İSTANBUL (AA) – Kendisi de otizmli olan Birsen Başar, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının otizmli bireylerle çalışan uzmanlarına, özel gereksinimli bireylere yaklaşım ve iletişim teknikleri konularında seminer verdi.
Bakanlığın Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü ile Tohum Otizm Vakfı iş birliğinde otizmli bireylerle çalışan uzmanlar için düzenlenen 4 günlük eğitim serisinin konuğu, yaptığı araştırma ile Hollanda Otizm Derneği (NVA) tarafından verilen "Yılın Tezi" ödülüne layık görülen Birsen Başar oldu.
Bostancı'da bir otelde düzenlenen programda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının otizm spektrum bozukluğu olan bireylerle çalışan 112 uzmanına yönelik seminer veren Başar, Belçika'da otizm uzmanlığı alanında eğitim aldığını ve Hollanda'da memur olarak görev yaptığı belediyede otizmlilere rehberlik ettiğini anlattı.
Başar, "yaşamın ilk üç yılı içinde ortaya çıkan ve yaşam boyu devam eden, sosyal etkileşim, sözel ve sözel olmayan iletişimde problemler, tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile kendini gösteren karmaşık gelişimsel bir bozukluk" olarak tanımladığı otizm hakkında katılımcılara bilgi verdi.
Otizmli bireylerin sosyalleşmekte, arkadaşlık kurmakta, insanların duygularını anlamakta ve doğru davranış göstermekte zorluk yaşadığını söyleyen Başar, otizmlilerin duygusal ve sınırlı ilgi alanına sahip olduklarını, açık ve net iletişime ihtiyaç duyduklarını aktardı.
– "Değişimler otizimli bireyleri zorlar"
Otizmli bireylerin tekrarlayıcı davranışlar sergilediklerini ve değişimlere karşı direnç gösterdiklerini dile getiren Başar, beklenmedik fiziksel değişimlerin otizmlileri zorladığını, bu yüzden değişimlerin en küçük detaylara dikkat edilerek zamanla yapılması gerektiğini belirtti.
Birsen Başar, otizmli bireylere rehberlik yapanlara, "Kısa ve öz konuşun, bilgi işlemine zaman verin. Sözünüzü tutun. Değişiklikleri zamanında açıklayın. Empati kurmaya çalışın. Otizmli bireyi iyi dinleyin. Duyu organları hakkında bilgi edinin." önerilerinde bulundu.
Kendisine otizm tanısı konulması ve sonrasında yaşadığı sürece ilişkin bilgi veren Başar, 3 yaşında konuşmaya başladığını, okuma yazmayı kendi kendine öğrendiğini, sonraları yalnız kalmaya başladığını ve 12 yaşından sonra otizmle ilgili problemlerinin arttığını anlattı.
Otizm tanısının uzun bir süre konulamadığını, annesinin ve babasının da otizm hakkında bilgisi olmadığını kaydeden Başar, üniversite bitirdiği, çalıştığı, kendini ifade edebildiği ve her şeyin farkında olduğu için Türkiye'de bazı insanların, kendisinin otizmli olduğuna inanmadıklarını dile getirdi.
Ailenin otizm konusundaki farkındalığının önemini vurgulayan Başar, otizmli çocukların tedavisinde ailelerin iyi olmasının birinci sırada geldiğini, bu süreçte ailelerin stres, umutsuzluk, üzüntü ve depresyon yaşayabileceklerini, bu sebeple profesyonel destek almaları gerektiğini ifade etti.
Başar, ailelerle çalışan profesyonellere, "Aileleri eğitime dahil edin. Sistem odaklı çalışma hakkındaki bilgileri artırın. Temel bir duruş geliştirin. Bunu bir takım olarak uygulayın." tavsiyesinde bulundu.