar ve refah boyutunda ilerleme mümkün.” dedi.
Sürdürülebilir dönüşümün anahtarının, küresel ve tüm sektörleri içerisinde barındıran bütünsel işbirliğinden geçtiğini aktaran Turan, “Sürdürülebilirliğin yolu da yeşil ve dijital dönüşümü merkeze alan bir kalkınma yaklaşımının tüm paydaşlar tarafından benimsenmesinden geçiyor.” ifadesini kullandı.
“Hedefimiz, gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye”
Gerek yeşil gerekse dijital dönüşümün sağlanması için en önemli unsurun nitelikli insan kaynağı olduğunu vurgulayan Turan, toplumun ve iş gücünün dijital ve yeşil dönüşüme adaptasyonuna yönelik atılacak her adımın uzun vadeli kalkınmanın olmazsa olmazı olduğunu söyledi.
Turan, vakit kaybetmeden istihdam odaklı bütüncül politikalar ve mekanizmalar geliştirmeleri gerektiğini ifade ederek, mevcut iş gücünün becerilerine kesintisiz yatırım yapmaları ve bunu yaşam boyu süren bir yatırım haline getirmeleri gerektiğini bildirdi.
Anaokulundan itibaren kaliteli eğitime erişimde fırsat eşitliğinin güvenceye alınması gerektiğini aktaran Turan, insanların yaratıcılığını, özgür ve bilimsel düşüncesini, dijital ve sosyo duygusal becerilerini güçlendiren bir eğitimden bahsettiklerini kaydetti.
TÜSİAD Başkanı Turan, sözlerini şöyle tamamladı:
“Kalkınma, tüm paydaşlara uzun vadeli değer yaratmayı ve sosyal, çevresel boyutlarla toplum refahına katkı sağlamayı hedefleyen bir anlayışla mümkün olabilir. Bu yeni anlayışın temelini ise geçen yıl yayınladığımız 'Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa' çalışmamızda da vurguladığımız gibi üç unsur, yani insan, bilim ve kurumlar oluşturuyor.
Önceliğimiz, insanımızın yetkinliklerini geliştirmek, bilimi ve teknolojik gelişmeyi esas almak ve ekonomiden hukuka ve demokrasiye kadar tüm alanlarda güvenilir ve kapsayıcı kurum ve kuralları hayata geçirmek olmalı. 100. yılımıza girerken akıl, bilim, hukuk ve özgürlük üzerine inşa edilmiş Cumhuriyet değerleri ışığında hedefimiz, gelişmiş, saygın, adil ve çevreci bir Türkiye'dir. Bugünün temasıyla da çok iyi örtüştüğünü düşündüğüm bu vizyonun bizi hedeflerimize ulaştıracağına inanıyorum.”