Denizli’de 63 yıl önce bulunup dünyaya tanıtılan ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan ‘Tavas Kurbağasının’ korunması ve neslinin yaşatılabilmesi için alınan tedbirler sonrası popülasyon artmaya devam ediyor.
Tavas Kurbağası, 1960 yılında Prof. Dr. İbrahim Baran tarafından ilçeye bağlı Cakıroluk mevkiinde sulak bir alanda tespit edildi. Henüz 20 yaşındayken yeni bir endemik tür keşfeden Prof. Dr. Baran, dünyada sadece bu bölgede yaşadığı tespit edilen kurbağaların ismini ’Rana Tavasensis’ yani Türkçe ismiyle yaşadıkları yerin ismi olan ’Tavas kurbağası’ koydu. Endemik tür olan Tavas Kurbağası bilim dünyasına tanıtılmasının ardından 300-400 bireyin olduğu tespit edildi.
Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Eyüp Başkale, Prof. Dr. Serdar Düşen ve Prof. Dr. Olcay Düşen’nin 2010 yılında bölgede yaptıkları yeni incelemede Tavas Kurbağası neslinin tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu, sayılarının ise 50-60 arasına kadar düştüğü belirlendi. Akademisyenler, Akdağlar’ın eteğindeki 10 dekar sulak alanda yaşayan endemik türü korumak için harekete geçti. Kurbağaların korunması ve neslinin yaşatılabilmesi için Pamukkale Üniversitesi ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü iş birliğinde eylem planı hazırlandı. Yaklaşık 6 aylık arazi çalışmasının ardından endemik türün korunması ve neslinin ilerletilmesi için bölgeye tabelalar asılarak, etrafı tel örgüyle çevrildi. İlerleyen süreçte fotokapan kurulan bölge tamamen koruma altına alınarak gece gündüz izlendi. Yeni yapılan sayıma göre kurbağaların sayısının 200’e ulaştığı ve korumanın devam ettikçe sayının kademeli olarak artmasının beklendiği ifade edildi.
“Dağ kurbağası olarak biliniyor”
Tavas Kurbağasının korunması ve popülasyonunun artırılması için hazırlanan eylem planını takip eden Prof. Dr. Eyüp Başkale ise kurbağanın farklı türlerinin de ilerleyen süreçte ortaya çıktığını belirterek, “Tavas kurbağası ilk 1960 yıllarda tanımlandıktan sonra 1980’li yıllarda altın olarak tanımlanıyor. 2003 yılında su seviyesine çıkartılıyor. O gün Tavas ilçesi Çakıroluk mevkiinde bulunduğu tespit ediliyor. Tabi aradan geçen 10-15 yıl içerisinde birkaç farklı türü daha ortaya çıktı. Yaşam alanı çok dar bir alanı kapsadığı için türümüz nesli tükenmekte olan hayvanlar arasında geçiyor. Tabii Tavas kurbağası bir dağ kurbağası olarak biliniyor. Aslında bulunduğu yer tam bir çayırlık ve meralık bir alandır. Tavas kurbağası bitki varyasyonuyla birlikte çok güzel bir ekosistem içerisinde yaşıyor. Çok dar bir yayılış alanına sahipler ve bulunduğu ortamdaki sivrisinek yavruları, böcekleri tüketerek bizlere de hizmet ediyorlar. Bu çerçevede baktığımız zaman Tavas kurbağası gelecek nesle bırakılacak en önemli canlılar arasında yer alıyor. Koruma çalışmasında alanı te bir tel örgü ile kapattık ve içerisinde şu anda foto kapanımız var. Tel örgüye rağmen yine de orayı kullanmaya çalışan insanlar varsa foto kapana yakalanıyor. Yasağı çiğneyenler ise uyarılar yapılıyor. İlk zamanlar 300- 400 bireyden bir ara 50-61’a kadar düştü. Şuan tekrar 200’lere kadar çıktık. Bu da güzel bir yaklaşım. Bizler bu şekilde korumaya devam ettikçe sayıları kademeli olarak artacaktır” dedi.