İSTANBUL (AA) – Özel sermaye fonu şirketleri uzun vadeli stratejik büyümeye odaklanıyor.
EY Türkiye'den yapılan açıklamaya göre uluslararası danışmanlık, denetim, vergi, strateji ve kurumsal finansman hizmetleri sunan Ernst & Young'ın (EY) özel sermaye fonları (PE) sektörüne ilişkin EY PE Pulse araştırması, sektörün 2022’nin üçüncü çeyrek döneminde ters rüzgarlarla karşı karşıya kalmaya devam ettiğini gösteriyor.
Yükselen faiz oranları, artan resesyon endişeleri, olumsuz seyreden makro göstergeler ve finansman piyasalarında yaşanan zorluklar, şirketlerin bu alanda yeni işlemler gerçekleştirme olanağını kısıtladı. Şirketler, yeni ürün lansmanları ve çeşitli gelişmelerle sektörün büyümeye devam etmesini sağlayacak yeni sermaye kaynaklarına dokunarak, uzun vadeli stratejik büyümeye odaklanıyor.
EY PE Pulse’a göre, geçen yıl ve 2022'nin başlarında rekor düzeylere ulaşan anlaşma faaliyetlerinden sonra, anlaşma hacimleri yılın ikinci yarısına doğru azalmaya başladı.
Makro görünümün daha belirsiz bir hale gelmesine ek olarak finansman piyasalarında yaşanan bazı sapmalar, şirketlerin etkili biçimde işletebilecekleri sermaye miktarını sınırladı. 2022’nin ilk yarısında işlem aktiviteleri, 2021'e göre yüzde 18 oranında azaldı. 2021'in özel sermaye fonu şirketleri için açık ara en yoğun sene olduğu düşünüldüğünde, bu görece daha hafif bir düşüşü temsil ediyor.
– 2022'de kaldıraçlı finansman aktiviteleri 350 milyar dolar
Üçüncü çeyrekteki aktivitelerde ise ikinci çeyreğe göre yüzde 55 düşüş gerçekleşti. Kaldıraçlı finansman piyasalarında yaşanan ve özel sermaye fonu şirketlerinin gerçekleştirebildiği anlaşmaların boyutunu sınırlayan türbülans, söz konusu düşüşe yol açan başlıca etkenlerden biri oldu.
Yeni kaldıraçlı kredi ihracının neredeyse 1 trilyon dolar seviyesine ulaştığı 2021’in ardından, 2022'de gerçekleşen kaldıraçlı finansman aktiviteleri tarafında yalnızca 350 milyar dolar ile önemli bir düşüş yaşadı.
2021'de 1 milyar dolar ve üzerinde gerçekleşen özel sermaye fonları sektöründeki anlaşmaların oranı yüzde 30 düzeyinde iken bu oran bu yıl yalnızca yüzde 22 olarak gerçekleşti.
EY PE Pulse, tüketici, gayrimenkul ve teknoloji gibi bazı sektörlerin, son 12 ayda daha büyük oranda özel sermaye fonu çekebileceğini de belirtiyor. Özel sermaye fonu toplama faaliyeti, geçen yıla göre daha düşük gerçekleşmiş olsa da, 2022'nin büyük bölümünde önemli ölçüde sabit kaldı. Şirketler 2022’nin ilk üç çeyreğinde önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 8 düşüşle 386 milyar dolar toplayabildi. 2022'nin üçüncü çeyreğindeki faaliyetler de ikinci çeyreğe kıyasla yüzde 13 yavaşlayarak 125 milyar dolara kadar geriledi.
Özel sermaye fonu çıkışları, aşağı yönlü değerlemeler ve alıcılar ile satıcılar arasındaki fiyat beklentileri arasındaki büyüyen fark nedeniyle üçüncü çeyrekte geçen yıla kıyasla yüzde 67 düştü.
Araştırma, özel sermaye fonu şirketlerinin teknolojiden yararlanan yeni ürünleri deneyimlemeyi sürdürdüğüne de dikkati çekiyor. Üçüncü çeyrek dönemde gerçekleşen bir dizi duyuru, özel sermaye fonlarının perakende pazarına girişini artırdığını gösteriyor.
Kaldıracın giderek pahalı hale geldiği ve şirketlerin öz sermaye katkılarını artırmalarının gerekeceği bir ortama girilirken, mevcut portföy şirketleri grupları için çarpanların son birkaç yıla göre büyük ölçüde daralması olası görünüyor. Özel sermaye fonu getirilerinin ise önemli ölçüde operasyonel değer üretimi tarafından yönlendirileceği anlaşılıyor.
Açıklamada görüşlerine yer verilen EY Türkiye Özel Sermaye Fonları Sektör Lideri Musa Gezer, EY tarafından hazırlanan ve dünya çapında özel sermaye fonları sektörünün nabzını yakından takip eden EY PE Pulse’a göre özel sermaye fonu şirketlerinin, zorlu koşullara rağmen kendilerini uzun vadeli stratejik büyümeye göre konumladıklarını gösterdiğini belirtti.
EY PE Pulse, faiz oranlarındaki ve finansman maliyetindeki artış sürdükçe, şirketlerin sermaye dağıtımı için yaratıcı yollar bulmaya çalışacağına işaret ettiğini aktaran Gezer, "Yatırımcılar için bu işlemler, ciddi operasyonel müdahalelere ihtiyaç olmadan düşük riskli finansman sağlama fırsatını temsil ediyor. Kurumsal ortakları için ise, daha sonraki yatırımlar için nakit ve borç kapasitesini korurken, sermaye maliyetlerini düşürme fırsatı sunuyor. Bu arayıştaki şirketlerin iş birliklerine daha fazla yönelebilecekleri alanlar arasında ise telekomünikasyon, ulaşım, yenilenebilir enerji ve mobilite sektörleri öne çıkıyor." ifadelerini kullandı.